Korku Dolu Saklambaç

28 3 0
                                    


 LOTUS

E.B.G.

𖥸

Kaçmak, yakalanacağın zamana koşmaktır. Kaçıp saklanmak vakitsizce gün yüzüne çıkmaktır. Hiçbir şey sonuna dek sürmez ya, kaçış da elbet yakalanışla son bulandır. Bildiğim tek şey elbet bunların bir gün son bulacağıydı bilmediğim ise sonun başlangıcının ne zaman olduğuydu.

Karşımda duran kadını kaçtığım geçmişin gelecekte bir gün karşıma çıkaracağını biliyordum, hayat size yaşayacaklarınızı hissettirirdi ama hislerinize bir tarih biçmez zamansız, beklenmeyen, namüsait bir anda yaşatırdı.

İçinde olduğum zaman dilimi tam olarak bundan ibaretti. Beklenen ama beklenmedik.

"Yaşıyorsun." yıllar sonra ismimden sonra dudaklarından bana emanet edilen ilk kelime buydu. Yaşıyorsun.

Lanet ettiğim bir gerçeklikti yaşamak, bir o kadar da şükrettiğim. Karşımdaki kadın bana bir adım daha yaklaştığında o kadar sessiz o kadar hareketsiz o kadar cansızdım ki dudaklarından dökülen kelimeden emin olamıyordu.

"Varlığın silindi, yaşamın silindi, adın silindi, sesin soluğun..." durdu ve var olduğumdan emin olmak ister gibi gözlerimin içine baktı. "Sen öyle bir silindin ki dünyadan öldün sandım. Artık yoksun, nefes almıyorsun sandım. Öldüğünü sandım Ahu." dediğinde hala sessizdim.

Evet, varlığımı öyle bir silmiştim ki ben bile öldüğümü sanmıştım. O günden sonra, o terk edilişten sonra her şeyi öyle bir terk etmiştim ki ben bile öldüğüme inanmıştım. 

"Yaşıyorsun," dedi tekrardan ve o an ayın sönük ışığıyla aydınlanan yüzünde akan yaşları gördüm. "Yaşıyorsun Ahu, ölmemişsin." 

Aldığım nefes bile o kadar zayıftı ki ciğerlerim oksijen yoksunluğuyla sızlıyor omuzlarım ve göğsüm yükselemiyordu.

"Konuşmayacak mısın?" dedi titrek bir sesle ve ıslak kirpikleriyle bana mahçup bir bakış armağan etti. "Yoksa ben de mi silindim hayatından, bana da mı öfkelisin?" 

Hayır, ona öfkeli değildim, asla değilim. Ortada bir suçlu, işlenen bir suç varsa bunda zerre payı olmayan biriydi o. Konuşamamam öfkemden değildi, geçmişimdendi ve o geçmişimden gelendi. 

Bir süre daha gözlerinin içine baktıktan sonra sızlayan ciğerlerimi derin bir solukla rahatlattım. Aldığım nefes bedenimi yükseltirken hareket edişimin bile onun gözlerinin parlamasına sebep olduğunu gördüm. Bedenimi yavaş bir hareketle tamamen ona çevirdiğimde deniz arkamda kalmıştı ama sularını ayak bileklerime dolanan bir pranga gibi sarmayı ihmal etmedi.

"Ölmedim." 

Dudaklarımdan firar eden kelime buydu. Ölmedim dedim, yaşıyorum diyemedim. 

Sesimi duymasıyla gözlerinden ardı ardına bir sürü yaş döküldü. Ağlamasın istedim, ne diye ağlıyordu ki? Gözleri kısa bir an solunda duran masaya çevrilse de kaybolmamdan korkar gibi hemen bana geri döndü. Bir elini havaya kaldırıp masayı işaret ettiğinde elinin titrediğini gördüm.

LOTUSWhere stories live. Discover now