İlk öncelikle herkese merhabalar bu kitabı ana hesabımdan yazamıyorum çünkü ana hesabımın şifresini unuttum😞
Neyse neyse burdan yazacağım eğer bir gün şifreyi hatırlarsam o hesaptan devam ederim hepinizi çok seviyorum minik bebekerimmm
Buraya başlama tarihi alabilir miyim?
Ana hesabım: svi1electro
Medya: Banu
💗💗💗💗💗"Banu!"
"Banu!"
"Banu!"
Genç kadının kulağına firar eden sözcük artık önemini yitirmişti. Öleceğini biliyor ve artık yaşamak için çabalamıyordu.
Her zaman mutlu bir şekilde ölmek istemişti ama hayat ona bunu fazla görmüştü. Henüz gençliğinin baharında tam da mutlu olduğunu düşünüyorken hayat acımasız yüzünü tekrar göstermişti.
"Banu!"
"Banuuu!"
...Ve her şey yavaş yavaş kararıyordu. Banu kendini simsiyah bir boşluğa bırakmıştı.
ೄྀ࿐ ˊˎ-
"Hey! sen de kimsin?"
Banu bir ses mi duymuştu yoksa yanılıyor muydu?
"Hey! Ölü taklidi falan yapıyorsan hiç inandırıcı değil."
Bu gerçek olamazdı...evet emindi bu bir sesti.
Karanlıktan çekildiğini hissetti. Yüzüne çarpan güneş ışınlarının etkisini hissedebiliriyordu.
Genç kadın aniden gözlerini açıp etrafına baktı. Tabi kızdan korkan tuhaf giyinimli adam elini kınına götürdü.
"Sen kimsin?"
Banu kendisine sorulan soruya kulak asmayıp bir soru sordu.
"Burası cennet mi?"
Adam kıza dalga geçer gibi baktıktan sonra işaret ve baş parmağını ağzına götürüp bir ıslık çaldı.
Banu ne olacağını merak ederek adamı dikkatlice izlemeye koyuldu. Adamın arkasından birkaç atlı hızlı bir şekilde yanlarına gelmeye başlayınca çok korktu ama burası cennetse korkmasına gerek yoktu, değil mi?
"Alın şu deliyi şuradan!"
Banu gözlerini kocaman açarak onlara baktı. Yoksa yanlışlıkla cehenneme mi gelmişti? Biraz düşündükten sonra bu düşüncesi çok saçma geldi. Cennet ya da cehennem nasıl maddeyle sınırılı olabilirdi ki? Ve insanlar nasıl böyle kaba olabilirdi?
Banu yavaş yavaş anlıyordu artık. Hâlâ ölmemişti ama şuan nerede olduğunu bilmiyordu.
"Burası neresi?"
Adam kadına biraz daha baktıktan sonra alayla güldü ve göz devirdi.
"Gök Türk Devleti'nin sınırları içindesin."
Banu olayın şokunu atlatamayarak kendini geriye attı. Kafası sert bir kayaya değince artık geri çekilmek için çok geçti. Kadın orada bayılıvermişti.
ೄྀ࿐ ˊˎ-
Uyandığında kendini kocaman bir hanın içinde bulmuştu.
"Aman Allah'ım! Ben neredeyim? Benim burada ne işim var..."
Kadının ağzından kelimeler çok güçsüz ve çaresiz çıkıyordu. Tutunacak bir dal arıyordu ama nafile...
"Hey kadın!"
Banu hemen arkasına dönüp ona seslenen kişiye baktı. Bu adam az önce konuştuğu adamdı ve belki ona yardım edebilirdi.
Umutla ayağa kalkıp adamın yanına gitti.
"Şuan neredeyiz?"
"Handasın."
Bu adam ne diyordu? Şuan bir film setinde falan mıydı? Gözlerini hemen etrafında gezdirdi ama burada ne bir kamera vardı ne de normal bir insan.
Gözlerini adama çevirdiği de onu süzdüğünü farketmişti.
"Bu hâl de nedir böyle? Sen nerelisin kadın!"
Banu iyice sinirlenmeye başlıyordu ama belli etmeyerek gülümsemeye çalıştı.
"İlk önce sen sorularımı cevapla sonra ben seninkileri cevaplarım."
💗💗💗💗💗
Bölüm yakında gelecek... Kitap çok uzun sürmeyecek.
(Banu'nun üzerindeki kıyafet)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Çiçekler
Historical FictionÖlümüyle birlikte geçmişe giden amaçsız bir kadın ve bir Gök tegininin hikayesini okumak ister misiniz? *Kitaptaki karakterler ve olaylar kurgusaldır. Gerçeklik aramayın.*