4

554 42 0
                                    

İyi okumalar ¡

|-|

Jeon Jungkook...

İntihar sebebi olmak kadar öldüren birşey yoktu bu hayatta. Hatta eğer intihar eden kişi, sevdiğin kişiyse daha çok ölürdün. İntiharının sebeplerinden bazılarının ben olduğumu biliyordum. Belki de o adam gelince hemen beni arardı, gidip kurtarırdım onu. Birlikte yatağımıza uzanırdık, kollarımla sarardım onun bedenini. Hep yaptığı gibi korkudan başını göğsüme yaslardı. Küçücük kalırdı yanımda. Ama ben onu çok kırmıştım. O beni aramamış, kendini dalgalara vermişti. En korktuğu şeyi yapmıştı, bu kadar mı ileriye gitmiştim? Kendimden nefret ediyordum onu kırınca, üzünce. O dalgalardan ve denizlerden çok korkardı. Yanından geçerken bile elimi tutup bana yanaşırdı. Nasıl olur da atlamıştı oraya? Olmaz, ben böyle durunca dayanamıyordum. Benim yüzümden, benim yüzümden nefes almakta güçlük çekiyordu. Lanet olsun! Benim yüzümdendi. Ben onun yaşama nedeniyken, intihar etmişti.

Hızlanan nefes alış verişlerim, başımı gömdüğüm kollarımda nefes almamı zorlaştırıyordu. Göz yaşlarım çoktan siyah ceketimin kollarını ıslatırken bir anda yerimden doğruldum. Ne kadardır öyle durdum, bilmiyorum ama kalkar kalkmaz sendelenmiş ve tam düşecekken Yoongi tarafından tutulmuştum.

"Öldürdün, kendini öldürdün. Seni aptal."

Sinirle söylenerek beni oturduğum sandalyeye tekrar oturtmuştu. Önüme hazır, sıcak suda noodle koymuş ve emretmişti.

"Ye."

"Bokunu da yememi ister misin?"

Kaşlarını çatmış ve önümde çökmüştü.

"Noodle sevmiyorsun biliyorum, sana uygun bulduğum tek şey buydu. Lanet miden ekmekli şeyleri almadığı için..."

"İstemiyorum."

Derin bir nefes almış ve yerinden kalkmıştı. Bakışlarım onu takip ederken ciddi bir ifadeyle sormuştu.

"Sağlam bir dayak seni kendine getirir mi?"

"Beni kendime getiren tek şey, Taehyung'un bana gülümsemesi olur Yoongi."

Öylece bana bakmakla yetinmişti. Eliyle noodle kutusunu aldı ve yüzündeki hafif çökmüş ifadeyle bana baktı.

"Bayılana kadar birşey yemeyeceksin anlaşılan."

Omuz silktim. Başım ağrıyordu ve midem aşırı bulanıyordu. 3 gündür buradaydık, geceydi ve ben asla düzgün bir şey yapamamıştım. Yanıma gelen, birşey teklif eden herkese karşı kabaydım ama bu benim bilinçle yaptığım birşey değildi. Eğer buradan çıkarsam çok pişman olurdum.

"Ben gidiyorum. Birşey olursa aramazsın biliyorum. Ama yine de ara."

Boş boş ona bakmakla yetindim. Cevabını almış olacak ki, koridorun sonuna doğru yürümeye başladı. Benden habersiz dolan gözlerimi kıpıştırdım ve ayağa kalktım. Odanın penceresine yaklaştım ve bir süre onu izledim. Her görüşümde gözlerim doluyordu. Her görüşümde birdaha kendimden nefret ediyordum. Sessizce ağlarken elinin hafif kıpırdadığını görmüştüm. İlk başta hayal gördüğümü sansam da sonradan birdaha kıpırdayınca gözlerimi koskocaman açtım. Tam doktorları çağıracağım sırada kalp ritminin hızlanmaya başlamasıyla ve cihazın yüksek ses çıkarmasıyla bağırdım.

bon voyage | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin