1

11.4K 1.3K 1.1K
                                    

Haiii, ilk bölümü getirdiim :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ertesi gün|

Okula keyifli bir şekilde gelmişken, herkesin fısıldayarak konuştuğunu fark etmiştim.

Ana koridorda kendi aralarında konuşan kalabalığa yönelip duraksadım. "Ne oldu?" diye sordum.

"Dojun, Kwonjin ve Jihoo boğularak öldürülmüş." dedi birisi. Onun sözleri zihnimde tekrarlanırken gözlerim faltaşı gibi irileşti. "Öl-öldürülmüş mü?"

"Tuvalet kabinlerinde bulunmuş cesetleri. İnanılmaz garip bir durum ama tuvalet suyunda boğulmuşlar."

Boğazım düğümlenirken sertçe yutkundum. "Yüzleri morarmıştı, korkunç görünüyorlardı." Onlar kendi aralarında konuşurken ensemi sıvazlayarak ayaklarıma yürüme emri verip yanlarından uzaklaştım.

Koşturarak yangın merdivenlerinin oraya çıkıp yere çökerek oturduğum gibi başımı ellerimin arasına aldım. "Tanrım... Ben ne yaptım..."

Ben tuvaletten çıkıp gittikten sonra arkamdan çıkabileceklerini düşünmüştüm, ama öyle olmamıştı. Kilitlenip kalan bedenleri hareket edememiş ve geri çekilememişlerdi. Tuvaletin, bir kuyu misali derinleşircesine yükselen suyunda üçü de boğularak ölmüştü.

"Ben üç kişiyi öldürdüm..." diye fısıldadım. Başıma ellerimi yumruk yaparak arka arkaya vururken, hızımı alamayıp başımın arkasını da demirliklere çarpmaya başladım. "Katil oldum..."

Gözlerimden yaşlar süzülürken, o an hissettiğim o öfkeden beslenen bedenimin ne şekilde kontrolü kaybettiğini düşündüm. Gözüm dönmüştü. İçimden başka bir Jungkook çıkmıştı. Bir canavar...

Başımı iki yana sallayarak saçlarımı çekiştirdim. "Her şeyi anlatmam, itiraf etmem gerek." diyerek hızla kendimi ayağa kaldırdım. Koşarak okuldan çıkıp fakülteye en yakın karakolda soluğu aldım.

Karakolun merdivenlerini tırmanıp içeriye geçtim. Karakolda tek bir polisle karşılaşamayınca koridorda şaşkınlıkla ilerledim. "Kimse yok mu?!"

"Ben cinayet işledim! 3 kişinin ölümüne sebep oldum!" diye haykırdım. Sesim boş koridorda derin bir yankı bıraktı.

O sırada karşımda kalan kapı açıldı ve üstünde siyah kıyafetleriyle, iri, çevik vücuda sahip esmer bir adam bana doğru ilerledi. "Bayım, ben istemeden üç kişinin boğularak ölmesine sebep oldum..." dedim hızla karşısına geçerek.

Gülümsediğinde gözleri kısıldı ve gamzeli gülüşü dudaklarını sarmaladı. "İsteyerek sebep oldun." dedi tok ses. Kaşlarım karmaşa içerisinde çatıldı. "İçindeki güç, bastırdığın öfkeni tetikledi ve bunu istedin. Arkanı dönüp tuvaletten çıkarak onları ölüme terk ettin."

Söyledikleriyle gözlerim yuvalarından fırlayacak raddede büyüdü. "Siz ne... Nereden biliyorsunuz? Siz bunu nasıl bilebilirsiniz!"

Orada o gün bizden başka kimsenin olmadığına emindim. "Ben, öfkesinin etkisiyle kaybolanlara rehberlik eden Kim Namjoon." dediğinde kaşlarım karmaşayla çatıldı. Sözleri beni daha büyük bir karmaşanın içerisine sürükledi.

"Ben öfkeli biri değilim, ben çok sakin bir yapıya sahibim ama bana bir şeyler oldu. Bakın bana kütüphanedeyken bir şeyler oldu ve o gün sorun yoktu ama ertesi gün böyle korkunç bir olay yaşandı..."

İç geçirerek başını olumlu anlamda salladı. "Biliyorum. Zamanında sana yaptıklarının birikmişliği intikam alma arzunu tetikledi. Ve sonuç bu şekilde, ama bunu polislerle paylaşamazsın." dediğinde başımı iki yana salladım.

STUCK WITH U • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin