Miran uyku sersemi mi yoksa rüyada mı hala anlamadım. Birden
" Çok güzelsin keşke benim olsaydın " deyip gözlerini yumdu.Bana mı dedi? Uyudu mu?
" Miran Miran" sesleniyorum ama duymuyor. Ay adam bayıldı mı? Ölü uykusu mu bu yaa. En sonunda göğsünden itekledim. Çok iteklemişim galiba yataktan düştü.
Miran yerden "Ne oluyor lan" diye ayağa kalktı.Hemen arkamı dönüp uyuyor numarası yaptım. İnşallah anlamaz. Ağzının içinde küfür ederek tekrar yatağa yattı.
Nefesimi tuttum. Konuşmasını bekledim. Ohh çok şükür ses çıkarmadan tekrar uykuya daldı. Rahatlamış bir şekilde bende uyudum.
........
Aradan bir hafta geçti. O akşamla ilgili ne ben konuştum ne de Miran. İkimizde sanki o gece yaşanmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam ettik. Anladığım kadarıyla da Miran o gece ne dediğini hatırlamıyor.
Bir haftadır hastaneye gitmedim. Baya özlemişim. İnsanın işi gibisi yok. Bütün meslekler önemli hepsine sonsuz saygım var. Yılları temizleyen temizlik işçilerinden tutunda fırında ekmek yoğurun, lokantada bulaşıkları yıkayan her biri bizim için çalışıyor bizde onlar için.
Çoğu insan dezenfektan kokusu sevmez ama ben çok seviyorum. Hastane kokusu bana hep bir umut var daha bitmedi der.
Önlüğümü giyip çalıştığım bu hafta hem çok yorucu hemde çok eğlenceli geçti.
Benim gerçek halimi bilmeyen iş arkadaşlarım karşılarında beni görünce ışık görmüş tavşan gibi kaldılar. Hallerine gülmeyi çok isterdim ama ayıp olur diye gülemedim.
Çok mütevazi ve ağır başlı bir halde bu şaşkınlıklarına gülümseyerek işimi yaptım. Ama işin tuhaf tarafı sanki önceden arkadaş olunacak insan değilmişim gibi bu hafta
" Öğlen yemeğine çıkalım mı?, Akşama bir şeyler yapalım mı?, Evlilik nasıl gidiyor ? gibi saçma sapan muhabbetler açmaya çalışan iş arkadaşlarıma eskiden nasilsam aynen öyle davrandım. Sonuçta gerçekten çirkin de olabilirdim o zaman ben ölene kadar kimse benimle arkadaş olmayacak mıydı?
Kendileri kaybederler. Ben değil. Ben eskiden nasılsam aynen öyle devam ettim.
Evde işler yolunda. Akşam eve geldiğimde Miran işten dönmüş oluyor ve ben duş alıp gelene kadar sofrayı hazırlıyor. Mardinde bir Ağa hemde dışarıdan bakılınca despot bir Ağa her gün bana sofra hazırlıyor.
Bir kere bile şikayet etmedi neden yardımcılar akşama kalmıyor sofrayı hazırlayıp kaldırmıyorlar diye. Yemeğimizi bugün ne yaptın nasıl geçti muhabbetleri ile yapıyoruz. Sofrayı ben kaldırıyorum hem çay demleyip hemde Miranla ikimize kahve yapıyorum.
Yalan yok daha önce böyle bir evliliğin olacak deseler inanmazdım. Ağa ya da değil erkeklerin eşlerine yardım etmediği bir ülkede yaşıyoruz. Ben bu konuda çok şanslıyım.
Akşamları film ya da dizi izliyoruz. Türk yabancı fark etmiyor. Diziyi izlerken de sürekli eleştiriyorum diye Miran bana kızıyor.
" Seninle film izlenmez Duru"
" Ya yalan mı saçma değil mi yani adam gidiyor ama bulamıyor neden? Çünkü arkadaşı haber veriyor. Dost mu düşman mı?"Bunlar basit olanlar birde sonunu tahmin ettiğim filmler oluyor ona ayrı deli oluyor.
Bu benim hoşuma gidiyor mu? Hemde çook.
Ben nasıl onu kızdırmayı seviyorsam aynısı Miran içinde geçerli beni deli edecek bir şey mutlaka buluyor.Çoraplarını etrafa atıyor. Dış fırçasını lavabonun yanına bırakıyor. Duştan sonra havluyu koltuğun üstüne atıyor, su içtiği bardağı etrafta bırakıyor. Arkasında terminator gibi geziyorum.
Yani çok eğlenceli bir evliliğim var. Allah herkese nasip etsin diyecem ama diyemiyorum. Çünkü biz ev arkadaşıyız karı koca değil. Her gece aynı yatağa yatmasak tam ev arkadaşı olacaz ama ona da Miran izin vermiyor.
