1.8

930 74 75
                                    

Oylamayı unutmayalım!

-

Alioski," Psikoloğa çiçek gönderiyorum dedim, bir sorun mu var Ferdi?"

Ferdi elini havaya doğru kaldırdı, sonrasında dudaklarını bir birine bastırırken havadaki elini indirdi, kafasını iki yana salladı hafifçe.

Ferdi," Hayır, yok. Bir sorun yok."

Sözlerinin ardından kenarda kalan spor çantasını omzuna atıp sinirle çıktı tesislerden.

O da kendisine kızıyordu fakat ne düşünebilirdi ki? Psikoloğun var ve bir seansından sonra babanı görüyorsun, ölü babanı.. Hali ile korkmuştu ve kaçmıştı.

-

Sen de benim hatalarımdan birisin,
Sen en büyük günahların bedelisin,
Senin için harcanan zamana yazık.
Sen en güzel duyguların katilisin.

Tutku," İzge, konuştun mu Ferdi ile?"

İzge," Aradım ama cevap gelmedi Doktor Hanım."

Tutku ofladı küçük çocuklar gibi, nereden geliyordu bu kıvırcıkları görme isteği?

Tekrardan her şeyin kilitli olduğu odaya girdi, masasına oturdu ve Ferdi'nin dosyasını çıkardı çekmeceden, inceledi tekrar tekrar.

Zaten kolayca kırılan biriydi Ferdi, böyle olması da onu korkutmuş, kaçırmıştı. Şimdi ise uçurtması kaçan bir çocuğun içindeki hüzün kadar derin bir girdaba yuvarlanıyordu Tutku. Keşke buna hissizlik teşhisi konulabilseydi çünkü hissizliği hissetmekte büyük bir acıydı.

Şimdi ise hipnotik bir transtaymışçasına eli telefona gitti, Bilgisayar gibi hissediyordu kendisini çünkü 0 veya 1 yerine Ferdi'nin numarası bulunuyordu en temelinde. Ezberinde değildi, ezber denilemiyordu çünkü artık iç içe geçmişti onunla, farklı bir terim olmalıydı bunun için.

Bu adamı gereğinden fazla umursadığının henüz farkında varmamıştı, ne zaman anlayacak, nasıl tepki verecekti?

Birinci sinyal sesi.. İkinci sinyal sesi.. Üçüncü sinyal sesi.. Cevap alabilmek için kaç tanesine ihtiyaç duyuyordu?

Hemen ardından mesaj kutusuna tıkladı, o arama çubuğuna Ferdi'nin adını girmek dahi Tutku'yu heyecanlandırmaya yetiyordu.

"Kaçmanın bu kadar kolay olmadığını sanıyordum, dünyanın içindeki "güzel" şeyleri bırakmanın kolay olmadığını da bana sen söyledin.

Eğer istersen saat 8'de.. Her neyse, bence sen anladın.

9'a kadar bekleyeceğim. "

Kıvırcıkları bekleyecekti.

-

İzge," Leyla Hanım, ben çıkıyorum.."

Tutku," Tamam İzgecim, iyi akşamlar."

İzge," İyi akşamlar Leyla Hanım."

İzge odanın kapısını kapattığında saat on dokuzu elli geçiyordu, bu bir saat on dakikada ya Ferdi gelecekti ya da yarım bırakacaktı hisleri.

Her saniyede bir gözü saate kayıyordu Tutku'nun, gelecek miydi kıvırcıklar?

Dosyayı çıkarıp, inceleyip inceleyip duruyordu, bazen camdan dışarı bakıyordu.

Geçen on dakika on saat gibi geliyordu kızıllara, stresten kendini yiyip bitiriyordu.

-

Şimdi saat sekizi elli geçiyordu, umudu kalmamıştı Tutku'nun, sıkıntı ile ayağı kalktı, askılığa astığı paltosunu eline aldı ve odanın ışıklarını söndürdü.

