17

6.7K 1K 426
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Hiçbir yere kaçamazsın küçük domuz. Oyun bitti, işin de bitti. Gücüne veda et."

Gözlerimden yaşlar süzülürken, önümü kesince duraksamak zorunda kaldım. Bu kez, geri geri adımlamaya başladığımda, pişmiş kelle gibi sırıtarak bana doğru yürüdü. "Güçlerini senden alacağım!"

Taehyung'un kurdunu hisettim o an. Başımı yana çevirmemle sağımda belirmesi bir olurken, sıkıca belimden yakaladı. "Çok beklersin orospu çocuğu!" diye kükreyip avcundan çıkarttığı ateşi doğruca Sebastian'ın yüzüne püskürttüğünde, Sebastian acı içerisinde bağırıp yüzünü tuttu.

Taehyung parmağını şıklatarak oradan ayrılmamızı, Charmin Force'un bahçesine ışınlanmamızı sağladı. 

Sarsılırken yere yığılacakmış gibi tökezleyince Taehyung belimden sıkıca kavradı. "İyi misin?" diye panikle soluduğunda hıçkırarak ona sarıldım. "Geldin..."

"Kokundan izini süreceğimi söylemiştim, seni o piçin elinde asla bırakmazdım." dediğinde ağlayarak yüzümü boynundan geri çektim. "Songhan geri dönebilir, görünmez olarak girdi. Namjoon'u tuzağa düşürdüğü gibi beni de götüren oydu. Bariyerden geçişini engellememiz lazım." diye telaşla soludum.

"Onu çoktan Yoongi halletti. Bir daha asla Charmin Force'dan içeriye adımını atamayacak o piç kurusu. Sebastian'ın da çok güzel yüzünü yaktım. Onun kafasını koparmam gerekirdi, ama Songhan denilen o piç ve başkaları da olabileceği endişesi nedeniyle seni tehlikeye atmak istemedim. Ama o şerefsizi kendi ellerimle geberteceğim."

Ceketinin kol kısımlarından sıkıca tutundum. "Hayır, geri dönemezsin oraya."

"Kitabın ellerinde. Gidip onu almam gerekir ve o şerefsizlerinin hepsinin icabına da bakmam lazım!" diye tısladı. "Hayır hayır, ne kadar kalabalık olduklarını bilmiyoruz. İmgede ordusu vardı ve Songhan'ın okulundaki öğrencileri de kendi ekibine kattı. Tek başına yapamazsın."

"Tamam Yoongi ile konuşup bir ekiple oraya gideceğiz. Sadece beni bekle tamam mı?" Hıçkırarak ona sarıldım. "Lütfen gitme. Bırak kitap onda kalsın, Songhan'da artık içeriye giremez. Kitapta hiçbir şey yazmıyor ki zaten, hiçbir bilgiye ulaşamamış, tıpkı bizim gibi."

Beni kollarımdan tutarak geri çekilmemi sağladı. "Ya kitabı yok etmeye kalkışırsa? Jungkook bu riski bir durum tamam mı? O yüzden kitabını geri almak zorundayız."

"Ne olur ki? Kitabı yok ederse ne olur?"

"Güçlerin gider ve..." diyerek duraksadı. "Ve?"

"Ve ölürsün." Başını önüne eğerek konuştu. "Kitabı bu yüzden güvende tutmak gerekir. Onun için hemen geri döneceğim." dedi ve parmağını şıklattı.

Bizi doğruca odamıza çıkartırken beni kucağına alarak yatağa yatırıp ayakkabılarımı çıkarttı. "Kitabını alarak, o Sebastian ve Songhan piçlerini öldürerek geri döneceğim. Söz." 

Tam döneceği sırada ışınlanmadan önce bileğinden yakalayarak onu durdurdum. Başını çevirip yüzüme baktı. "Lütfen zarar görme, dikkatli olun..." diye fısıldadığımda gülümsedi. "Çaylak, karşında alfa Kim Taehyung var." dedi ve bana göz kırptı.

Ardından yorganı çekerek üstümü örttü. Geri çekileceği sırada onu yeniden bileklerinden yakalayıp durdurdum. Başımı yastıktan kaldırıp onu öpmek için uzandığımda, o da eğilerek dudaklarımın ortasına sert bir öpücük kondurdu. "Ne pahasına olursa olsun döneceğim." dedi ve sonra geri çekilip ellerimizin temasını ayırdığı gibi parmağını şıklattı.

STUCK WITH U • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin