İyi okumalar ¡
|-|
Jeon Jungkook...
Şiddetli baş ağrımla gözlerimi yavaşça araladım. Sesler tanıdık geliyordu. Birkaç kere gözlerimi kıpıştırdıktan sonra açmayı başardım. Işık çok fazla olduğu için gözlerim dolmuştu. Başımı yavaşça etrafta gezdirmeye başladım. Düz bir hasta odasındaydım. Yoongi ise bir köşede telefonla konuşuyordu. Pencereden bakınca sabah olduğunu görebiliyordum. Yavaş yavaş aklım başıma gelince hızla yerimden doğrulmaya başlamıştım ki, yoğun ağrılarım yüzünden inlemiş ve tekrar uzanmıştım. Derin nefes alıp verirken, Yoongi'nin hızla yanıma adımladığını hissediyordum.
"Ta-taehyung... O nasıl?"
Gözlerim kapalı, korkuyla sorduğum soruya bir kaç saniye cevap vermemişti. Sesimi yükselttim ve gözlerimi açtım.
"Taehyung nerede?!"
"Birkaç saniye durmama izin ver, seni salak!"
Yoongi, bir süre yüzüme bakmış ve konuşmuştu.
"Taehyung iyi. Uyandı hatta. Seni sordu ve biz bayıldığını söyledik. Söylemeseydik keşke. 2 saat onu tutmakla uğraştık resmen Jungkook. Bütün hastaneyi ayağa kaldırdı manyak!"
"Yanına gitmeliyim..."
İyi olduğu için sevinirken bir yandan da tedirgindim. Hızla doğruldum. Acılarım umrumda değildi. Tek umrumda olan, Taehyung'du. Kolumdaki serumu hızla çektim. Kan akması sikimde de değildi. Yoongi arkamdan seslenince sinirle ona döndüm.
"Jungkook! Gerçekten aptalsın."
"Kes sesini! Tutma beni."
"Tutan mı var-"
Hızla kapıyı açtığım gibi koşarak yoğun bakıma gitmeye başladım. Birkaç kere sendelensem de düşmemeyi başarmıştım. Köşe başında tam dönecekken birine çarpmam ile kendimi dengede tutmak amacı ile karşımdaki bedene dokundum. Dokunduğum an hissetmişti bedenim sanki onu. Titremeye ve diken diken olmaya başlamıştı tüylerim. Bakışlarımı karşımdakine çevirirken, göz yaşlarım yavaşça dökülüyordu.
"Ju-jungkook?"
"Taehyung..."
Ben kollarını tutmuştum, o ise öylece durmuştu. Hafif yakındık ve bakışmamızı sonlandırarak kollarımı beline sararak sıkıca sarıldım. O da kollarını enseme atmış ve başını boynuma gömmüştü. Sesli bir şekilde ağlarken, o ise sessizce burun çekiyordu.
"Buradasın, iyisin..."
"Buradayım, iyiyim."
Güzelim, biricik yaşam kaynağım uyanmıştı. O iyiydi. Tanrı'ya binlerce kez teşekkür ederken sadece ağlıyordum. Ödüm kopmuştu. Onu kaybetme korkusu bana çok ağır gelmişti. Ama şimdi buradaydı. Tam karşımdaydı.
Yavaşça ayrıldık. Titreyen ellerimi yanaklarının iki yanına koydum ve yüzümü yaklaştırdım yüzüne. Nefesim dudağına çarpıyordu. Dudaklarına bakarken fısıldadım.
"Birdaha gidersen, seni asla affetmeyeceğim Taehyung."
Taehyung, ellerini boynuma koydu ve dudaklarıma baktı. İkimiz de aynı şeyi düşünüyorduk. Buna emindik. Birbirimizin iznini alınca ikimiz de aynı anda birbirimizin dudaklarına yapıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bon voyage | tk
FanfictionKim Taehyung, ona söylenilenleri kaldıramaz ve en yakını Jeon Jungkook'a mesajla veda ederek intihar eder. Yalnız bir sorun vardır, intihar ettikten sonra hiçbir şey normale dönemez...