Kapıyı açtığında birinin göğüsüne çarpmayı beklemiyordu, geri çekilip yüzüne baktığında kıvırcık oğlanı gördü, içi mutluluktan çığlık atsa bile o mimiklerini korudu, tepki vermedi.

Ferdi," Yine mi bekleyemedin beni?"

Tutku," Geç kalmayı huy edinen sensin."

Kapattığı ışıkları açtığında Ferdi her zamanki yerine, Tutku ise paltosunu asmak adına askılığa yöneldi. Yerine geçtiğinde ikisi de göz göze gelmemek için direniyordu.

Ferdi," Hiç çiçek geldi mi sana?"

Tutku," Gelmedi, neden?"

Ferdi," Hiç, öylesine sordum."

Dedi soğuk, buz gibi ve aynı zamanda pürüzlü sesi ile.

Tutku," Ferdi.."

Ferdi sadece "ne oldu?" der gibi kafasını salladığında problemin büyük olduğunu anladı Tutku, Ferdi ona cevap vermekten asla çekinmezdi.

Tutku," Gözlerin çok dalgın, bu telaşın niye Ferdi?"

Ferdi göz ucu ile Tutku'ya baktı, iyice gerilmişti şimdi.

Tutku," Sanki sen değil de, bir başkası yanımda.."

Ferdi," Telaşlı değilim Leyla."

Leyla demek büyük cesaret isterdi fakat Ferdi korkaklığını gizlemek adına yapmıştı zaten bunu.

Tutku," Yalanlar gizlenmiş dudaklarında."

Ferdi bakışlarını aşağı indirdi, yutkundu, dili ile dudaklarını ıslattı. Gerildiği ve stres olduğunu on kilometre uzaktan bakan biri dahi anlayabilirdi.

Tutku," Yoksa benden saklandığın bir şey mi var? Sen böyle davranmazdın bana bildiğim kadar.."

Ferdi," Neyi zorluyorsun? Bir şey yok işte. Senin de bana söylediğin gibi, seni ilgilendirmez."

Tutku burnundan güldü, elindeki kalemi çevirirken kıvırcıklara döndü, gözlerine çevirdi bakışlarını.

Tutku," Yoksa artık aramızda başkası mı var?"

Ferdi utançla yüzünü sakladı, evet kızıllar çok çabuk kavrıyordu olayları,  sanki son bakışıymış gibi baktı Tutku'ya.

Çillerin serpilmiş olduğu burun ve yanakları tıpkı dudakları gibi kızarıktı, bedenini saklayan o beyaz kumaş ve altındaki kot pantolonu bir birini tamamlıyordu, ayaklarındaki çizmeler de kıyafetlerine uyum sağlamıştı kızılların.. Kusursuzdu, aynı zamanda ulaşılamaz.

Ferdi," İyi akşamlar Leyla."

Dedi ayağı kalkarken, gitmek istemiyordu fakat içindeki p dürtülere de sahip çıkamıyordu, odadan ayrıldığında ardından kapattığı kapıya yaslandı, yumdu gözlerini.

Ferdi'nin arkasından baktı sadece ve yalnız kalır kalmaz aniden bir boşluk ve terk edilmişlik duygusuyla bugün bir daha görmemek üzere ayrıldığı kıvırcıkla birlikte olma arzusu alevlenip bir birine karışarak içini kapladı.

Ferdi'nin dosyasını açtı son kez not almak üzere,

"Ben böylesi bir yüz hiç görmemiştim, kendi içinden kıvrılarak dışarı doğru koparılmış gibiydi, bana da bir maskeye, hatta gözleri olmayan bir heykele bakar gibi rahatça inceleme fırsatı verdi."

-

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ne kadar bir süre içinde düzelirler sizce?

Ferdi Yağmur'a değil de Tutku'ya ait olduğunu anlayacak mı?

Gece Seansı' Ferdi Erenay KadıoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin