Bölüm 22 (Korkuyorum)

17 0 0
                                    

🎶Demi Lovato🎶Tell Me You Love Me

Keyifli Okumalar 🍒👠

Gözlerimi araladığımda başımı yasladığım omuzdan uzaklaşmak istesemde bunu yapacak gücü kendimde bulamayıp birkez daha bıraktım kendimi o hep güvendiğim kollara. Tıpkı eskiden defalarca kez olduğu gibi yine o güçlü kolların nazikçe beni sarmasına izin verdim sessizce. Gökyüzünü kaplayan gri bulutları aşıp yeryüzüne ulaşan ince çelimsiz yağmur taneleri yüzümü usul usul ıslatırken hızla ahşap derme çatma basamakları tırmandım güçlü ve yaralı kolların üzerinde. Suya hasret toprakla vuslata kavuşan damlaların etrafa yaydığı koku bile bastıramıyordu amber ve portakal çiçeği kokusunu.

Bir süre sonra nazikçe ahşap oyma yatağa bırakıldım.

"Nesi var?" diye sordu az önce beni yara bere içindeki kollarıyla taşıyan Arden.

"Yorgun düşmüş. Kalbindeki yarası daha iyileşmedi. Böyle giderse enfeksiyon kapacak."

"Bir bankacı için fazla değil mi bu bilgiler." Gözlerimi açacak gücüm olmasada en azından birilerine soru soracak kadar mırıldanabiliyordum.

"Dinlenmelisin." Arden' i duymazdan gelerek gözlerimi hafifçe aralayıp koluma iğne batıran James' e tekrar sordum sorumu.

"James sen kimsin?" Kısa bir sessizlik sonrası nihayet soruma cevap geldi.

"Gözünden bir şey kaçmıyor, Opia. Sana küçük bi tavsiye vereyim merak her zaman iyi bir şey değildir. Ben bir bankacı değil eczacıyım."

Bakışlarımı tepemde dikilmiş endişeli gözlerle beni izleyen Arden'e yönelttim.

"Daha kaç kez kandırılabilirim derken bir yenisi çıkıyor." tekrar James'e dömdüm.

"Başka bilmem gereken doğrular varsa liste halinde verirseniz hazmetmem daha kolay olur."

"Aslında bilmem gereken bir şey daha var."

Araya giren James, Arden' e engel olup konuşmamasını sağladı. Zaten yeni şeyler duyacak halde de sayılmazdım.

"Şimdi sadece dinlen. Sonra konuşuruz bunları Opia."

"James," diye mırıldandım usulca ve tepemde dikilmiş yorgunluktan bitap düşmüş endişeli gözlerle beni izleyen yüzü yara bere içindeki bir seksenlik oğlanı işaret ettim.

"Onunla ne zaman ilgileneceksin?"

Başını çevirip sol tarafındaki Evan' a uzunca bakan James yavaşça ayağa kalktı.

"Haklısın. Evan' ın da tedaviye ihtiyacı var. İlk olarak açık yaralara müdahale etmek gerek sonrasında kırık parmaklara bakarız ve biraz serum gerekli."

"Ben iyiyim." Diye çıkışan Arden baş ucumdaki sandalyeye bıraktı kendini yavaşça, canının yandığı anlaşılmasın diye ince ve susuzluktan kuruyup çatlamış dudaklarını usulca ısırarak. İyi olmadığını görebiliyordum. O da benim bunu görebildiğimi biliyordu ama istediği şey çok açıktı. Eskiden olduğu gibi muziplik yapınca onu affedebileceğimi düşünüyordu.

"Hadi gidelim yaralarına bakmalıyım."

"Ben hiçbir yere gitmiyorum."

"Çocukluk yapmayı bırak artık Evan. Ayakta duracak halin yok."

"İyiyim dedim ya!"

Onu ikna etmenin tek bir yolu vardı.

"Dinlenmek istiyorum." Diye mırıldandım tam karşımdaki şöminenin üzerinde bulunan kara kalemle çizilmiş kendime bakarken.

KRİSTAL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin