2. Bölüm

1.3K 125 274
                                    

Beğeni ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum💐

Wattpad hesabım @kitapkolik_46
Instagram @kitapkolik

Bölümü okumaya başlamadan yıldıza dokunmayı unutmayın lütfen 💐

Bölümü düzenlemedim. Yazım hataları olabilir. Kitap bittiğinde bölümler düzenlemeye alınacaktır.

Keyifli okumalar dilerim💐

💧💧💧💧💧

Kalpleri kazanmakla kırmak arasında ince biz çizgi var. Onun adı 'Üslup'.
Cahit Zarifoğlu

İnsanoğlunun bu hayatta karnı bir şekilde doyuyordu ama gözü doymuyordu.

Yüzüme yapışan saçlarımından rahatsız olarak gözümü açtığımda sabah ezanının sesi uzaklardan yankılanıyordu. Yatağımdan kalktığımda terleyen boynumu elimle sildiğimde uzun saçlarımı dağınık bir topuz yapmıştım. Açık olan pencerenin kenarına gidip ezan sesini dinlemeye devam ediyordum. Sabah ezanı her gün yüreğime ayrı bir dokunurdu. Sabahın bu saatinde bütün kainat uyurken, sessizliğin içindeki tek sesin Rabbimin insanlara çağrısı olması ayrı bir güzeldi. Dudaklarımdan fısıltı şekilde her sabah dökülen cümle dökülmüştü.

"Namaz uykudan daha hayırlıdır."

Ben küçük çocukken babaannem sık sık bu sözü bana hatırlatırdı. Türkmen kızı Züleyha'nın dudaklarından bu zamana kadar boş bir söz dökülmemiştir.

"Ezan sesiyle güne uyanmak büyük bir nimet Gökçe kız. Bu ses'e hasret milyonlarca Müslüman var dünyada." O gün babaannemin ne demek istediğini pek  anlamamıştım ama şimdi her şeyi daha iyi anlıyordum.

"İnsanoğlu nankördür kızım. Minarelerinden okunan ezanın, üstüne bastığı bu vatan toprağının ve başımızda dalgalanan ay yıldızlı bayrağın kıymetini bilmeyen çok. Bu vatanın ekmeğini yiyip, bu vatanın suyunu içip ve bu vatana ihanet eden de çok fazla vatan haini var. Bunlar pirinç'in içindeki beyaz taşlara benzer. Ayıklaması kolay değil, lakin imkansızda değil." Türkmen kızı Züleyhan'ın sözleri kulaklarımdan gitmezken ezanın bittiğini farketmiştim.

Sabah namazını kıldıktan sonra biraz Kuranı Kerim okudum. Havanın aydınlandığını farkettiğimde hazırlanıp aşağı indim. Çiftlik çalışanları henüz ortalıkta görünmüyordu.

Çiftliğin büyük kapısından çıktığımda beni kimse farketmemişti. Ayaklarımı mezarlığın olduğu yöne yönlendirdiğimde adımlarım git gide hızlanıyordu.

Ufukta yeni yeni doğmaya başlayan güneşle doğa güne uyanıyordu. Kuşların cıvıltıları yeni günün habercisiydi. Bu topraklara yaz erken gelir, geç giderdi.

Çiftlik evine çok fazla uzak olmayan mezarlığa geldiğimde selam vererek mezarlığın büyük kapısından içeri girdim. Babaannemle ne zaman mezarlığa gelsem önce sesli şekilde selam verir ve verdiği selamı alırdı.

"Biz onları duymayız ama onlar bizi duyar." derdi.

Annemin, babamın, babaannemin ve dedemin mezarlarının üzerinde tek tek göz gezdirdiğimde bir tek orda ben eksikmişim gibi hissettim. Annemle babamın ortasına oturup dualarımı etmeye başladığımda göz yaşlarım kendiliğinden akmaya başlamıştı.

Yıllardır kolay kolay kimsenin yanında ağlamam. İnsanlar genelde sert kabuğumu görürler. Fakat yalnız kaldığımda göz yaşlarım bana eşlik eder. Bu hayatta zaten yanımda olan bir tek babaannemdi. O da ebedi hayata gittiğinden beri yalnızdım.

GökçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin