Abimin kınası ve düğünü çok güzel geçti. Çok eğlendim. Abime bakıyorum da istemem yan cebime koy gibi. Kızdan baya etkilenmiş.
Garip olan kız okumuş öğretmen çalışmasına izin vermemişler ve gerçekten çok güzel. Esmer güzeli beline kadar siyah saçlar, ince uzun, gözleri ela mı bal rengimi belli değil aynı abisi gibi Miranın da gözleri bi değişik. Abim galiba karısından hoşlanıyor. Düğünde dans ederken resmen tek vucud oldular. Abim biraz daha sıksa kız nefessizlikten ölecek.
Miran ve bizde birbirimizden olabildiğine uzakta ayrı yerlerde bitirdik düğünü.
Miran sözünü tuttu sözleşmeyi ertesi gün noterde tastiklettirdik. Benim kalacak olduğum konağı da ayarladı. Hoş ben ona ev dedim o konak ayarlamış. Yardımcılar falan da tutmuş. Eşya bak beğen ben parasını öderim dedi.
Bende ona Höst ben kendim alırım eşyalarımı dedim.Abilerim ve babam sağ olsun iyi bir mal varlığım var. Hatta İzmir de evim bile var.
Annem biraz gergin, babam çok üzgün abimler kızgın kına geceme kadar geldik. Kimseye sözleşmeden bahsetmedim ne de dayak tehdidinden.
Kına günü kimse gelmeden banyomu yaptım. Yıllarca giydiğim annemin özel olarak yaptırdığı dış bedenimi giydim. Kahverengi lensleri taktım. Benlerimi yerleştirdim. Saçlarımı sıkıca örüp üstüne de perugumu iyice sabitledim. bindallımı giyince hazırdım. Çok hafif makyajda yaptım.
Erkek tarafı beni görünce hiç utanmadan yüzüme karşı güldü. Arkamdan da oyunla Miran Ağa yı kafeslediğim anlatılıyor.
Çünkü ben 170 boyunda kahverengi gözlü 110 kilo 2 koca benli çirkin ucubeye benzeyen bir kızdım. Saçlarımda omuzlarımın üstünde mısır püskülü gibi. Mirana asla yakışmayan bir gelin.
İki gün önce hastaneye gelip yüzüme karşı hakaret eden biri bile oldu. Gönlü Mirandaymıs benim gibi biriyle nasıl evlenebilirmiş onun hakkıymış.
Yav evlenseydin adam 30 yaşında şimdiye kadar seni almadıysa kırkında mı alacak.
Anası hergün fenalık geçiyormuş. Haspam kızı ölünce kına yakacaktı zaarr
Neyse benim kınam benim günüm. 15 yıllık esaretim bitiyor. Oyna kızım oyna
Kına düşmanca bakışlar eşliğinde bitti. Kayinvalidem bir ara konak mevzusunu anneme açtı. Çok bozulmuş ayrı eve çıkıyorum diye. Annem hiç oralı olmadı.
Kına kıyafetimi ve gelinliğimi de kendim aldım. Kimse benimle gelmedi annem birlikte gidelim dedi onu da ben istemedim.
Derya aşırı mutlu etrafa sürekli gülücükler saçıyor. Abimle araları iyi herhalde. Abim diye demiyorum yakışıklı kerata. Uzun boy yeşil göz kumral saç kaslı vücut okumuş kültürlü daha ne olsun.
Biz üç kardeş hepimiz farklıyız Baran abim annem ve babam karışımı, Poyraz abim tamamen babam, bende aynı annem. Tabi benim anneme benzediğimi bilen yok.
Kına yakılırken Miran geldi yanıma oturdu. Benimle dalga geçmeyi de ihmal etmedi.
" İyi oynadın mı gelin hanım"
" Valla çok oynadım "
" Oyna tabi Oyna olan bana oluyor"
" Ne oluyor sevdiğinden mi ayrıldın "
" Salak salak konuşma doktor"İşte bu kadar kadın konuşursa salak olur çünkü her zaman haklıdır.
Kına yakıldı halay çekildi herkes evine gitti. Misafirler giderken dombili gelin diye kendi aralarında konuşuyorlardı.
Neden insanların sadece dışına bakılır. Evet birisinden ilk önce dış görüntüsünden hoşlanırsın sonra hal ve hareketleri falan derken bi bakmışsın aşık olmuşsun.
Tamam bana aşık olmasınlar ama kimseye şimdiye kadar bile isteye kötülük yapmadım. Neden hep dışıma bakıyorlar.
