5. Bölüm

1K 113 250
                                    

Beğeni ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum.💐

Wattpad hesabımı takibe almak için @kitapkolik_46

Sevgili okuyucularım, bu hafta bölüm biraz gecikti. Kusura bakmayın. Çok yoğun bir hafta geçiriyorum. Uzun bir bölümle geldim.💐

Bir sonraki bölümü Cihangir Tataroğlu'dan okuyacağız. 5 yıl gibi bir zaman atlamamız olacak. Bundan sonraki bölümler daha da hareketli olacak. Sürprizlere hazır olun.💐

Yasemin kokusunun finalinden sonra Gökçe'nin bölümleri daha sık gelecek inşallah💐

Keyifli okumalar dilerim💐

🌿🌿🌿🌿🌿

Gayb...

Gaybı yalnızca ve yalnızca Rabbim bilir.

İnsanların kaderini belirleyen iki önemli olay vardır. Doğum ve ölüm...

Birinde dünya hayatının başlangıcında, diğerinde ise dünya hayatının sonundayızdır. Hiç birimiz içine doğacağımız aileyi, annemizi, babamızı, hangi evde doğup büyüyeceğimizi, hangi ülkenin hangi dilini konuşacağımızı seçemiyoruz.

Aslında ölümde bir nevi doğuma benziyor. Dünyaya gelirken seçim yapmadığımız gibi dünyadan giderkende seçim yapamıyoruz. Ancak doğumla ölüm arasında pek çok seçim yapmak, karar vermek durumunda kalıyoruz.

Saat gece yarasına yaklaşırken annemle babamın mezarının arasına oturmuş zihnimdeki düşüncelere dalmıştım.

Dilime gelen bir çok kelimeyi yutmak zorunda kalmıştım. Kulaklarımda Türkmen kızı Züleyhanın sözleri çınlıyordu.

Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum. Bir bayram arifesinde annemle babamı ziyarete geldiğimizde dudaklarımdan " neden beni bırakıp gittiler?." Sözleri dökülmüştü. Çünkü amcamın evinde o yıllarda çok eziyet görüyordum. Filiz yengem kendi çocuklarını bir anne şefkatiyle severdi. Hep düşünürdüm. Benim annem ve babam hayatta olsalardı beni nasıl severlerdi diye.

"İnsanın doğum zamanınıda, ölüm zamanınıda yalnızca Allah bilir. Eğer neden dersen isyan etmiş olursun. Benim Gökçe kızıma isyan etmek yakışmaz. Kaderinde üstünde kader vardır. Yaşın henüz küçük kızım, zamanı geldiğinde daha iyi anlayacaksın." demişti. Çok haklıymış.

'Yaralarımız, ışığın girdiği yerdir' der Hz. Mevlana.

Yaralar hem kanatır hem de erkenden büyütür bizi. Fiziksel yaralardan kaçamadığımız gibi duygusal yaralardan da kaçamayız. En ağrıda duygusal yaralarımızdır. Öldürmüyor ama onlarla yaşamayı öğreniyoruz. Kırık, dökük...

Benim hayatım bu iki mezarın arası. Belki de sadece burada nefes alabildiğimi hissediyorum.

Toprağın üstüne oturduğumda tek nefes alabildiğim yer mezarlık olması ne ironi ama diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Çocukluğunu tam olarak yaşamamış kız çocuğuydum ben. Bu coğrafyada bir çok çocuk çocukluğunu yaşamadan büyümek zorunda kalıyordu. Ben erken yaşta büyümek zorunda olan o çocuklardan sadece biriydim.

Son dualarımızda ettiğimde burdan ayrılma zamanım gelmişti.

Dedemin yanında yatan Türkmen kızı Züleyha'nın başına vardım. Kalbimde en çok babaanneme özlem vardı. Onun özlemi hiçbir şeye benzemiyordu. Konuşmaya başladığımda sesim çatallaşmıştı. Bunun farkında değildim.

GökçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin