Selamlar hikayemin 10- 11- 12 bölümlerini canımdan çok sevdiğim kiz kardesim songule hitafediyorum. Yardımların icin Teşekkürler güzellik...:)Sofia sağ elindeki ağaç parçasını sıkıca tutarak, çamur göletinin yanına yaklaştı. Ellerinin terlediğini vücudunun ısındığını biliyordu. Daha da yaklaştı ve çamur göletinin içine olanca gücüyle kuru dalı sapladı.
Kuru ağaç parçası kendi etrafında saat yönünde dönerek küçük bir hortum oluşturdu. Hortum parçanın her dönüşünde daha da genişleyerek çamur göletinin tamamını kaplamıştı. Sofia'nin saçları Jack'nin pelerini rüzgardan birbirine değiyordu. Sofia başarmanın gururunu yasadı. Çok büyuk bir şey yapmış gibi kendi kendine gururlanırken...Artık bir şeyler yaptığını Jack'in görmesini istiyordu. O önemli biriydi ve önemli şeyler yapmalıydı. Sofia'nın kalbi güm güm atarken Jack elini uzattı Sofia'ya " gel dedi."
Sofia rüzgardan nefesi kesilmiş bir şekilde ciğerine çektiği havayı içinde tutarak Jack'le birlikte rüzgar hortumunun içine girdiler. Dışardan bu kadar sesli ve gürültülü hortumun içi aksi gibi tamamen sessizdi. Sanki çağlayanlardan akan ses ve su bir anda kesilmişti. Etrafa dinginlik hakimdi. Sofia aşağıya çekildiğini hissetti. Başını aşağıya eğip ayaklarına bakarken hortumun sadece göletin üstünde değil altında da mevcut olduğunu gördü.
Aşağıya yavaş yavaş inerken. O kadar yumuşak ve o kadar narin bir şekilde aşağı çekiliyorlardı ki Sofia ayaklarını altında hiç bir şeye basmadığını çok sonra fark etti. Bir an hiç bitmesin istedi. Yerin kaç kat altına indiler kaç dakika boyunca aşağı süzüldüler kendileri de bilmiyordu.
Sofia çok heyecanlanmıştı. Burada farklı bir şeylerin olacağını biliyordu. Jack "geldik Sofia dedi."
Sofia ayaklarının altına baktığında hala daha gidecek boşluk vardı hortum aşağı doğru devam ediyordu. Ama burada inmeleri gerekiyordu.
Sofia "Aşağıda ne var Jack?" dedi sordu.
Jack derin bir nefes alarak Sofia'ya döndü "Burada sana bir çok şeyi anlatacağım ama önce inmemiz gerek hadi" dedi ve Sofia'nın sol elinden tutarak önce kenara çekti ve sonrada dışarı çıktılar.
Sofia:"aman Tanrım ne kadar muhteşem bir görüntü bu!!. Böyle bir manzara nasıl yerin bu kadar altında olur Jackk bu imkânsız bu gerçekten gözlerime inanamıyorum bu imkânsız..."
Jack gülmeyerek Sofia'ya baktı hadi ilerleyelim. Sofia ilerlemekten ziyade her bir kareyi her bir ayrıntıyı aklına kazımak istiyordu. Ciğerlerine doldurduğu tertemiz oksijeni burnuna dolan o muhteşem adını bilmediği çiçek kokusunu. Hiç bir yere gitmesi gerekmiyordu. O burada sonsuza kadar yasaya bilirdi. Etrafı meraklı bakışlarla; görerek dokunarak hissetmek ve bu muhteşem manzarayı hafızasına kazımak istiyordu. Hiç zaman kaybetmeden incelemeye başladı. "Jack biraz yavaş gitsek olur mu?" dedi Sofia. Jack "tatbikî de olur bu gece güvenliğimiz için burada kalacağız." dedi. Etrafı ağzı iki karisi acık bir şekilde inceleyen kıza bakarak "istediğin gibi etrafı inceleye bilirsin" dedi.
Jack ilk defa Sofia'yi yanından uzaklaştı ve ilerdeki şelalenin yanına gidip oturdu. Sofia hayran bakışlara izlemeye başladı. Jack'i görebiliyordu ama baya uzağa gitmişti.
Sofia derin bir nefes daha alarak etrafı incelemeye başladı. Hortumdan indiği anda hortum kaybolmuştu. Ama Sofia bunu daha yeni görüyordu. Ama buradan geri -nasıl çıkacağız? sorusundan çok kendine -burası neresi? sorusunu soruyordu. Kulaklarına gelen su sesi o kadar keskindi ki Sofia gördüğü manzara karsısında gözlerini ufalayarak tekrar ve tekrar baktı. Gördüğü her şey gerçekti. Yer topraktı ama yerdeki topraklar yer yer çok keskin renklerle ayrılmıştı. Kırmızı, yeşil, sarı ve mavi ne kadar çok toprak rengi vardı. Ve devam etti. Gözlerini etrafta gezdirirken duvarda yer yer kütleler halinde parlayan ve renk değiştiren ana rengi siyah olan kayalara baktı. Sıralama hep ayniydi. Siyah olan kayalar dıştan içe doğru önce kırmızı sonra sari sonra mavi ve yeşil sonra yine siyah oluyordu. Ama bu kayaların tamamında yoktu bu renk geçişleri belli bölümlerde oluyordu ve gözü yormadan o kadar yumuşak geçişler yapıyordu ki sofia kaç dakika orada kımıldamadan durduğunu ve kayaların renk geçişlerini ne kadar süre izlediğini oda bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç saatler 3:15
FantasiaNe arıyorsun ? nereye gidiyorsun? hangi cevap dolduracak, kalbinde ki boşluğu, Sofia sen kimsin? Artık ağlama ve korkma, gecenin karanlığı bile, senin önünde eğilecek, çünkü sen gecenin bekçîsisin...