İyi okumalar ¡
|-|
Jeon Jungkook...
Ellerim titriyordu.
Asla korkak değildim, lâkin şu an ellerim korkudan tir tir titriyordu ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.
Bahçeden gelmeye devam eden sesleri dinleyerek yavaşça oraya doğru yürüdüm. Cesaretli olmam gerekiyordu. Hırsız olabilirdi, mafya olabilirdi, illâ o adam değildi ki.
Ama yok, içimdeki sesler susmuyordu. Beynimin içinden bağırıyordu, 'Salak, o adam senden intikam almak için seni öldürecek. Belki de Taehyung'u?' başımı hızla iki yana salladım ve cebimdeki bıçağıma güvenerek hızlı adımlarla bahçeye yürüdüm. Yeşil çalılıklar kıpırdıyordu ve aşırı stresten gözlerim dolmuştu. Her an kafama mermi yiyip ölebilirdim.
"Kim var orada?"
Soğuk sesimle seslendim ve yavaşça yürümeye başladım. Tam o sırada evin kapısı anahtar ile açılınca çalılıklardaki ses sustu. Hareketlenmeler de durdu ve hiç ses gelmemeye başladı. Korkum artarken hızla kapıya koştum. Taehyung, ayakkabılarını çıkarırken nefes nefese ona baktım. Beni görünce endişelenmiş ve elindeki poşetleri bırakmıştı.
"Jungkook? Ne oldu sana böyle?"
Ona söylersem korkardı, endişelenirdi. Bir süre susunca karşıma geçti ve ellerimi tuttu. Güvendeyim, Taehyung karşımda, hiçbir sorun yok, sorun yok...
"İçeri geçelim."
Ellerimi bırakmadan salona doğru yürümeye başladık. Fark etmemiştim ama ellerini sıkıyordum ve gözlerim dolmaya başlamıştı.
Bu aralar gerçekten çok duygusaldım.
Belki de onu öylece serbest bırakmak hataydı. Bolca parası vardı, adamları vardı, arkasında duran birçok kişi vardı. Ben ise onun kaçmasını engellemiş hatta öldürmeye çalışmıştım. Tabiiki de intikam alacaktı. Durmazdı ki asla.
"Onu öldürmeliydik..."
Sessizce fısıldamıştım. Büyük ihtimalle duymamıştı ki kaşlarını çatmış yüzüme bakıyordu.
"Ne dedin?"
Başımı iki yana salladım ve derin nefes verdim. Bir şekilde toparlamam gerekiyordu.
"Hiç, takılıp düşmüştüm de..."
"O yüzden mi koşa koşa kapıya geldin?"
Tek kaşını kaldırmış, merakla beni süzüyordu. Birşey olduğunu anlamıştı. Nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ancak açıklamam gerekiyordu. Aramız biraz iyi olmaya başlamıştı ve bunu bozamazdım. Yoksa yine birşeyler sakladığımı düşünüp bana bozulabilirdi.
"Taehyung... Bahçedeki çalılıklardan sesler geliyordu. Bakmaya gittim, sen gelince sustu. Ayrıca hareket de ediyordu. Sen... Korkma diye söylemedim ama galiba peşimizdeler."
Hıhlarcasına ses çıkardı ve gülümseyerek bana baktı.
"Bunu sen istemiştin bebeğim. Adamı sen serbest bırakmadın mı? Al bak, ikimiz de diken üzerindeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bon voyage | tk
FanfictionKim Taehyung, ona söylenilenleri kaldıramaz ve en yakını Jeon Jungkook'a mesajla veda ederek intihar eder. Yalnız bir sorun vardır, intihar ettikten sonra hiçbir şey normale dönemez...