9. bölüm

9.8K 504 84
                                    

Vücuduma dokunan dudaklar, göbek deliğimin etrafında dönen, ıslak ve sıcak dil, bacaklarımı sertçe yoğuran güçlü eller.....

Aletimin etrafında hissettiğim nefesin tahrik edici hissi ve aşağıdan bana bakan güzel gözler...

Kırmızı dudakların çevrelediği sert aletimin bir görünüp, bir kaybolması...

Toplarımın nazikçe okşanması...

Deliğimi keşfeden parmaklar ve o gözler...

Her hareketini gözlerime bakarak yapan o genç....

Tam içime girecekken parmakları, kapı zili bütün evde yankılandı. Gözlerimi açtığımda nefes nefese, ter içinde ve kocaman bir ereksiyonla başbaşaydım.

Saate baktığımda tam altıydı, Mete gelmiş olmalıydı. Kapıyı açmak için ayaklandım, halimi unutup kapıyı açtığımda gözleri vücudumda gezindi ve tüm yüzü kıpkırmızı oldu.

"İçeri geliyor musun artık?" Kafasını eğdiği yerden kaldırıp kekelemeye başladı.

"E-evet, ge-geliyorum. Anahtarımı evde unutmuşum, üzgünüm." Aceleyle içeri girip hemen mutfağa yöneldi.

Boxerden fırlayacak gibi duran aletime bir bakış atıp Mete'ye duşa gireceğimi haber verdim. Kafasıyla onaylayıp bana bakmadı, hızla çay suyunu koyup kahvaltı hazırlıyordu.

"Maydanoz varsa omlet yapabilir misin bugün?" Elleri durdu, bana döndü.

"Tabi ki, sen çıkana kadar hazırlarım. Çıkınca pişiririm, kıyafetlerini az sonra hazırlarım." Teşekkür edip banyoya girdim.

Sadece yapay vajinayı alıp jelle hazırladım ve içine girdim. İstemsizce inliyordum, aletimi tamamen kavrıyordu ve bir kadın kadar sıcak hissettiriyordu. Hareketlerim hızlandığında nefesim kesikleşmişti, gelmek üzereydim.

Alnımı soğuk fayansa dayayıp son kez derince inlerken kendimi hazza teslim ettim ve güçlü bir orgazmla boşaldım. Sabah gördüğüm rüyadan dolayı hala erekte haldeydim, sanki vücudum doymamıştı.

Mete izin yapsaydı birisini çağırabilirdim ama her gün buradaydı. Zaten müsait birisini bulabilmek de meseleydi. Duşumu alıp havlumu sarındığımda odama ilerledim, yatağın üstünde katlı halde kıyafetlerim duruyordu.

Fark ettiğim diğer şeyse, Mete duşta kapıma gelmemişti. Hayret vericiydi ve bu konuda ona sataşmak istiyordum. İçimden onunla uğraşmak geliyordu.

Mutfağa girdiğimde omleti tavada çeviren genci izledim, iştah açıcı duruyordu. Omlet yani...

Dudaklarımı yalayıp hazır olan sofraya oturdum, çay ve omlet hariç herşey hazırdı. Mükellef bir sofraydı...

"Kapımı çalmayı unuttun herhalde, yoksa bana anlayış gösteresin mi tuttu?" Hareketleri bir an duraksadı, sonra devam etti.

"Rahatsız etmek istemedim." Kısık sesi tereddütlüydü.

"Kıçıma elini sokman daha rahatsız ediciydi." Elindeki tahta spatula gürültüyle tezgaha düştüğünde gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Onu zorunda olduğum için yaptım." Kocaman gözlerle bana döndüğünde kaşlarımı kaldırdım, utanmış görünüyordu ve bu beni, onu daha çok utandırmak için teşvik ediyordu.

"O kadar esnek olduğumu bilmiyordum ve o kadar zevk vereceğini...." gözleri hafifçe titrerken hızlı hızlı kırpıştırdığı gözleriyle bana bakıyordu sadece.

"Bunu hayal bile edemezdim, çok başkaydı." Yutkununarak tavadaki omlete döndü ve tabağa yerleştirip çayları doldurmaya başladı.

"Benim lavaboya gitmem gerek, sen başla." Koşar adım lavaboya gittiğinde içimden kahkaha atmak geliyordu.

Mete hem sevimli, hemde erkeksiydi. İkisinin mükemmel bir karışımı olan bu genç insanı delirtecek kadar cezbedici geliyordu şuan bana. Tüm doğru ve yanlışları rafa kaldırıp önüme bakmaya karar verdim.

Omlet gerçekten harika olmuştu, krem peynir sürdüğüm ekmekle omletimi yerken Mete nemli bir yüzle karşıma oturdu. Dudakları kıpkırmızı olmuştu ve insanı davet ediyordu sanki.

Nefesim tekrar hızlanırken uzun uzun onu izledim, kahvaltı bittiğinde de, kahvemi içerkende..

Sık sık dudaklarını yalıyordu ve artık sabrım kalmamıştı. Odama gideceğimi söyleyip yatağa uzandım, rüyamda yine o vardı ve dudaklarını tenimde gezdiriyordu. Ne öpüyordu, ne çekiliyordu.

Sanki tenimde nefesleniyordu, rüya olduğunu düşünerek dudaklarına uzandım ve mırıltılarla öpmeye başladım. Çilek tadında dudaklarla mest olmuştum, dili çekingence dilime dokunduğunda karşılık olarak dilimi diline sardım ve ağzıma çekip emdim.

Tam o an gözlerim açıldı ve rüya olmadığını anladım, gözleri kapalı bir şekilde dudaklarımda olan dudakların sahibi Mete'ydi....

Hasta Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin