Torture-33
Ashton önümdeki kahveyi yenileyerek, dumanı üstünde tüten başka bir fincan getirdiğinde telefonumu çevirmeye devam ettim. "İç şunu."
"İstemiyorum."
"Ergen bir kız gibisin. Bir gündür hiçbir şey içmedin, hiçbir şey yemedin. Bunun sana ne yararı var ki?"diye sinirle homurdanıp kendini koltuğa attığında kaşlarım mümkün olduğunca, daha fazla çatıldı. Haklı olabilirdi ama bunu istemiyordum. Kahve içmek beni iyi hissettirmeyecekti.
Beni bu eziyetten, cehennemden kurtarabilecek tek şey, tek kişi Luke'du. Luke her şeydi, onsuz hiçbir şey güzel değildi.
"Mali'yi arayıp buraya gelmesini söylemeden önce-"
"Onu ya da başka herhangi birisini ararsan, seni sikerim."
"Ew, yavaş ol genç adam. Hala kızlardan hoşlanıyorum."
Ona ters bir bakış attığımda gözlerini devirdi ve ayak bileğini dizinin üzerine koyarak ayağını salladırdı. "Zaten sizin nasıl olur da erkeklerden hoşlandığınızı anlamıyorum. Bir erkek nasıl bir erkekten hoşlanır? Göt deliği cidden seni nasıl bu kadar büyüler?"diye homurdandıktan sonra yüzünü buruşturdu. "Senin göt deliğinde olduğumu düşünmek iğrenç."
"Şu sikik çeneni kapar mısın? Aşk acısı çekiyorum ve emin ol ki senin şu tuhaf düşüncelerini dinlemek istemiyorum göt deliği."
Bir kaşını kaldırıp bana baktı. Daha doğrusu kaşını kaldırmaya çalıştı. "Göt deliği mi? Deliğime bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum Calum."dediğinde inleyerek yanımdaki yastığı tutup hızlı ve sert bir biçimde ona fırlattım. Buna karşılık kız gülüşüyle beraber yastığı yüzüne çarpmadan birkaç salise önce tutarak koltuğa uzandı.
O kısa süre içerisinde aklımdan giden sarışın, tekrar aklıma gelince kalbim tekrar ağrıdı. Ashton kıkırtısıyla beraber bana döndü ama yüzümdeki gergin ifade tekrar yerini belli ettiği için o da gülümsemeyi kesmişti. "Ah Calum... Umarım bu aptal şey kısa sürede biter."diye mırıldandığında, gözlerimi kısa süreliğine yumup tekrar açtım.
"Umarım Ashton, umarım..."
