6. bölüm

11K 574 176
                                    

Mete şok olmuş gözlerle kıçımdaki parmaklarıma bakıyordu, gözleri bir an sertliğime kaysa da tekrar o noktaya geri döndü. Utancımı bastıran tek şey korkuydu, bu şekilde hastaneye gitmek zorunda olmak berbattı.

"Yardım eder misin?" Utancımdan ağlamak üzereydim ve sesim titremişti.

"Ne oldu?" Boğuk sesi tüylerimi ürpertirken bakışlarımı yere indirdim.

"Vibratör içime kaçtı. Çıkartamıyorum, çok derinde ve jel yüzünden kayıyor." Yutkunarak deliğimdeki parmaklarıma bakarken kulakları ve boynu kıpkırmızı olmuştu.

"Tamam, bekle geliyorum." Banyodan koşar adım uzaklaşırken gözlerimden utanç gözyaşları süzülmeye başladı, koskoca Yüzbaşı Borabey'in düştüğü hale bak.

Alnımı tabureye dayadığımda elimin deliğimden uzaklaştırıldığını hissettim, ıslak bir bezle silip başka bir bezle kuruladı ve üstüne sanırım pudra döktü.

"Özür dilerim ama elimi sokmam gerek, Erkan sakin olmalısın." Kafamı sallayıp yüzümü fayanslara doğru çevirdim, ölmek istiyordum utancımdan.

"Şimdi senin rahatlamanı istiyorum, derin bir nefes al. Bir an önce çıkartalım ve seni temizleyelim." Derin bir nefes almak için çabalarken içime giren iri eliyle nefesim içimde takılı kaldı.

Deliğim ilk kez bu kadar gerilmişti ve bu dolulukla aniden orgazm oldum. Daha ne kadar rezil olabileceğimi düşünürken elindeki kocaman vibratörü yanıma bırakmasıyla gözlerim doldu.

"Tamam, oldu. İyi misin?" Elini omzuma koysa da ona dönemiyordum.

"Hm hm." Diye mırıldandım. Nefes sesiyle hareket ettiğini duysam bile kıpırdayamıyordum. O banyodan çıktığı gibi kendimi yere attım, ağlamak istesem bile beni duyabilirdi.

Bir süre orada öylece oturdum, kopan bacağıma içimden lanetler okuyarak banyomu tamamladım. Giysi almadığım için belime sardığım havluyla odama ilerledim.

Yatağın üzerinde giysilerim düzenli bir şekilde beni bekliyordu, kıpkırmızı suratımla giyinirken ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Gerçekten ömrüm boyunca daha fazla rezil olmamıştım.

"Erkan, tatlı ister misin? Çok güzel bir tatlı yaptım, dondurmalı hemde." Neşeli sesle kıpkırmızı suratımı ona çevirdim, dudaklarımı ısırıp dolu gözlerimle yüzüne bakarken odama girdi.

"Hey, sakin ol. Tamam, sakin ol. Bunu hiç yaşanmamış kabul edebilirsin, tamam mı? Unut ve utancını çöpe at." Söylemesi kolaydı, ömrümün en rezil anıydı.

"Yapamıyorum, kolay unutabilen birisi değilimdir." Kıkırdayarak bana baktı ve kollarını omzuma dolayıp sımsıkı sarıldı.

"Utanacak bir şey yok, ben bir sağlık personeliyim unuttun mu? Böyle şeylerle çok karşılaşıyoruz, hatta bir keresinde adamın birinden koca bir patlıcan çıkartmıştık. Hem de daha derinden, sonra adam hastaneden gülerek ve bize teşekkür ederek ayrıldı."

Ona inanmasam da bunun gibi olayları gazeteden okumuştum bir çok kez, zaten o yüzden bu kadar korkmuştum. Bunun gibi bir olayda ismimin geçebilecek olması ağır bir travma olurdu benim için.

"Hem artık aramızda pek fazla sır kalmamış oldu, bende sana kendi sırrımı söyleyebilirim istersen." Ona döndüğümde onu daha da çekici hale getiren, bol gamzeli gülümsemesiyle karşılaştım.

"Birden çok fetişim var, ayrıca askeri muayeneye kıçımdaki plugla gitmiştim. Öyle bir muayene olduğunu bilmiyordum ve pembe tezkere verilip yollandım." Gözlerim o kadar büyük açılmıştı ki halime kıkır kıkır güldü.

"Şaka yapıyorsun, değil mi?" Gamzelerini gözüme sokmak ister gibi yavaşça kafasını iki yana salladı, utancımı unutup büyük bir kahkaha attım.

"O hemşirenin yaşadığı şoku atlatması uzun zaman almıştır." Gülerek başını salladı, dişlerinin üstünde dilini gezdirip gözlerime bakarak konuştuğu zaman yutkunma ihtiyacı hissettim.

"Bana şey demişti, 'ne kadar yakışıklı ve ilgi çekici erkek varsa hepsi gay oluyor. Kadınlar ne yapacak yaaa...' Gülmek istesem de gülememiştim, benim yerime yanımdaki genç gülüp azar işitmişti." Kıkırdayarak konuşurken benden biraz uzaklaştı.

Hala bana sarılıyor oluşunu fark etmemiştim, kollarını omzumdan çözdüğünde içimden tekrar sarılmasını istemek geçiyordu. Bu düşünceyi hızla iterek yatağıma oturdum, tek ayağıma spor bir çorap geçirip ayağa kalktım.

"Bu yaşanan olay hiç olmadı ve sende bana sırrını hiç anlatmadın." Dedim, yüzü kısa süreliğine bozulsa da ufak bir tebessüm can buldu ıslak dudaklarında.

"Emredersiniz komutanım." Hasret kaldığımı bile fark etmediğim kelimeler dudaklarından döküldüğü gibi göz göze geldik ve ikimizin dudakları da yukarı kıvrıldı.

Hasta Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin