Hostile Kingdoms//Hyunlix

16- Balo

"Felix bir türlü hazırlanamadın sen de" Hyunjin yatakta uzanmış hazırlanmakta olan Felix'i izliyor ve söyleniyordu. Felix onu takmadan farını sürmeye devam etti. Hafif krem- kahve rengi farını tamamladıktan sonra maskarasını da sürdü. Hafif şeftali rengi rujunu sürüp makyajını tamamladı. Makyaj masasından kalktı ve eldivenlerini giydi ardından Hyunjin'e döndü. 

"Ben hazırım." Hyunjin şükrederek uzandığı yataktan kalktı ve Felix'in beline elini atıp kapıya doğru yöneldi. Hyunjin kapıyı açacağı zamanda kapı açılmış Hyunjin'in burnuna çarpmıştı hatta. Hyunjin burnunu tutarken Minho Hyunjin'i umursamadan kardeşini alıp önden önden yürümeye başlamıştı. Felix endişeyle arkasına bakmaya çalışsa da Minho buna izin vermemişti. Hyunjin burnunu kontrol etti ve küfürler savurarak hızlıca arkalarından ilerledi. Onlara yetiştiğinde Felix'i Minho'nun kolundan kurtarıp kendisi girmişti koluna.

Minho zaten Hyunjin'den hazzetmiyordu, kardeşini ondan almasıyla sinirlenmişti ve orada kavga çıkmıştı. Felix kendini Hyunjin'den kurtardığında ikisinin arasına girmiş, kollarını iki tarafa uzatarak ikisini ayırmıştı. Minho da Hyunjin de şaşkınlıkla kalakalmışlardı.

"Yeter, siz beni istediğinizde yanınızda gezdirebileceğiniz köpeğiniz mi sanıyorsunuz? Tek başıma gideceğim." 

Felix sinirle önünde duran at arabasının kapısını açtı ve beklemeden arabaya bindi. Hyunjin sinirle Minho'ya baktı ve Felix'in gönlünü almak için Felix'in bindiği arabanın kapısını açıp hızla bindi. Arabayı süren muhafıza hemen sürmesini emrederken Felix şaşkınlıkla ve artan sinir katsayısıyla onu izledi, muhafıza sürmemesini söyleyecekken araba hareket etmeye başlamıştı bile. Hyunjin şirin bir şekilde Felix'e baktığında Felix gözlerinden alev çıkararak bakmıştı Hyunjin'e. 

Aslında Lee Kraliyet ailesi ve Hwang Kraliyet ailesi birlikte gidecekti fakat bir istisna sayılabilirdi Hyunjin ve Felix. 

Yol boyunca arabada sessizlik hakim olmuştu. Hyunjin sürekli Felix'i konuşturmaya çalışmıştı gerçi ama pek işe yaradığı söylenemezdi. Sonunda Park sarayına geldiklerinde Hyunjin aceleyle arabadan inip Felix daha inmeden kapısını açmıştı. Elinin uzatıp sevimlice gülümsese de Felix yüzüne bile bakmadan kendi başına inmişti arabadan. Bahçedeki herkes Felix'in bu hareketini fısıltılar eşliğinde konuşmaya başlamışlardı. Felix herekse kötü kötü bakmış ve susmalarını sağlamıştı. 

Saraya girdiğinde bir hizmetli ona Lee & Hwang masasını göstermişti. Hyunjin ona yetişemeden Felix hızlı adımlarla masaya oturmuştu. Hyunjin de masaya geldiğinde Felix'in yanına oturuvermişti. Felix ve Hyunjin'in ardından Yeji, Jeongin, Minho ve Jisung girmişti. Onlar da masaya yerleştikten sonra Yeji abisine neden önden gittiklerini sordu.

"Öyle gerekti abim." Hyunjin elini Felix'in beline sıkıca sarmış kafasını omzuna koymuştu. Bu görüntü Minho'yu çıldırtıyordu. Neyseki Jisung, Minho'yu sakinleştiriyordu. On dakika sonra salon tıklım tıklım dolmuştu ve çoğu kişi Lee & Hwang masasını konuşuyordu. Bu büyük bir olaydı. 

Yılda iki kere kura ile belirlenen bir krallıkta balo düzenlenir, tüm krallıklar davet edilirdi. Bu balolarda genellikle Lee krallığının masası ve Hwang krallığının masaları birbirinden en uzak noktalara konurdu. Balo Lee krallığında olduğunda Hwang krallığı, balo Hwang krallığında olduğunda da Lee krallığı gelmezdi. 

Bu sefer balo Park krallığında düzenlenmişti. Konuşma yapmak için kürsüye Park kraliyet ailesinin tek çocuğu, biricik vita veliahtı, Hyejin çıktı. "Bakıyorum da, tüm krallıklar burada. Hepinizi krallığımda görmekten mutluluk duyuyorum..." Boş boş kendi krallığını övüşünü dinleyen olduğunu düşünmüyordu Felix. Hyunjin'e baktığında pür dikkat onu izlediğini gördü ve siniri bozuldu. Hyunjin'in ayağına hiç nazik olmayacak bir şekilde topuklu ayakkabılarıyla bastı. Hyunjin inleyerek Felix'e döndüğünde Felix kaşlarını çatmış, dudaklarını büzmüş bir şekilde ona bakıyordu. Hyunjin bu dudaklara dayanamazdı ki. Yaklaşıp büzülmüş dudaklara öpücük kondurup geri çekildi ve Hyejin'i dinlemeye devam etti. Felix Hyunjin'in onu yanlış anlamasıyla Hyunjin'in kulağına yaklaştı.