18. bölüm

5.9K 381 41
                                    

Kızım gittiği gibi soluğu Mete'nin yanında aldım, kollarına sokulup çilek kokusunu içime çekerken istemsizce derin nefesler alıyordum. Kokusuna tam anlamıyla bağımlıydım.

"Sevgilim, yemek kokuyorum." Gülüp boynunu derin derin öptüm.

"Senin kokunu hiçbir yemek bastıramaz ki, öyle mükemmel kokuyorsun sen." Mutlu mutlu gülümseyip dudağıma uzandı, beni minik minik öpüp geri çekildiğinde onu yapmacık bir sinirle izledim.

"Öyle bakmayın komutanım, ocakta yemeğim var." Komutanım dedikçe kanımın akışı bile hızlanıyordu sanki.

"Bu biraz ev hanımı bahanesi gibi oldu ama neyse, o güzel tatlından yaptığın için kabul ediyorum." Sözlerimle bol gamzeli bir gülümsemeyle bana döndü.

"Cinsiyetçi sözler yasak, unutma." Parmağını havaya kaldırıp beni tehdit ederken ne kadar sevimli göründüğünü düşünüyordum sadece.

"Ben salona geçiyorum, biraz daha burada durursam o yemek yanacak." Kafasını iki yana sallayarak gülerken yemeğine geri döndü, ben de telefondan tatil ayarlamaları için sitelere baktım.

İki hafta sonra Mete yıllık izne çıkıyordu ve biz ilk kez birlikte tatile çıkacaktık. Tabi ki Mete önce iki gün ailesini görüp gelecekti, onu evlendirmek isteyen ailesini....

İçimdeki kıskançlık büyürken sitede güzel bir tatil yeri gördüm, berrak sularıyla mükemmel bir manzarası vardı.

Oldukça güzeldi... hoşuma gitmişti.

Oda değil de, ev gibi olan apartlara bakıp sırıttım. İki ev arası oldukça uzaktı, kimse kimseye kulak misafiri olamazdı. Tarihleri girip ayarlamaları hallettim ve ekran görüntüsü aldım.

Kafamı arkaya yaslayıp sinirli bedenimi gevşetmeye çalışırken kucağımda birden hissettiğim ağırlıkla gözlerimi açtım. Mete üstten üstten bana bakıyordu, gülen yüzünde beliren gamzeleri sanat eseri gibiydi.

"Yemeğin altını kıstım, komutanım daha önemli şu an. İyi misin?" Sorarken gözlerimin içine baktığı için kafamı sallamak istesem de yapamamıştım.

"Aklıma ailenin zorlamaları geldikçe sinirleniyorum biraz, biliyorsun ben de aile baskısı yüzünden evlendim. Asya doğduğu için mutluyum tabi ama duygusuz bir evlilik yaşamak oldukça yorucu oluyor. Veee bunu kesinlikle yaşamanı istemem."

Anlayışlı gözlerle bana bakarken minik bir tebessüm vardı dudaklarında. Eğilip gözümün kıyısına bir öpücük kondurduğunda dudaklarım kıvrıldı. Beni ufak bir çocukmuşum gibi sevip güldürüyordu bazı zamanlarda.

"Seni uzun zaman görmemek için çabalayan ben ne kadar da aptalmışım.. insan geleceği olacak insanı bazen çok zor fark ediyor. Özür dilerim." Bu sefer gerçek bir gülümsemeyle bana bakıp dudağımdan hafifçe öptü.

"Aileme seni anlattım, babam zaten biliyordu ama anneme anlattım. Birlikte olduğumuzu ve birlikte yaşadığımızı söyledim, artık evlenmem için üstelemiyorlar." Kucağımdaki kalçasına sert bir tokat attım, gülerek kollarını boynuma sararken yanağını da yanağıma dayamıştı.

"Bunu bana söylememenin sebebi neydi peki, beni delirtmek mi?" Boynumu öpüp geri çekilirken kucağımda hafifçe hareketlendi.

"Delirtmek için başka yöntemler kullanmak daha zevkli oluyor, biliyorsun ki ikimiz de bu konuda oldukça yetenekliyiz." Evet son bir yılımızın büyük kısmında tavşanlar gibiydik, sürekli kendimizi yatakta buluyorduk.

"Yemeği kapatmalısın bence, yoksa gerçekten yanacak." Hımlayıp boynuma derin bir öpücük daha kondurdu, birçok kez beni böyle yükseltip yarı yolda bırakmıştı.

Bugün olan tavırları ise daha fazlası için istekli gibi görünüyordu, geçen sefer olan çekinik tavırlarından eser yoktu. Ateşe körükle gider gibi bir hali vardı hatta, yanacaksak birlikte yanacaktık her türlü.

"Mete, emin misin hayatım?" Dudağını hafifçe yalayıp kafasını olumlu anlamda salladı.

"Hmm hmm, hem de çok." Boğazımda atan kalbimle yutkundum, onun içinde olmak için tam bir yıldır sabredip beklemiştim.

"O zaman seni güzelce hazırlayalım, biliyorsun en istemediğim şey zarar görmen." Çilek kokan nefesiyle yüzüme yaklaşıp dudaklarıma doğru fısıldayıp sabrımın taşmasına sebep olan o kelimeleri döktü dudaklarından.

"Beni sizin yapın komutanım..."

Hasta Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin