Hostile Kingdoms//Hyunlix

8- Vita sayesinde

İkili içeriye girdiklerinde kraliçeler, Jeongin, Yeji, ve Hyejin içeride oturuyordu. İkiliyi fark eden diğerleri tip tip bakıyorlardı.

"Daha iyi misin Felixciğim?"

"Evet, temiz hava iyi geldi. Teşekkürler majesteleri."

"Annen sayılırım artık. Gel otur şöyle."

Felix garipsemiş bir şekilde kraliçe Hwang'ın yanına, Hyunjin de aynı şekilde Felix'in yanına oturmuştu.

"Anne bir şey mi oldu sana?"

"Hayır, müstakbel kraliçemizle oturmak isteyemez miyim?"

"İsteyebilirsin tabii ki."

Kraliçe gülümseyip Felix'e dönmüştü.

"Sadece miden mi bulanmıştı, böyle baş dönmesi veya göz kararması gibi şeyler var mıydı?"

"Umm, hayır. Sadece midem bulandı."

"Öyle mi."

"Hmhm."

"Ee o zaman şe-"

"Hamile değilim majesteleri. Öyle olsaydım Hyunjin de hissederdi zaten. Ayrıca Hyunjin ile aramızda hiç öyle bir şey geçmedi."

"Ya başkasındansa?"

Vita konuştuğunda Felix'in gözleri sinirle maviye döndü. Felix'e orospu muamelesi mi yapmıştı o? Felix sinirle sırıtıyordu.

"Efendim?"

"Ya başka birinden hamileysen diyorum nesini anlamadın?"

Felix herkesi ürkütecek bir kahkaha attı ve hemen söndü kahkahası.

"Beni kendinizle karıştırdınız sanırım. Herkes biliyor sizin ne evlilikler bitirdiğinizi."

Felix son cümlesini de söyledi ve Hyunjin'e kütüphane de olacağını söyleyerek oradan uzaklaştı.

Felix, Seungmin ile birlikte kütüphaneye geçmişlerdi. Felix iki, üç saat orada kitap okuyarak sakinleşmişti. Seungmin ise diğer hizmetlilere yardıma gitmişti. Sonuçta birkaç gün sonra düğün olacaktı.

...

Hyunjin hızlı hızlı ilerleyerek kütüphaneye girdi ve Felix'i aramaya koyuldu. Endişelenmişti çünkü Felix'i hissedemiyordu. Rafların arasında ilerlerken tarih rafının altında, elinde bir tarih kitabıyla uyuyakalmış bir halde bulmuştu onu Hyunjin.

Gülümsedi ve yanına gidip elindeki kitabı yavaşça, onu uyandırmamaya dikkat ederek elinden çekti. Kitabı kapattı ve oradaki bir masaya bıraktı. Ardından Felix'i kucağına alıp kütüphaneden çıkıp odasının yolunu tuttu. Uyumayı seviyordu sanırsa. Gerçi tüm işleri veliaht yaparken ikinci prense gerek olmuyordu bu yüzden de Felix gününün büyük bir kısmını uyuyarak geçiriyordu.

Merdivenleri çıktıktan sonra koridorda Hyejin'e rastlamıştı. Vita, öncelikle deltayı gördüğü için sevinmiş fakat çok uzun sürmeden kucağındaki omegayı görünce öfkelenmişti. Her yerden çıkıyordu.

"Hey Hyunjin, selam!"

"Bir şey mi oldu Hyejin?"

"Hayır, sadece selam vereyim demiştim."

"Hm peki öyleyse. Sana iyi akşamlar."

Hyunjin tekrardan hızlı adımlarla Felix'in odasına girmiş ve derin bir nefes almıştı. Hyunjin'i gördüğü yerde feromon salgılamaya başlıyordu vita ve bu Hyunjin'in sinirini bozmaya başlamıştı. Hyunjin Felix'i yatağa yavaşça bırakmıştı fakat Felix çoktan uyanmış ona dik dik bakıyordu.

"Uyanmışsın."

"Vita sayesinde."

Hyunjin anlıyorum dercesine kafasını sallamıştı.

"Omegam, o vitayı saçlarından tutup tüm sarayda sürüklemek istiyor."

"Bırak da yapsın o zaman."

"Son bir şey daha yaparsa bırakacağım zaten."

Felix sıcaklamıştı, haklıydı da. Yataktan kalkıp elbisesini çıkarttı.

"Ne yapıyorsun?"

"Sence? Üstümü değiştiriyorum bir sakınca mı var?"

"Hayır, benim önümde yapmanı beklemiyordum."

"Odadan çıkmanı bekleyemem."

Felix sadece altına kısacık bir şort geçirdi ve yarı çıplak yatağa girdi.

"Sen niye hâlâ buradasın ya, aşık mısın bana?"

"Aşığım, aşkımdan ölüyorum Felix lütfen benden uzaklaşma ah kalbim!"

Hyunjin'in oyunculuk yeteneğine kıkırdamıştı Felix. Hyunjin ne yapacağını bilememiş odadan çıkacakken Felix'in ona seslenmesiyle durmuştu.

"Efendim?"

"Yanımda yatsana. Feromonların çok iyi geliyorlar."

Hyunjin gülümsedi ve tekrar arkasını döndü.

"Üstümü çıkartsam senin için sorun olur mu? Bu kıyafetler rahatsız edici ve sıcak."

Felix kafasını sallamıştı. Dolabında Hyunjin'e olabilecek kıyafeti yoktu ve şimdi odasına gidip gelmesine gerek yoktu. Hyunjin üstündekileri çıkarttı ve sadece pantolonla Felix'in yanında yerini aldı. Hyunjin yaklaşıp Felix'i kollarının arasına almıştı, Felix ise bundan memnundu. İkisi de hafifçe feromon salgılıyorlardı ve Felix'in odası ikisinin feromlarıyla dolup taşmıştı. Koridorda feromonların kokusu çok rahat alınabiliyorlardı.