Artık Mirana sarılarak uyanmaya da alıştım. Oda alıştı galiba sabahları hiç sesini çıkarmadan ikimizde yataktan çıkıyoruz. Giyinip kahvaltı yapıyoruz. Tabi aynı odada giyinmiyoruz. Miran giyinme odasında ben yatak odasında.
Kahvaltıdan sonra Miran önde ben arkada evden çıkıyoruz. Bir iki kere ben bırakayım dedi ama benden önce eve geldiği için gerek yok dedim. Saygı duydu ama arkama koruma dikmeyi de ihmal etmedi.
Korumam Cemil abi çok saygılı efendi bir insan. Anası ile oturuyormuş Miran Ağa yı da çok sayıp sever. Bütün gün hastane bahçesinde beni bekliyor. Git diyorum gitmiyor
" Ne olacağı belli olmaz Gelin Ağam biri laf atar musallat olmaya çalışır. Televizyonda duyuyoruz doktor dövmeyi marifet zanneden terbiyesizler var. Ben burada beklerim. Sen git hayat kurtar " dedi. Ayy nasıl tatlı bir insan.
Bugün acil nöbetçisiyim. Cemil abi de acil de oturuyor. Acilde daha yakın olması lazımmış. Anlamadım ama He deyip geçtim. Onun içi rahat etsin benlik sorun yok. Kalabalık azaldıkça çay kahve götürüyorum. Öğlen yemeğine dürüm söyledim karşılıklı yedik.
" Gelin Ağam sen çok farklısın "
" Nasıl Cemil abi?"
" Ya ne bilim benim sana bakmam lazım ama sen bana bakıyorsun. Gözünü seveyim yengem Ağama söyleme beni vurur"Ay çok güldüm. İki dürüm yedi üç çay içti diye Miran dövecek diye korkuyor.
" Üzülme Cemil abi benden sır çıkmaz " çok mutlu oldu.
" Sağolasın yengem"Dürümler bitince tekrar acile döndüm. Her zaman ki rutinle hastalara bakarken ambulanslar gelmeye başladı. Trafik kazası hemde zincirleme. Tır devrilince 5 araç birbirine girmiş. Tır şoförü iyi ama tıra çarpan araç ile 3. araçtaki yolcular ağır yaralı geldi.
Hemen filme aldık. Nabız tansiyon kanamalı hasta var mı diye bakmaya başladık. Kaza yapanların yakınları yarım saate hastaneye doluştular. Güvenlik onları dışarı çıkarmaya çalışırken baya zorlandı.
İkinci aracın şoförü ağır yaralı hemen ameliyathaneye aldık. İç kanaması çok fazla hoş o araçtan sağ çıkması bile mucize.
Ameliyatta kalbi durdu. Şok cihazı ile geri döndürdük ama galiba bir kaç kaburgası kırıldı. Ameliyat tam sekiz saat sürdü. Isimiz bittiğinde yerlerde sürünecek durumdaydım.Yaşı daha 30 kendini çabuk toparlar diye umut ediyorum.
Ameliyattan çıktığımda kolidor çok kalabalıktı. Tam ağzımı açtım hastamız dedim adamın biri yakamdan tutup ayaklarımı yerden kesti beni bir sarsmaya başladı ne olduğunu anlamadım.
" Durun ne yapıyorsunuz?"
" Bana iyileşecek de Doktor bana iyi de"Adam beni daha bırakmadan Cemil abi geldi silahını adama çekti.
" Bırak Gelin Ağamı Hüso Ağa "
Kolidorda bekleyen adamlar da Cemil abiye silah çekti.
" Sen ne yaptığını sanıyorsun Bager köpeği. Sen kimsinde bana silah doğrultuyorsun!!"
Adamın sesi hastane koridorlarında yankılanıyor. Eli hala iki yakamdan kendiyle beraber beni de sallamaya devam ediyordu.
Ne Cemil abi silahını indirdi ne de karşı tarafın adamları.
" Biraz sakin olursanız eğer ben hasta hakkında bilgi vericem" dedim ama beni dinleyen yok. Kendimi geri çekip kurtarmaya çalışıyorum oda yok adam bir tutmuş bırakmıyor. Sıçtık resmen.
Ben adamın elinden kurtulmaya çalışırken kolidorda " Ne oluyor lan burda!!" Diye bir ses yankılandı.
Miran adamları yara yara benim yanıma geldi ve beni tutan adama hic birsey demeden kafayı gömdü. Adamın elleri yakamdan ayrılmadan birlikte yere yuvarlanacaktık ki Miran beni belimden yakalayıp adamdan kurtardı.
Abi o nasıl refleks. Bir an yere doğru uçarken bir anda kendimi Miranın arkasında buldum.
Şimdi bütün silahlar Mirana doğrultulmuştu. Nasıl bir belaya bulaştım ben.