Finale yaklaştık bu arada, 16,17 belki final olur. Zaten ilk başta bunu yazarken 10 bölümlük kısa olmasını istiyordum. Bu uzatmış hâlim yani.
İyi okumalar ¡
|-|
Jeon Jungkook...
Korkak arkadaşlar, sahte insanlar ve aptal düşmanlar... Lisede yaşıtlarım gibi mutlu değildim. Kiminle dostluk kurmuşsam hepsi korkak çıkmış ve beni satmışlardı. Biraz kavgacı bir tip olduğum için benden uzaklaşanlar da olmuştu. Bana kin besleyen vardı birsürü. Sebepsiz yereydi tüm bunlar. İnsanlar sebepsiz yere nefret etmeyi ne de severdi... Bazı kızlar peşimden koşardı lâkin onları kaba bir dille uyardığım için onlar da hemen nefret etmişti. Öğretmenler, çalışkan biriydim ama kısa süre sonra notlarım düşmüştü ve benden nefret etmeye başlamış, ailemi arayıp durmadan beni kötülemişlerdi.Lisede hayatı anlamıştım ben. İnsanlar zor sever ancak çabucak nefret ederler.
Bu yüzdendi Taehyung'un benden nefret etmemesini istemem. Lise son sınıfta bizim sınıfa gelmişti ve ilk geldiği gün benimle arkadaşlık kurmuştu çevredekileri takmadan. Sorgulamadan elini tutmuş, sorgulamadan kabul etmiştim onu. Aramız süperdi, hiçbir sorunumuz yoktu. Sadece bazenleri tartışıp kavga ediyorduk ama hemen barışıyorduk.
Birbirimizi kaybedeceğimizi asla düşünmüyordum. Taehyung'un intiharı beni çok pis vurmuştu. Hastanede öylece ağlayarak onu beklemem, bayılmam, yemek dahi yiyememem, yürüyecek hâlimin olmaması...İçimde koskocaman bir korku vardı şimdi. Belli etmiyordum ama gerçekten korkuyordum. Farkındaydı. Taehyung farkındaydı ve benim elimi tutuyordu, okşuyordu. Gülümsüyordu bazen bana bakarak. Gülümsediğinde içim sıcacık oluyordu. Evimdeymiş gibi hissediyordum.
"Polisler peşlerine düştü. Pezevenkler 4-5 kişiydi. Adam tutmuş herhalde anasını siktiğim."
Yoongi, elinde telefonu ile salona girmişti. Hem sinirli hem de endişeliydi. Onunla aram kötüydü ama yine de ayağa kalktım ve hızlı adımlarla yürüyerek ona sarıldım.
Bana her zaman çok yardım ediyordu. Bazen küserdik ama o zaman bile yanımda dururdu. Gerçek dostlar böyle değil miydi zaten, ne olursa olsun yanında olanlar?
"Yumruk vuracaksın sandım, öküz herif."
Kıkırdadım ve yavaşça ayrıldım.
"Benim gibi bir arkadaşı hak etmiyorsun."
"Bunlar tanıdık şiirler. Başlama yine tanrı aşkına. Yürü bize birşeyler hazırla, köle."
"Ahh, ayağım!"
"Ayy, götüm!"
Hep beraber gülerek mutfağa doğru adımladık. Taehyung, bana bakarak konuştu.
"Sen içeri geç Yoongi. Jungkook ile ben hallederiz."
Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Sırıtıyordu. Yoongi, bir bardak su içtikten sonra gitti ve hemen Taehyung'un yanına adımlayıp belinden kavradım.
"Hani ayağım acırdı, acımasız bebeğim?"
"Belki de acı çekmen lazımdır, Jeon?"
Bunu dedi ve ayağıma bastı. Hemen ayağımı çekip, bir elimi arkasından tezgaha yasladım.
"Barıştık, değil mi?"
Dudaklarını büzdü.
"Hatırlattığın için tekrar küstüm."
Gözlerimi kocaman açtım ve bir elimi sol yanağına götürdüm. Yavaşça okşayarak sordum.
"Burası mıydı, Taehyung'um?"
Başını salladı ve eğdi. Eğdiği başını kaldırdım ve sol yanağına öpücük kondurdum derince.
"Özür dilerim..."
Birkaç öpücük daha bıraktım ve yüzüne baktım. Her hatırladığında üzülüyordu. Bende üzülüyordum. Unutamaz mıydık?
"Affettim seni Jungkook."
Gülümsedim. Yüksek sesle bağırdım.
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten!"
Mutlulukla kollarımı beline doladım ve onu kendime çekerek dudaklarına yapıştım. Anında kolları boynumu bulmuştu. Alt dudağını öperek onu arkasındaki duvara yasladım. Tam o sırada ikimiz de arkamızdan gelen sesle irkilmiştik.
"Ben sizi öpüşün diye mi yalnız bıraktım, utanmazlar! Neyse, birkaç fotoğrafınızı aldım bu arada."
"Çıkar mısın Yoongi?"
"Çıkamam amına koyayım. Kahve içmem gerekiyor, siz devam edin."
Taehyung'a döndüm ve tam dudaklarına uzanmışken, parmak uçlarını dudağıma bastırdı.
"Yemek hazırlamalıyız, Jungkook'um. Hadi gel."
Kötü bakışlarımı Yoongi'ye çevirdim ve cevap verdim.
"Geliyorum bebeğim."
"Seni salondan izleyeceğim Jungkook. Yemeğini yapmazsan tekrar basarım ona göre."
Su ısıtıcıyı aldı ve bardağa döktü. Ardından çay kaşığı alarak mutfaktan çıktı. Derin nefes aldım ve Taehyung'a döndüm. Dikkatle dolaplardan birşeyler çıkarıyordu. Onu yemek yaparken izlemeyi çok seviyordum. Hem etkileyici, hem de güzel görünüyordu. Yüzümdeki aptal sırıtışla bedenimi arkama yasladım ve onu izlemeye başladım. Her bir zerresi güzeldi. Onu izlerken bile kalbim hıphızlı atıyordu.
Günümüz biraz korkunç geçse de üçümüz mutlu bir şekilde yemek yemiş, film izlemiştik. Mutluyduk lâkin biraz durgunduk. İçimizdeki kötü hissi yok etmek için de bol bol sohbet edip gülüşüyorduk. Kısa süre de olsa kurtulmuştuk durgunluğumuzdan. Günün sonunda Yoongi, Taehyung'un küsünce gittiği odada kalmış, biz ise odamızda durmadan öpüşmüştük.
...
"Kadere inanır mısın Jungkook?"
"İnanmazdım."
"Ne oldu da inandın?"
"Kaderi bulduk Taehyung'um. Biz kaderi bulan iki kişiyiz."
-
TV Girl - Cigarettes out the windows
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bon voyage | tk
FanfictionKim Taehyung, ona söylenilenleri kaldıramaz ve en yakını Jeon Jungkook'a mesajla veda ederek intihar eder. Yalnız bir sorun vardır, intihar ettikten sonra hiçbir şey normale dönemez...