2

841 58 8
                                    

İyi okumalar ¡

|-|

(1 gün sonra...)

Jeon Jungkook...

"Delireceğim, delireceğim... Ne demek ortada yoklar?!"

Bağırmam tüm koridorda yankılanırken aklımı kaçıracak gibiydim. Sinirden ve ağlamaktan bir hâllere girmiştim ve şu an cidden çok kötüydüm. Derin nefes alırken camdan uyuyan bedenine baktım. Her baktığımda dolan gözlerim yine dolmuştu o uyuyuşuna. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve bir elimi alnıma götürdüm. Feci derecede başım dönüyor ve ağrıyordu.

"Jungkook, öğrenmişler işte intihar ettiğini. Kaçmışlar yurt dışına."

"Nasıl, nasıl?! Bu kadar kısa sürede nasıl kaçabilirler Yoongi?!"

Sonlara doğru güçsüzleşen sesimle yavaşça yere çöktüm ve ellerimle yüzümü kapattım. Tanrı üzerine yemin olsun ki eğer Taehyung'a birşey olursa bu Dünya'da insan bırakmazdım.

"Babasının zenginliğini biliyorsun! O orospu çocuğu parasıyla insan satıp alır."

Titreyen ellerimi hissetmiyordum. Vücudum komple titriyordu ve bu asla soğuktan değildi. Üstümde sadece tişort olduğundan değil, o zar zor nefes alırken ben de rahat nefes alamadığım içindi. Onsuz bedenim de iyi değildi. Eğer ölürse, bedenim onsuzluktan çürür, ruhum ölürdü. Kısaca biterdim ben. Olsun, o olmadığı sürece bir anlamı yoktu yaşamamın.

Attığı mesajları yaklaşık 2 dakika sonra gördüğüm gibi yataktan fırlamıştım. Her zamanki sahilimize doğru koşarak gitmiştim. Bir yandan da attığı mesajları okuyarak ağlamıştım. Oraya gittiğimde zaten bazı insanların onu kurtarmaya çalıştığının bilincindeydim ama yine de durmadan atlamıştım denize. Yemin ederim ki, belki de bedenim ona alıştığı için, ruhum onu tanıdığı için insanlardan önce bulmuştum Taehyung'umu. Onu çıkarırken ambulans çoktan gelmişti. Ona birşey oldu diye ödüm kopuyordu, ağlamaktan başka birşey yapmıyordum. Sağlıkçılar yaşadığını söyleyince dizlerimin üstüne çökmüştüm. Başımı kaldırmıştım gökyüzüne. Bu sefer de mutluluktan ağlamıştım işte. Yaşıyordu. Gitmemişti. Kurtarmıştım ben onu.

Yoongi'ye apar topar haber vermiş ve hastanede deli gibi bir o yana bir bu yana yürümüştüm. Doktorlar iyi olduğunu ama her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini gevelerken ben ailesi olacak şerefsizleri bulmaya çalışıyordum. Onlardan öyle bir intikam alacaktım ki, yemin ederim dünyaya geldiklerine pişman olacaklardı.

Bir gün geçmişti aradan. Hâlâ uyanmamıştı. Ailesi de Yoongi'nin dediğine göre kaçmıştı. Ve ben ise bir gün boyunca uyumamış, öylece hastanenin bir köşesine sinmiştim. Ne hâlde olduğumdan haberim yoktu ki umrumda da değildi. Tek bildiğim deli gibi hasta olduğumdu. Hatta bir ara bayılmıştım. Uyanınca da direkt kalkmıştım yerimden. İyi değildim. Onu iyi görene kadar asla iyi olamazdım.

"Jungkook, doktor Taehyung'u görebileceğini söyledi. Sadece 5 dakika-"

Hızla olduğum yerden doğruldum ve tam kapıya yaklaşmıştım ki Yoongi önüme geçti.

"5 dakikadan fazla durma. Zor izin aldım zaten."

Başımı salladım ve onu çekip hızla odasına girdim.

bon voyage | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin