Torture-2
"Ne?"dedi şaşırarak. Yanakları iyice kızarmış, eli iyice titremeye başlamıştı. "Bu da ne demek?"
"Birlikte oyun konsolumun önüne geçer ve pizza yeriz diye düşünmüştüm."dedim ve gözlerimi devirdim. Ama dediklerimle Luke'un gözleri kocaman açılmış, neon ışıklarının altında gözlerinin ıslaklığını görmüştüm. "Ağlayacak mısın?"dedim şaşkınlıkla.
Sadece alay etmiştim ve şimdi de ağlıyor muydu?
"Sadece..."dedi ve devam etmek yerine gözlerini kaçırarak elini gelişi güzel salladı. "Önemli bir şey değil."
İçimde bir burukluk olurken kaşlarım çatıldı ve elimi onun düşmüş omzuna koyarak nazikçe sıktım. "Daha yeni tanışsak bile anlatabilirsin Luke. Seni dinlerim, her zaman."
Kafasını yavaşça kaldırırken elimle omzunu okşamaya devam ettim. Geniş omzu bile cezbediciydi. Neden böyle birisiydi bilmiyorum ama saf yüzü ve güzelliği etkileyiciydi. Benim gibi zor hoşlanan birisi için bile. Yanaklarının kızarık olmasından bahsetmek bile istemiyordum. Böyle bir ortamda bile kendisini hemen belli etmişti yanakları. Kendimi zor tutuyordum hatta.
"Sadece aklıma eski sevgilim geldi... O da pizza yerken oyun konsolu oynamamızı çok severdi."
"Ah."dedim. Diyecek bir şey bulamıyordum. Zaten böyle bir durum da ne diyebilirdim ki?
"Ama artık umurumda değil... Ve şey, gece için olan teklifin hala geçerli mi?"diyerek tedirgince gözlerimizi birleştirdi. Dudakları da kıvrılırken usulca, ben çoktan sırıtmımaya başlamıştım.
"Ama oyun konsolu ve pizza bekleme benden Lukey... Eğleneceğimiz daha farklı şeyler biliyorum."
