LOTUSE.B.G.
𖥸
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti,
İstemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme,
artık neye yarar?
Ne güzel diyordu şair Necip Fazıl.
Beklenen gelmediği müddetçe ardında kalan sevdasından vazgeçmezdi elbet, geleceğine dair umudunu yitirirdi lakin. Beklenen, o ümit tazeyken çıkar gelirse ne âlâ. Neye yarar ümitler yitip gittiğinde ardına varırsa?
Sevda her sorunu çözer mi meçhul, bizimkileri çözemeyeceği muhakkak.
Kaybolan onca vaktin üstüne bana gelmen nafile bir çaba. Sevdan yüreğimde ilelebet taşıyacağım bir emanet ama bize dair ümitlerini yitirdi gönlüm.
Korkularım var, kalbimi içerden deşen. Korkum sen.
Sen...
Yitip gidenim, en güzel sevdam, en kötü kâbusum.
Yokluğun acıtıyor ama varlığının da bir anlamı kalmadı artık sevdiğim.
Yanağıma yasladığı avucunun içindeki şey yüzüm değil yüreğimdi. Benim yüreğim her zaman onun avucunun içindeydi. Bundandır yüreğimi bu kadar hırpalayışı, avucunun içinde sıkıştırıp bir köşeye fırlatışı.
Ama artık değişen bir şey vardı. Avucunun içindeki yüreğim cansızdı. İstediği kadar ezebilir yere atıp ayağıyla onu çiğneyebilirdi. Artık ne yapsa faydasızdı.
Cenazeleri tabutta taşırken sarsmamak adettendi, saygıydı ama herkes bilirdi ölünün acı çekmeyeceğini.
Ölmüş yüreğime azap veremezdi artık.
Bizi izleyen gözler olduğunu hissedebiliyordum. İkimizin de kardeş olarak adlandırdığı isimler bizden uzaktalardı ama gözleri bizim üzerimizdeydi.
Gözümden firar eden yaş bir taneyle sınırlı kalsa da o bir damla yaş bin damlaya bedelmiş gibi baktı Polat gözlerime. Kafamı iki yana ağır ağır sallarken yüzüm eline sürtündü. Yeniden bir adım geriye gittim, yanağımdaki eli tenimden ayrılsa da hâlâ yüzümün sınırlarına yakındı. Bir adım daha uzaklaştım.