Torture-5
İstediğim en şey, Luke'un hayatım boyunca yanımda olmasıydı. Ama ilk önce geceyi güzel geçirtmeli, onu mutlu hissettirmeliydim. Kolay beğenen birisi olmadığım halde ona bayılmıştım ve şimdi bana, ilk baştaki gibi utanarak bakmadığı halde ona bayılıyordum.
Yutkundum ve ona doğru bir adım attım. "Bana sersem dediğine çok pişman olacaksın Lukey..."
Yutkunma sırası ondaydı. Ama sikeyim, o kadar güzel yutkunmuştu ki, gözlerimi kıpırdanan adem elmasından ayıramamıştım. O boynuna tanrı bilir neler yapardım...
Bana bir şey demedi. Zaten bende onu beklemedim ve sertçe, günün tüm hıncını dudaklarından çıkarırcasına dudaklarımı dudaklarına bastırarak onu öpmeye başladım. Ama bunu pek hissetmemiş gibi hemen dudaklarını ayırıp bana karşılık verdi ve kollarını boynuma dolayarak dilini üst dudağımın altında gezdirdi. O an, oldukça boğuk bir sesle inledim. Kendimden beklenilmeyecek kadar ilk hareketle tahrik olmuştum.
Elimi çıplak beline koyup kendimi ona bastırırken siktiğimin pantolonunun fermuarı patlayacak gibi sıkı gelmişti ilk kez. Bu kadar şişmek için erken değil miydi? Ah Luke...
Pieringinin soğukluğunu hissettiğim an alt dudağını ve piercingini çekiştirdim ve onu yatağa ittim. Kıkırdayarak yatağa düşerken kalbim hızlanmış, parmaklarım fermuarıma gitmişti. Gözlerimi ondan ayırmayarak pantolonumun düğmesini açtım ve fermuarımı indirirken hızla soluklanan Luke'a dudaklarımın bir köşesini kıvırarak sırıttım.
Yüzü kızarmış, yüzünde hoşuna gittiğini belli eden ama bir o kadar da utangaç bir gülümseme vardı. Ve bu onu mükemmel gösteriyordu.
O mükemmeldi.
Pantolonumu çıkardıktan sonra hemen yatakta beni bekleyen Luke'un üzerine çıktım. Saçları dağınık ve nefes kesici görünüyordu benim yatağımda. Onu hep bu yatakta görmek istiyordum tanrı biliyor ya...
Onu tekrar öpüp gözlerimi kapattım ve ellerimi belinden aşağıya, pantolonunu doğru ilerletirken yavaş oldum. Onu her şeyiyle hissetmek istiyordum. Sanki bugün tanıdığım bir çocuk değilmiş gibi, sanki eski sevgilisi yüzünden acı çekmiyormuş gibi.
Pantolonunun üstünden aletini hafifçe sıktığımda, ağzımın içine beni tahrik eden bir inilti iliştiğinde, dudaklarını sertçe emdim. Ardından da fermuarını açtığım için dudaklarımı dudaklarından çekerek çenesine, oradan boynuna ilerledim. Kokusu insanın içini açıyordu, ciğerlerimi ferahlatıyordu.
Boynunda biraz fazla oyalanmış, Luke'un ince parmaklarını saçlarıma geçirmesini sağlamıştım. Bu da mükemmel hissettirmiş, kendimden geçiyormuşçasına boynunu emmemi sağlamıştı.
altımda kıvranarak inlediğinde, geri çekildim ve boynuna baktım.
Bir morluk. Tanrım. Luke artık kesinlikle benimdi. Boynuna bir morluk bırakmıştım. Luke benimdi.
Elleri omzuma düştü. İkimizde hızla nefes alıp verirken o heyecanlı gözlerle bana bakıyor, ben ise ona sırıtıyordum.
Ardından dudaklarımı göğüslerinin arasına bastırarak ve dilimi sürterek aşağıya doğru inmeye başladım. Ellerim de pantolonunu iki yandan kavradı, benim her aşağı inişimde pantolonu da aşağıya indi. "Calum..."
Dudaklarım kıvrıldı. İnlerken adımı, nasıl göründüğüne bakmak istiyordum ama ilk önce, onu iyi hissettirmeliydim. Ona cevap vermedim ve karın kaslarına sulu bir öpücük kondurup pantolonunu bacaklarının arasından çıkartıp baksırına uzandım. Ama baksırına uzanmış ellerimi tutarak beni durdurdu. "Ne?"dedim gözlerimi ona çevirirken.
Aslında ona bakmakla hata yapmıştım çünkü çok güzeldi ve teni parlıyor, onu daha fazla istememe sebep oluyordu. Yüzündeki ifade tek kaşımı kaldırmamı sağladı. "Utanıyor musun yoksa?"
"Şey... Hayatım boyunca annem dışında kimsenin önünde çıplak kalmadım. Sanırım bu normal, ha?"dedi ve burnunu kırıştırıp bana baktı.
"Bak, o zaman ilk ben çıkartırım. Tamam mı?"dedim ve omuz silkip baksırımı indirmek için ayaklarımın üzerinde durdum.
"Utanmıyor musun?"
Kafamı iki yana salladım sırıtarak. "Vücuduma güveniyorum. Ayrıca seninki de fena sayılmaz Lukey, neden utanıyorsun ki?"diye sorup dudaklarımı büzdüm ve baksırımı indirdim.
"Calum..."diye fısıldadı ve alt dudağını ısırarak beni süzdü. "Bu vücuda kesinlikle güvenmelisin."
Sırıttım. Ardından da üstüne çıkıp hiçbir şey söylemesine izin vermeden baksırını çıkardım ve aletini ortaya çıkartarak yutkundum. Benimki kadar olmasa da... Fenaydı.
"Ah... Oral mi yapacaksın?"
"Merak etme Luke, gece yeni başlıyor."diyerek gözlerimi ona çevirdim ve ardından da yarım bir sırıtışla göz kırptım.
Dudaklarını diliyle ıslatırken aletini kavradı ellerim. İlk başta gözlerimi ondan ayırmadım, ellerimi aşağı ve yukarı hareket ettirirken çoktan nefesi kesilmiş ve kendisini geriye çekmeye çalışmıştı ama ona izin vermiyordum. Ardından dudaklarım etrafını sardığında sert ve yüksek sesle inledi. Bu sefer tadını ve onu hissetmek için gözlerimi kapattım ve dilimi etrafında gezdirerek ağzımın içine iyice yerleşmesine izin verdim.
Luke ismimi gittikçe yükselen sesiyle inlerken hem kendisini geri çekmeye çalışıyor, hem de ellerini saçlarıma daldırarak kafamı iyice kendisine bastırıyordu. Gittikçe aletinin ağzımın içinde büyüdüğünün farkındaydım ama harika bir tadı vardı, şu an hiç sevdiğim şu ağza boşalma işini yapsa bile sikimde olmazdı.
"Calum geri çekil yoksa ağzına boşalacağım piç herif!"diye bağırırken inleyerek, güldüm ve dişlerimi hafifçe sürterek geri çekildim. Birisi bana bunu yapsa anında boşalırdım ama Luke benim geri çekilmemle birlikte boşalmıştı.
"Piç herif ha?"dedim kaşlarımı kaldırarak. Kendimi tatmin etme sırasıydı şimdi de çünkü Luke oldukça dolu gözüküyordu.
Luke bir şey söylemek yerine rahatladığı için aptal aptal sırıtarak yatağa kendisini bırakmıştı. Ama onu uyutmadım. "Bu kadar yeterli değil bebeğim."
"Piç herif dediğim için üzgünüm."
"Ben değilim."dedim ve dudaklarına bir öpücük kondurup onu çevirmek için ellerimi beline koydum. "Küfür etmek için erken davrandığını söylemiş miydim? Dön şimdi arkana Lukey."
-
hikaye boşuna yetişkinde değil ama gece yazdım ve daha fazlasına gücüm yoktu jfdjjkkjksh idare edin bence...
