6/ Gizemli yolculuk...

29 4 0
                                    

Sofia çiçekler le dolu bir tarlada sirt üstü uzanmış mavi gök yüzüne bakiyordu.Bulutlar o kadar beyaz, güneş o kadar parlaktı ki sofia elleriyle yüzüne gölge yapıyor, burnundan ruhuna işleyen çiçek kokularıyla, büs bütün kendinden geçiyordu. Kulaklarında akan bir derenin sesi kalbinde ise küçücük bir çocuğun heyecanı vardı.Toprak sarıp sarmalamıştı sanki bağrına basmiştı. Sofia ilk defa kendini bu kadar huzurlu ve kayıp olan ruhunu ilk defa bir yere ayit hissediyordu.

"Sofia uyan gitmeliyiz hadi uyanmalısın"

Sofia yavaşça gözlerini araladı ve etrafa baktı. Biraz önce yaşadıklarımı? yoksa şu an yaşadıklarımı? Ruya idi o bile anlayamamıştı. Her şey hayalmiydi? yoksa gerçekten yasiyormuydu? Olayların bu denli karmaşık bir hale gelmesi, beklemediği bir şeydi.

"Sofia beni duyuyormusun?"

"Yavaşça başımı salladim ve evet seni duyuyorum."

"Hemen gitmeliyiz burada kalamayız"

"Sen kimsin? Burada ne işim var"

"Hepsini öğreneceksin ama anlatacak kişi ben değilim."

"Kimden öğreneceğim?"

"Şu an bunları konuşmak için uygun zaman değil, bir an önce ölüm ormanından karşı tarafa geçmeliyiz.. "

"Ölüm ormanı mı?

"Sofia beni dikkatli bir şekilde dinlemeni istiyorum. Söylediğim hiç bir şeyi  unutma ve daima bana yakın dur. Önümüzde ki daracık patikayi görüyormusun ?"

"Evet görüyorum"

"O patikadan karşıya geçmek zorundayız, ölüm ormanından tek çıkış yolu bu ama orman ruhlar tarafîndan korunuyor ve kesinlikle patikadan giderken nefes almaman lazim. Eğer nefes alirsan ruhlar seni farkeder ve ruhun için gelirler. Hizli bir şekilde nefes almadan geçmek zorundayiz..."

Sofia neye uğradığını anlayamamıştı. Burasi neresi idi  ve bu adam kimdi, kafasında o kadar soru vardı ki ama bu adama güvenmekten başkada çaresi yoktu. Kötü biri olsa beni o gölgeden kurtarmazdi hem onun yanında kendimi o kadar huzurlu hissediyorum ki bir şey var çözemediğim...

"Sofia hadi gidiyoruruz arkamda ve bana yakın dur çok derin bir nefes almanı ve hizli adımlarla  ilerlemeni istiyorum. Arkana asla bakma! ağaçlara dokunma! Ve sakın nefesini bırakma!"

Sofia  başını iki kere evet anlamında yukarı aşağı sallarken o kadar korkuyordu ki kalbi sanki ağzından fîrlayacakmış gibi vucudu titriyordu.

Adam sofia ya öyle bir bakış attiki kız bir an, kalbinin durduğunu ve dünyada yaşayan nefes alan son insan ikisi kalmış gibi gözlerinin bir birine kenetlendiğini hissetti.

"Korkma ben burdayım? yapabilirsin yapmak zorundasın.." diyerek arkasını döndü ve patikaya  doğru yürümeye başladı.

Sofia hayatı boyunca almadığı kadar derin bir nefes aldı ve adamın arkasından hizli adîmlarla yürüyor, hemde etrafa bakiyordu. Etrafta o kadar kalin ağaçlar vardı ki yapraği olmayan bu kuru ağaçlara dikkatli baksa, belkide kuru kabukların altindaki ölü yüzleri görecek ve korkudan nefesini birakacakti. Havadaki karanlik ormanın üstüne çökmüştú. Ölü ormanın havasını içine çekse, buradaki çürümüşlük belkide ciğerlerini yakacak o dakika onu oracıkta öldürecekti. Saniyeler geçtikçe sofia korkudan iliklerine kadar üşümüstü. Adımları hizlandıkça ciğerlerin havaya daha çok ihtiyaci oluyor, tuttuğu nefesi adım atmasını engelliyordu. Adam arkasını döndü ve sofia ya baktı. İlerdeki yolu gòsteriyordu ve gülümseyerek başını one eğdi. Kiz yolun sonuna geldiğini anlamıştı oda adama tebessüm ederken bir an ayagına bir şey takildı ve sofia yere düştü. Sersemlemişti ve tuttuğu butun havayi birakti. Sadece ölü ormanın havasından bir nefes aldı ve aldığı havayla birlikte, ciğerlerine kasvet , karanlık ve ölümü çekmişti. Adam koşarak kızı yerden kaldırdı ve sadece koş dedi. Bir anda agaçlar yarılmaya ve içlerinden kuru cürümüş bendenler çikmaya başladı.sofia onlara bakmaktan kendini alamıyordu. Adam kızın elinden tuttu ve kızı çekiştirerek koşmaya zorladı.sofia hem koşuyor, hemde arada bir arkasına bakiyordu. Ciğerlerini yakan havayı tutuyor, ikinci bir nefesi çekmeye korkuyordu. Arkasindan onlari takip eden yartıklar iyice hizlanmış ve onlara yaklaşmıştı. Adam o kadar hızlı koşuyor ve sofia yi tuttuğu kolundan öyle bir sürüklüyorduki kız neye uğradığını şaşırmıştı. Adam ani bir hareketle durdu ve sofia ya bakti. Kızın mavi gözleri kızarmış, yüzü ise beyazlamıştı.

"Derin derin nefes almanı istiyorum."

"Ama onlar ya onlar gelirse"

" onlar artik gelemez ölü ormandan çıktık"dedi

Kız etrafa baktı evet ormandan çıkmişlardı etraf yine karanlıktı ama hiç ağaç yoktu açıklık bir alandaydilar. Hepsinden önemlisi ise buradaki hava ciğerlerini yakmiyordu. Üst üste nefesler aldi.

"Onlar ne idi?

"Onlar buraya sürgün edilmiş karanlık ruhlar, senin ruhunu bedenini alıp burdan çîkmaya çalışıyorlar. "

"Boyle bir şey mümkünmü,?"

"Çok eski bir hikaye var ve mümkün olduğunu söyler atalarımız"

"Peki onlar neden hala ordalar neden çikamadilar?"

"Çıkamadılar çünkü burdan hiç kimse geçmez, burda yasayan herkez bunu bilir."

"Biz neden burdan gectik?

"Geçtik çünkü sana benden önce ulaştılar. "

"Kim bana ulaştı?"

"Sofia lütfen artık bana soru sorma hepsini gittiğimiz yerde öğreneceksin. Sana her şeyi anlatacaklar. Bilmen gereken herşeyi. "

"Son bir soru sorsam.."

"Sor"

"Nereye gidiyoruz ?"

"Annene..."

Geç saatler  3:15Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin