13. bölüm

8.7K 513 53
                                    

Kapı çaldığında hızla toparlandık, yarım kalan zevkimle sinir tüm vücudumu ele geçirmek üzere gibi hissediyordum. Gelen kişiyi umursamayıp devam etmesini istemek bile geçti içimden.

"Afedersiniz, ben Erkan beyi arıyordum ama?" Duyduğum ince bayan sesiyle tüm sinirim uçuverdi, bu kadına bayılıyordum.

"İçeride, siz buyrun ben sesleneyim." Mete hissiz bir sesle konuştuğunda gülmek üzereydim.

"Genç ve güzel bir kadın geldi." Gözleri eğer alev çıkartabilseydi, şuan küllerim etrafta savruluyor olurdu.

"Geliyorum." Sakinleşen aletimi kontrol edip, Mete'yi sinir etmek için iki fıs parfüm sıktım.

Koltuk değneğimle içeri girdiğimde ayağa kalkan kadına büyük bir gülümsemeyle karşılık verdim. Başını yana eğip muzipçe gülümserken göz kırpıp yanına oturdum.

"Komutanım, mükemmelliğiniz tek bacağınıza rağmen yerli yerinde." Gülüp bende onu süzdüm.

"Melek hanım, kutlarım, Arzu hemşire sonunda sizi kabul etmiş." Otuziki diş sırıtıp Mete'ye baktı, Mete yere bakıyordu.

"Yakışıklı, bir kahve yapsan da içsem. Gün boyu bu adamın timini çalıştırdım, canım çıktı vallahi." Mete ayağa kalksa da ses vermemişti, umarım Melek zehirlenmezdi.

"Hoş çocuk, sevgilisi var mı?" Gülüp kendimi gösterdim, ağzı açıldı bir karış.

"Karşında duruyor,minik. Kıskandı şimdi, yoksa çok harika bir adam." Tek kaşını kaldırıp arkası dönük Mete'ye baktı.

"Kalçası harika, güle güle kullan." Kafasına yastığı çarptığım gibi güldü, iflah olmazdı bu kadın.

"Arzu neler yapıyor, devam mı bizim birliğe?" Sevgilisinden bahsedince yüzü aşık bir ifadeye büründü.

"Evet, her gün revirden en az on asker kovuyorum. Bok sineği gibi yapışıyorlar sevgilime." Sözlerine gülerken Mete kahveleri getirdi, kendine yapmamıştı.

"Kusura bakma, kocanı iki dakika çaldım ama ben gidince yine senin olacak nasılsa." Mete büyüyen gözlerle Melek'ten tarafa bakarken ben bu sefer ensesine patlattım bir tane.

"Ayyy, komutanım. Eliniz çok ağır, tamam uğraşmıyorum yakışıklı sevgilinizle. Maşallah ama, ne yedin de bu kadar büyüttün bu güzel kasları sen?" Mete şok olmuş gibi Melek'e bakıyordu sadece.

"Sevgilimin kaslarından çek gözlerini, onlara bir tek ben bakabilirim ufaklık. Arzu'yu bir arayayım da, senin kanın fazla gelmiş belli ki. Biraz kan ver, rahatlarsın." Gözleri kocaman açıldı anında.

"Allah'ını seversen yapma, en son sedyeden zor topladılar beni. Damaryolu mu açıyor, kolumu mu deşiyor anlamadım. En son bayılmışım zaten." Yalvarma moduna geçtiğinde piç piç güldüm yüzüne.

"Şakayı, şebekliği bırak artık. Nasıl gidiyor görevler falan onu anlat, çöktü mü o şerefsizlerin karargahı." Koyulaşan gözlerine öfke hakim olurken sertçe başını salladı, asker havası yüzüne yerleşmişti bile.

"Albay altı ayrı bölgeden saldırı planladı, yirmi leş, kırka yakın da tutuklu çıkarttık deliklerinden." Derin bir nefes aldı.

"Sizi vuran sniperlarını Eren başçavuş iki kaşının arasından vurdu, dizlerinin üstünde yalvarırken hemde." Yutkunup geriye yaslandım, nefesim daralmıştı.

Mete'ye döndüğümde dolu gözlerle bana bakıyordu, kolumun birini ona uzattım. Kollarıma atılan bedenle derin bir nefes aldım, ben bu adam sayesinde yeniden nefes alabiliyordum.

Melek dolan gözlerini silerken başını yere eğmişti, ellerini birbirine geçirmiş sıkarken dudaklarını ısırıyordu. Geniş gülümsemesi maskeydi, benim vurulmamın onu çok etkilediğini biliyordum.

"Mete, bir bardak su getirebilir misin?"

Melek sessizce ağlarken omzuna kolumu atıp kendime çektim, ilk geldiği gün yanlışlıkla bana baba dediğinden beri çok yakın olmuştuk. Dört yıl boyunca aynı birlikte görev yapmıştık, onun yeri bende ayrıydı.

Biseksüel olduğumu bilen tek arkadaşımdı, kendisi anlamıştı. Onunla her konuda konuşup şakalaşabilirdim, Asya kadar değerliydi benim için.

"Babacım ağlama ama, ölmedim sonuçta." Dalga geçtiğimi anladığı gibi benden ayrıldı.

"Ya bir dur yaa, bir ağlayayım da rahatlayayım. Hemen dalga geç zaten, iyi ki yanlışlıkla baba dedik bir kere."

Elinde su bardağıyla gelen Mete halimize garip bir bakışla bakıyordu, ona anlatmak istemiştim ki gülsün ve gamzeleri beni de gülümsetsin.

"Mete, bu Melek var ya... askeriyeye ilk geldiği gün tüm alayın önünde bana selam verirken baba dedi." Sonunda yüzünde o mükemmel çukurlar oluştuğunda Melek bakakaldı.

"Komutanım, melek yakalamışsınız. Anaa, düz olsam kesin şuan aşık olurdum valla, arkadaşım senin hiç çirkin bir yerin yok mu? Ciddi soruyorum bak, fizik on numara, boy okey, gözler harika, birde gamzen var amına koyayım. Diğer adamlar nal toplamış."

Mete gittikçe kızarırken onu kolumun altına çektim ve şakağından sertçe öptüm. Melek bize gülümseyerek bakıyordu, benim için mutlu olduğunu biliyordum.

"Bütün hepsi benim, inanabiliyor musun? Ama en önemlisi.... kokusuna tapıyorum." Derince kokladığım boynuyla Mete derin bir nefes alırken Melek ayaklandı.

"Ben kaçayım o zaman, gay porno bana göre değil çünkü. Siz bozmayın ben giderim, haftaya da sevgilimle geleceğim. Kimin sevgilisi daha mükemmel gör o zaman. Hıhhhh.." saçlarını savurup gittiğinde gülmüştüm hareketine.

"Deli kız..." Mete'yi sertçe öpüp şaşırtmadan önce son sözüm bu olmuştu.

Hasta Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin