13.Bölüm: Acı

102 11 33
                                    

Yn: Olmuyor. Onsuz olmuyor.

Motak: Bende özledim yakışıklımı.

Chu: Şşş.

Sadece bir yere odaklanmış orayı izliyordum.

Yine kan kustum.

Yn: Çok güzel. Bende öleceğim.

Wong olsaydı tokadı yemiştim.

Mun: Doktor çağırayım ben.

Yn: Çağırma. İşkence etmekten başka bişey yapmıyorlar.

Mun: Çağırmam lazım.

Mun doktoru çağırmaya gitti.

Wong'un cesedini götürmüşlerdi gece.

Doktor tek gelmemişti. 6 doktor daha vardı.

Yn: Ne oluyor?!

Ayaklandım birden.

(Test'i kafamdan uydurdum bu arada o yüzden sallayacağım, takmayın)

Doktor: Bu yapacağım şey, çok acıtacak. Ama çok.

Doktor: O yüzden onlar seni tutmak zorunda.

Yn: Tutmayın. Gerilirim.

Doktor: Hareketsiz kalman lazım. Ama seni kimse tutmazsa hareketsiz kalman imkansız gibi bişey.

Onaylayarak başımı salladım.

Fakat çok korkuyordum. Hiç korkmadığım kadar.

Doktorlar beni sıkıca tuttu.

Hana: Korkma Yn. Biz burdayız.

Cevap vermedim.

Mun: Sadece sakin olmaya çalış.

Doktor: Sizi dışarıya alalım.

Yn: HAYIR!

Yn: ONLAR BURDA KALSIN!

Doktor: Bağırışlarını duymalarını mı istiyorsun?

Yn: Ne?

Yn: O kadar çok mu acıyacak?

Doktor: Çok.

Ne olursa olsun diğerleri beni yalnız bırakmadı.

Yn: Yapmak zorunda mısınız?

Doktor: Sağlığın için.

Diğer doktorlar beni tutarken o yanıma yaklaştı.

Doktor: Sıkı tutun.

Kalbim çok hızlı atmaya başladı. Nefes alış verişim çok hızlandı. Terlemeye başladım.

Motak: Yn. Sakin olmaya çalış.

Yn: Olamıyorum.

Yn: Şuan benim yerimde siz olsanız sakin
kalabilir misiniz?

Doktor öyle bişey yaptı ki, nasıl bağırdım anlatamam. Asla hareket edemiyordum. Bağırmayı bırakamıyordum. O kadar çok acıyordu ki.

Feci bağırıyordum. Diğerleri bakamıyordu bu tarafa.

(Benim uydurduğum senaryo böyle saçma olur işte)

Mun: Valla benim canım yanıyor şuan.

Chu: Of çok kötü bağırıyor, kuzum ya.

Yn: YETER!

Yn: ÖLDÜRECEKSİNİZ YETER!

O devam ederken ben daha fazla bağırdım.

Bıraktıklarında nefes nefese kaldım.
Doktorlar çıktığında acı içinde kıvrandım.

Ağlıyordum.

Diğerleri yanıma geldi.

Yn: İyi değilim.

Chu: Geçecek Yn. Hepsi geçecek.

Yn: Sığınağımıza dönelim olur mu?

Yn: Bıktım artık.

Yn: Çok acıyor.

Bayan Chu saçlarım okşadı.

Kapıdan tanıdık bir yüz girdi içeriye.

Yeji: YN!

Yeji: SONUNDA BULDUM SENİ!

Yn: A-Anne.

Annem yanıma gelip sımsıkı sarıldı.
Bende karşılık verdim.

Yeji: O gün evden çıktıktan sonra asla geri dönmedin. Hiç haber alamadım senden. Her yerde seni aradım kızım.

Yn: Seni çok özledim annem.

Yeji: Siz kimsiniz?

Hana: Arkadaşlarıyız.

Yeji: İyi misin kızım?

Yn: İyi olmaya çalışıyorum anne.

Yeji: Az önce bu odadan çok fazla bağırma sesi geliyordu. Sonra da 7 tane doktor çıktı içeriden.

Yeji: Sen mi bağırdın?

Başımı salladım. Evet anlamında.

Yeji: Ne yaptılar?

Yn: O doktorlardan biri dışında hepsi beni tuttu.
Hiçbir şekilde hareket edemedim. Sonrada olan oldu işte. Hayatımda yaşadığım en büyük acıydı.

Annem tekrardan sarıldı bana.

Yeji: Kıyamam ben sana.

Yn: Dün akşam sevgilimi kaybettim anne.

Yeji: Sevgilin mi vardı?

Anneme Wong ile olan bir kaç fotoğrafımızı gösterdim. Wong'un hastanede çekildiği komik fotoğrafları da.

Yeji: Hem yakışıklı. Hem komik. Hem karizmatik, hem de çok tatlıymış.

Yeji: Hasta mıydı?

Bunları konuşurken ağlıyordum yine.

Yn: Vuruldu.

Yeji: Özür dilerim. Üzdüm seni.

Yn: Ben ne yapacağım onsuz?

Yn: Ona o kadar bağlandım ki...

Yine kan kustum. Bir bitmedi.

Yn: Doktorlar neyim olduğunu çözemedi. Bende öleceğim bence yakında.

Yeji: Öyle deme.

Yn: Anne. Seni seviyorum.

Bilincim kapandı.

Yeji: YN!

Mun: AÇ GÖZÜNÜ YN!

Hana nabzımı yokladı.

Hana: Bayılmış sadece. Acıdan dolayı büyük ihtimal.

Yeji: Bunca zaman sizinlemiydi?

Motak: Evet.

Yeji: Ona baktığınız için teşekkür ederim.
Benden bu kadar.

Yeji: Ona iyi bakın.

Annem çekip gitti. Bir daha asla dönmemek üzere.

Chu: Kız zaten bitmiş hâlde. Bir de annesinin onu terk ettiğini öğrenince...

The Uncanny Counter Evreni 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin