7

236 24 1
                                    

İyi okumalar ¡

|-|

Jeon Jungkook...

Bu hayatta tek sevdiğim, tek değer verdiğim kişi vardı. Tek benim yanımda olan kişi vardı. Birbirimiz için yaşadığımız kişi vardı. Ve eğer bu kişi benim yüzümden ölseydi büyük ihtimalle saniyesinde ölürdüm. Belki de intihar etmeme gerek bile kalmazdı. Ona alışan bedenim onsuzluktan kendini yıpratırdı. Ona alışan kalbim onsuzluktan dururdu. Ona alışan ruhum ise onsuz yapamadığı için giderdi yanına.

Her ne kadar suçum olsa da, kendimden nefret etsem de o adam gitmseyedi asla intihar etmezdi. O adam o gün sınırını çok aşmıştı. Taehyung'a ona karışmamak için söz versem de tutamamıştım işte. Hem, o da söz tutmakta pek iyi değildi sanki, ha?

Önümdeki kapıya bakarken dişlerimi birbirine bastırıyordum. Eğer karşıma çıkarsa hiç acımam öldürürdüm onu.

Elimi zile uzattım ve uzun süre zili çaldım. Bir elim arkada, bir elim ise duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordum. Kendimi dışarıdan görsem, kesinlikle sarhoş ve kendimde olmadığımı düşünürdüm. İçmesem de sarhoş olmuştum bu sinir yüzünden.

"Geldim, patlama-"

İşte, duyduğum o iğrenç sesle başımı kaldırmadan gözlerimi ona çevirdim. Nasıl görünüyordum bilmiyorum ama o iğrenç adamın yüzündeki endişe ve korku belli oluyordu. Vakit kaybetmeden onu içeri ittim ve arkamdaki kapıyı sert bir şekilde kapattım.

Onu öldürmeden bu evden çıkmazdım.

Bu kadar sinirli olmam iyi değildi ama kendimi tutamıyordum da.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen? Çıksana buradan!"

Arka elimde sakladığım bıçağı aldım ve boğazına doğru tuttum. Saniyesinde nefesini tutmuş ve öylece yüzüme bakmıştı. Bakışları korkaktı. Bu kadar korkak bir adam nasıl kaçmıştı, nasıl kimlik değiştirmişti? Nasıl olmuştu tüm bunlar, bilmiyordum. Tek bildiğim onu bugün öldürecek olmamdı. Yüzündeki ifade, ona olan sinirimi arttırıyordu.

"Şimdi... Bana ona ne yaptığını anlat. Eğer, eğer bir yalan söylediğini hissedersem boğazına geçiririm bunu. Duydun mu?"

Şu an beni itebilirdi, yumruk vurabilirdi. Her şey yapabilirdi ama korkudan yapamıyordu. Benim nasıl tehlikeli olduğumu biliyordu. Sonuçta ilk defa peşine düşmemiştim. Birçok kez onu yaralamış, öldürmeye kalkmıştım. Beni durduran birşey varsa o da Taehyung'du.

"Seni lanet, her zamanki yaptığım şeyler işte!"

"O iğrenç sesini bana yükseltme!"

Her zamanki yaptığı şey, onu dövmekti. Dövmesi ise çok ağırdı. Ama Taehyung, dövmesinden çok sözlerinin can yaktığını söylerdi bana.

"O-ona ne söyledin?"

Kekelememden dolayı şaşırsa da, belli etmeden rahatlıkla cevap vermişti.

"Kimsenin ona ihtiyaç duymadığını..."

İlk cümleden gözlerim dolmuştu. Ona ben de böyle şeyler söylemiştim ve babasının da aynı şeyleri söylemesi ona çok ağır gelirdi. Dayanamazdı ki. Çok üzülürdü, çok üzülürdü... Kahretsin çok üzülürdü!

"Herkesi rahatsız ettiğini..."

Her cümlesinde kalbim sıkışıyordu. Gözlerimden birkaç yaş düşerken, devam etmişti.

"Çok değiştiğini..."

Dişlerimi sıktım ve bıçağı boğazına dayadım. Nefesi kesilmişti.

bon voyage | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin