Felix
Sabah aşırı erken kalkıp Lee krallığının yolunu tutmuştuk. Şu anda da arabadaydık hatta. Hyunjinle ikimizin yalnız olduğu bir arabadaydık. Yan yana oturuyorduk fakat ses seda çıkmıyordu ikimizden de. Bir anda arabamız durduğunda bir tık ürkmüştüm. Ne olduğuna bakmak amacıyla arabadan inmeye kalkışmıştım fakat bu kalkışımım Hyunjin'in bileğimden tutup beni eski yerime, kendisinin yanına çektiğinde ne olduğunu anlamamıştım. İşaret parmağını dudaklarının üzerine koydu ve bana sessiz ol işareti yaptı. Ardından kaş göz işaretiyle kapının üzerinde duran çıkıntıyı işaret etti. Demek istediğini anladım ve o çıkıntının üzerine çıkıp saklandım. Hyunjin de kapının açıldığı yerin arkasına saklanmıştı.
Ne kadar saçmaydı. Düğünü olan biziz, en sondaki fayton bizimki ve sadece iki muhafız var! Gerçekten Hwang Sarayındaki çoğu şeyi düzeltmem gerekiyordu sanırım. Ben düşüncelere dalmışken kapı bir anda açıldı ve içeri iri yarı bir adam girdi. Adam ortalara giderken Hyunjin bir şey yapmadan ben yanımda olan küçük kunailerimden birini adamın tam kafasına atmamla adam yere serildi. Ardından biz yerimizden çıkmadan yandaşları olan 3-4 kişi daha geldi tahminimce.
Arabanın içine giren diğer iki adamı da aynı şekilde kalan iki kunaimle öldürdüğümde dışarda kalan iki kişi de aptal olsa gerek onlar da içeri girdi ve bu sefer Hyunjin arkalarından sertçe kapıyı kapattığında ikisi de aynı anda arkalarına döndüler. Ben de Hyunjin'in yanına atlamıştım. İkiye ikiydik. İki alfa da yoğun feromon salgılamaya başladığında benim omega olduğumu bildiklerini anlamıştım. Gerçi işe yaramıyordu. Adamlar sırıtarak beni baştan ayağı süzdüler ve içlerinden biri ıslık çaldı.
"Bu muymuş Lee krallığının orospu omegası."
"İyi iş yapar ama."
Aralarında gülüştükten sonra Hyunjin adeta öfkeden deliye dönmüş bir şekilde kılıcını kınından çıkarıp birisine saldırınca ben de bacağımdaki kemerimden hançerimi çıkarıp diğerine saldırdım. Boğazına doğru yaptığım hamleden kurtulduktan sonra kendisinin karnımı hedef alan kılıcından kurtuldum ve tekrardan hançerimle bir hamle yaptım. O hançerimle yaptığım hamleden kaçmaya çalışırken attığım yumruktan kaçamamıştı. Biraz geriledi ardından öfkeyle üzerime geldi ve koluna atacağım çiziği umursamadan kolumdan tutup beni arkaya attı ve yere yapıştırdı.
İnlediğimde diğer adamla kılıç kılıca olan Hyunjin'in dikkati dağılmıştı ve az kalsın derin bir yara alıyordu. Ben yerdeyken adam sırıtarak geldi ve bir bacağını diğer tarafıma attı. Beni kucaklamak için eğilirken bacak arasının açıklığından yararlanıp hançerimi taşşaklarına geçirmiştim. Tekrardan çığlık atarak geri çekildi ardından tekrar kendine geldiğinde delirmişti âdeta. Saçlarımdan tuttu ve kapıyı açıp beni dışarı sürükledi. Bir ağaca doğru aşırı sertçe bıraktı başımı. Kanadığından emindim.
Kafamı sertçe çarptığım için bir anlığına dikkatim dağıldığında hançerim düşmüş ve ellerimi ağaca halatla başlamıştı. Bacaklarım iki taraftan yırtmaçlı elbisemin yırtmaçlarından çıkmıştı ve bacak aramı az bir kumaş parçası kapatıyordu. Bacaklarıma aç bir köpek gibi bakarak bana yaklaştığında yüzüne güzel bir tekme atmıştım. Direnmeme daha da sinirlenen adam yüzüme yumruk atacakken kolu durduruldu. Kolu tutan kişi Hyunjin'den başkası değildi. Beyaz takımı kırmızıya boyanmıştı ve kolunu tuttuğu adamın boğazını kesmesiyle elbiseme ve yüzüme gelen kanla midem bulanmıştı. Hyunjin cansız bedeni yere bıraktı ve ellerimi çözüp bana sarılmıştı.
"Seni koruyamadığım için üzgünüm omegam."
"Sorun yok. Böyle olacağını biliyordum."
Biz kıkırdaşırken bizim faytonumuzun yokluğunu yeni fark etmiş olacaklar ki bir tane Hwang saray faytonu gideceğimiz yoldan gelerek yanımızda durmuştu. Arabanın içinden çıkan hyungum ve Jisungla yüzümde bir tebessüm yer almıştı. Şaşkın yüzleriyle yanımıza geldiklerinde burada ne olduğunu sorguluyorlardı. Biz de onların faytonuna bindiğimizde her şeyi anlatmıştık. Eğer Hyunjin camdan muhafızları öldürmek için atılan oku görmeseydi arabadan indiğimde ben de okla öldürülebilirdim. Sanırım Hyunjin'e bir teşekkür borçluydum.
Krallığıma vardığımızda ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Hemen gemiden inip Limanda bizi bekleyen faytonlardan birine bindim. Ardımda da Hyunjin'i sürükledim tabii. Bu sefer güvenli bir şekilde saraya vardığımızda ilk işim saldırıya uğradığımız yere cesetleri ve okla öldürülen iki muhafızın bedenini almaları için birilerini göndermek olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostile Kingdoms//Hyunlix
FanfictionLee krallığı ve Hwang krallığı yüzyıllardır düşman iki krallık. Lee krallığının küçük prensi, dünyanın en güçlü omegası olarak da bilinen Lee Felix ve Hwang krallığının veliahtı, dünya üzerindeki iki deltadan biri Hwang Hyunjin. Hiç ummadıkları bir...