Hostile Kingdoms//Hyunlix

17- Geçmiş

Odaya girdiklerinde Hyunjin ne kadar sorsa da Felix olanlar hakkında bir şey dememişti. Bir süre sonra Felix boş boş duvara bakan Hyunjin'in kucağına çıkmıştı. Gömleğinin ilk birkaç düğmesini açmış ve hem feromonlarını içine çekiyor hem de öpücükler konduruyordu. Felix'in daha tacını çıkartmadan Hyunjin'in kucağına çıkması Hyunjin'i güldürmüştü. Önce Felix'in, ardından ise kendi tacını çıkarttı ve Felix'i yatağa yatırıp kendisi üzerine çıktı.

Felix'in elleri direkt olarak yerini, Hyunjin'in boynunu, bulmuş ve sıkıca dolanmıştı. Felix, Hyunjin'i kendisine çekip dudaklarını buluşturmuştu. Dilini direkt olarak Hyunjin'in ağzının içerisine yollayarak ateşli bir öpüşme başlatmıştı Felix. Islak sesler eşliğinde öpüşürlerken Hyunjin, Felix'den ayrılmıştı ve çenesinden başlayarak yavaş yavaş Felix'in boynuna doğru dili ile bir yol çizmişti. Boynuna öpücükler kondururken yavaşça Felix'in ellerini tek eliyle Felix'in başının yukarısında birleştirmişti.

Felix'in zevkten kapanan gözleri Hyunjin'in bu hareketi ile açılıvermişti. Hyunjin'in öpücükleri emmeye, dişlemeye dönüşürken Felix rahatsızca kıpırdandı ve ellerini kurtarmaya çalıştı fakat Hyunjin tutuşunu sıkılaştırdığında bu çabaları boşuna gitmişti. Zaten düzensiz olan nefesleri iyice bozulmuştu.

"Hyunjin, ellerimi bırakır mısın?" Hyunjin'in kafısını bile kaldırmaması ile Felix'in gözleri dolmaya başlamıştı. "Hyunjin, bırak lütfen." Hyunjin'in Felix'i duymazdan gelip ısırıklarına devam etmesiyle Felix'in gözünden bir damla yaş akmıştı. "Hyunjin, bırak!" Hyunjin yine duymazdan gelmişti ve biraz daha sıkı tutmaya başlamıştı Felix'i. Bileklerindeki elin sıkılaştığını hisseden Felix Hyunjin'in karnına bir tekme atmıştı. Hyunjin ne olduğunu anlayamadan karşıki duvarı boylamıştı. Felix tutamadığı göz yaşlarıyla yatakta dikelmiş ve ona şaşkın şaşkın bakan Hyunjin'e bakmıştı.

"Ben-" Cümlesinin devamını getiremeden odanın içerisindeki lavaboya koştu Felix. Eldivenlerini çıkarttı, yanında makyaj temizleme suyu olmadığı için su ve sabunla yüzünü yıkadı güzelce. Göz yaşları durmuştu sonunda. Derince bir nefes alıp sakinleştiğinden emin oldu ve kilitlediği kapıdan geri çıktı. Tekrardan odanın içerisine girdiğinde, Hyunjin kıyafetlerini çıkartmış ve odanın içerisinde onlar için bırakılmış olan saten geceliklerden birini giyinmiş yatakta arkası dönük bir şekilde yattığını gördü.

Felix, Hyunjin'i kırdığının farkındaydı ama Hyunjin'in altındayken kriz geçirmek istememişti. Gözleri dolu dolu yatağın ucuna oturdu. Hyunjin'in uyumadığını bilerek seslendi. "Hiç bekaretimi nasıl kaybettiğimi merak ettin mi?" Kısa bir süre Hyunjin sesini çıkartmamıştı. "Merak etmem mi gerekiyordu?" Arkasını dönmeden sormuştu Hyunjin. Aslında aşırı merak ediyordu fakat bunu itiraf etmek istemedi

"Bilmem, ben seninkini merak etmiştim." Hyunjin, Felix'in itirafıyla arkasına, Felix'e, dönmüştü. Omuz silkerek cevap verdi Hyunjin: "16 yaşımda kızgınlığa girdiğim zaman o zamanki sevgilimle birlikte oldum. Böylece bekaretimi kaybettim, 16 yaşıma kadar bakirdim." Felix duyduklarıyla geçen merakıyla gülümsemişti.

"Sen nasıl kaybettin?" Kabaran merakıyla sormuştu Hyunjin. Felix'in dolu dolu gözlerinden bir damla yaş aktı ve kucağında birleştirdiği ellerine baktı.

Flashback

Felix'den

Dün hayatımdaki ikinci kızgınlığa girmiştin ve feromonlarımı kontrol edemiyorum. Bu durum da beni gerçekten fazlasıyla yoruyordu. Saat de gece yarısına geldiği için uyumaya karar vermiştim.

~

Kalçamda hissettiğim bir el ve bir alfa feromonuyla korku içerisinde uyanmıştım. Üzerimde birkaç yıldır kişisel muhafızlığımı yapan alfalardan birisi, Robert, vardı. "Robert, ne yapıyorsun?" Uyandığımı fark eden alfa kalçamdaki elini çekip ağzıma yerleştirmişti ses çıkartmayayım diye. Ellerimi hareket ettirmeye çalışmıştım fakat ellerimin üzerinde bir baskı vardı, başımın üzerinde bileklerimi tek eliyle sıkıca tutuyordu. Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı: "Sesini çıkartırsan seni öldürürüm." Korkudan gözlerim dolmuş ve ağlamaya başlamıştım.