Sabah Felix'in odasının kapısı açıldı ve içeri Hyejin girdi. Sırıtarak girdiği odada yatağa baktığında anında sırıtlması solmuşu. Hyunjin ve Felix yatakta çıplak, sarılarak yatıyorlardı. Yorgan karınlarına kadar geliyordu ve oda ikisinin feromon kokusuyla dolmuş taşıyordu. Hyejin gördüğü manzarayla sinirden kızardı ve girdiği gibi odadan çıkıp aşağı indi. Hyejin'in ardından odaya Seungmin girdi ve o da ikiliyi görünce şoka girdi.
"Felix! Uyan."
Felix dürtülerek uyandığında biraz kendine gelmeyi bekledi. kendine geldikten sonra da Hyunjin'in kollarından kurtuldu ve onu dürtükledi
"Hyunjin, sen de kalk hadi."
Hyunjin de kalktığında Felix'in yorganı üzerinden çekmesiyle Seungmin'in gözlerini kapatması bir olmuştu.
"Salak, insan bir haber verir."
"Aç gözünü mal."
Seungmin tereddütle gözlerini açtığında Felix'in altındaki şortu, Hyunjin'inse pantolonunu gördüğünde kafası karışmıştı. Hyunjin daha birkaç saniye önce uyanmıştı nasıl hemen giyinmişti.
"Ne kadar fesatsın Seungmin. Sadece uyuduk."
Seungmin küçük bir aydınlanma yaşadı ve kapıya yöneldi. Kapıyı açıp çıktığında Hyunjin'in gözleri Felix'e döndü.
"Sana salak dedi, ceza vermeyecek misin?"
"Hayır? Seungminle beraber büyüdüm ben, kardeşim gibidir bu yüzden sorun etmiyorum. Ayrıca sana ne? Ceza verirsem veririm seni ilgilendirmez."
"Tabii ki beni ilgilendirmez ama dün sabah masadaki tavrından dolayı sordum."
Felix sadece kafa salladı ve altındaki şortu çıkartıp üstüne bir elbise geçirdi. Hyunjin de onu izlemekle meşguldü.
"Çok meraklısın sanırım?"
"Hmhm vücudun çok güzel."
"Yuh sapık."
Felix kızardı ve lavaboya girdi. Çıktığında Hyunjin hâlâ yatakta oturuyordu.
"Ya senin odan yok mu?"
"Var."
"Niye oraya gitmiyorsun peki? Ayrıca kahvaltıya inmemiz gerek."
"Of, birkaç gün sonra ömrümüzün sonuna kadar aynı odada kalacağız zaten. Ayrıca daha yarım saat var."
"Of tamam hadi kalk, senin odana gidip seni hazırlayalım."
"Hazırlayalım mı?"
"Hmhm hadi yürü."
Felix Hyunjin'i ite ite odasından çıkarttı ve hemen karşısındaki odaya, Hyunjin'in odasına girdiler. Felix ilk defa Hyunjin'in odasına girmişti ve beklediğinin aksine sade beyaz bir odayla karşılaşmıştı Felix. Duvar da 13 tane resim vardı. Neden olduğunu merak etmişti Felix. Kendini yatağa attı ve o resimleri incelerken Hyunjin de kendisini onun yanına attı.
"Hyunjin."
"Efendim?"
"Bu duvardaki resimler de ne?"
"10 yaşımdan beri her yıl, o yıl olan benim için en önemli şeyleri anlatan ve sadece benim anlayabileceğim resimler çiziyorum."
"İyi de sen 23 yaşında değil misin?"
"Öyleyim bu yıl daha çizmedim ama ne çizeceğimi biliyorum."
"Anladım. Hadi kıyafetlerini ben seçeyim nasıl fikir?"
Felix heyecanla kalktığında Hyunjin de kıkırdayarak kalktı ve ikisi birlikte büyük dolabın başına geçtiler. Felix giydiği elbiseye uygun Hyunjin'e kıyafet seçti ve ona uzattı.
"Giy bunları."
"Couple olucaz yani?"
"Hmhm."
Hyunjin sırıttı.
"Beni hazırlayacaktık hani? Senin giydirmen gerekiyor."
Felix uzatmak istemediği için gözlerini devirerek yerinden kalktı ve zaten bir şey olmayan üstüne gömleği giydirmeye başladı. Önce kollarını giydirdi sonra omuzlarını düzeltip alttan başlayarak düğmeleri iliklemeye başladı. Hyunjin ise onu izlemekle meşguldü. Felix son düğmeyi iliklerken gözleri boynunda takılı kaldı ve yutundu. Kafasını iki yana sallayıp kendine geldiğinde Hyunjin'in yüzüne baktı ve pis pis güldüğünü gördüğünde yanakları kızardı ardından boynunu eğdi. Hyunjin bir kolunu zaten dibinde olan Felix'in beline attı ve boşta olan elini de çenesine atıp kafasını kendine çevirdiğinde bu sefer de gözlerini kaçırmıştı Felix. En sonunda gözlerini Hyunjin'in gözlerine çıkartmayı başarmıştı.Felix'in gözleri maviye, Hyunjin'in gözleriyse mora dönmüş ve feromon salgılamaya başlamışlardı. Bir süre birbirlerinin gözlerinde kaybolduktan sonra Hyunjin'in bakışları Felix'in dudaklarına kaymıştı. Kalp şeklindeki kırmızı dudakları ona çok çekici gelmişti. Hyunjin'in dilini alt dudağında gezdirmesiyle Felix'in bakışları da onun dudaklarına inmişti. Birbirlerine yaklaşmaya başlamışlardı fakat ikisi de bunun farkında değillerdi. Dudakları arasında santimler kalmış, ikisi de gözlerini yummuştu anın etkisiyle. Fakat dudakları buluşamamış, açılan kapı onları ayırmıştı
"Ay yine mi, çok özür dilerim!"
Girdiği gibi geri çıkan Jeonginle kendilerine gelmişlerdi ve birbirlerinden ayrılmıştı.
"Sen pantolonunu giyersin ben dışarıda bekliyorum."
"Tamam öyle yapalım evet"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hostile Kingdoms//Hyunlix
FanfictionLee krallığı ve Hwang krallığı yüzyıllardır düşman iki krallık. Lee krallığının küçük prensi, dünyanın en güçlü omegası olarak da bilinen Lee Felix ve Hwang krallığının veliahtı, dünya üzerindeki iki deltadan biri Hwang Hyunjin. Hiç ummadıkları bir...