Beni sadece üniversite de Selim ile Selen gerçekten görmüştü. İkiz kardeşler ikiside tıp okuyor.Çok iyi anlaşdık. Hep birlikte gezerdik. İnsan olduğumu ailem dışında sadece onların yanında hissettim.
Yorgun ayaklarımla odama gittim. Üstümdekileri çıkarıp geceliğimi giydim. Yatağa girince gene dayanamadım. Yıllardır olduğu gibi gene ağlamaya başladım. Oda Üstüme üstüme gelince sırtıma şalımı alıp terasa çıktım.
Önümde uzanan manzaraya bakarken Poyraz abim geldi. Beni kolunun altına alıp
" Ne oldu güzellik "
" Hiç uyku tutmadı" gözümün altını sildi.
" Peki neden ağladın "
Omuzlarımı silktim.
" Yapma, seni görmeyen insanlar için üzülme " Gene omuz silktim. Güldü. Sıkıca sarıldı bana
" o itten hoşlandın mı?"
" Hayır tabi ki de"
"Neden peki "
" prangalarımdan kurtulmak için "
Saçlarımdan öptü. Hadi git yat yarın büyük günKafamı sallayıp gittim.
Sabah saat 6 da annem herkesi kaldırdı. Kahvaltı sofrasında Derya poyraz abime imalı imalı bakıyordu.
" Bir sorun mu var yenge"
" Benlik yok ama senlik de olmasın Poyraz"
" Ne diyorsun yenge"
" Aksam teras soğuk oluyor yengecim çok durupta üşütme "Abimler ve ben kahkaha attık. Yengem anlamadı. Neler oluyor der gibi baktı.
Annem
" Onlar hep öyleler Derya akşamları terasta buluşmaya bayılırlar ben hep söylüyorum ama hiç dinlemediler"Derya kocaman gözlerle
" Siz biliyormuydunuz "
" Tabiki de canım hepimiz biliyoruz"
" Ama çok yanlış gören olursa mazallah öldürürler bile"
" Sen üzülme Derya dün akşam muhtemelen sondu" Baran abim bunu deyince hepimiz sustuk.
Annem üzgün havayı dağıtmak için" hadi çıkın hazırlanın çok işimiz var bugün hiç bir aksilik istemiyorum"Odama çıktım. Derya abimle beni görüp yanlış anlamıştı. O da haklı nerden bilsin beni.
Banyo yapıp iç çamaşırlarımı giydim. Üstüme dolgu bedenimi giyip gelinliği duvardan indirdim. Üstüme geçirip annemi aradım.
Annem gelip gelinliğin arkasını kapattı.
" Bugün son gün mü kızım " Aynadan bakışlarımız kesişti. Kafamı salladım
" Bugün son anne"Deryanın saçlarını yapmayı bitiren kuaförü odama çağırdım. Sandalyeye oturup başlayın dedim. Beni görünce bi şaşırdı. Hiç beklemiyordu.
Saçımı ve makyajımı yaptılar. Duvağımı taktılar ve odadan çıktılar. Aynadan kendime baktım çok güzel olmuştum.
Babamlar odaya geldi. Babam ayağımın altına para koydu. Baran abim 3 tur kuşağımı bağlayıp çözdü. Sonra sıkıca sarıldı bana.
" Sen yalnız değilsin güzelim ben hep ardındayım sakın olaki geri dönüşüm yok diye düşünme " Poyraz abim sözü devraldı
" Ne zaman istersen ben seni almaya gelirim. İki elim kanda olsun gene gelirim"" Bu ev senin evin kızım sakın unutma" diye tamamladı babam.
Galiba hepimiz ağlıyorduk.
Makyöz yeniden geldi. Akan makyajımı düzeltip gitti.
Dışarıdan davul zurna korna sesleri gelmeye başladı. Kafama kırmızı ortumu örtüp Babamın kolunda kapıya çıktım.
Kalabalığın önünde Miran elleri cebinde bekliyordu. Bizi görünce gelip beni aldı arabaya bindirdi. Yol boyunca hiç konuşmadı.
Konağa gelince arkasını dönüp " Bu gerçek bir evlilik olmayacak hayatı birbirimize zorlaştırmayalım tamam mı Duru"
" Bende gerçek olmasını istemiyorum Miran hadi inelim"
Miran kafasını salladı arabadan indik.
Zılgıtlar eşliğinde konağa girdik. Beni salona götürdüler. Evde kalmış kız kurusunu aldıkları için çok üzgün olan ev halkı yanıma hiç uğramadı.Düğün saati gelince tekrar arabaya binip düğün salonuna gittik. Gelin odasına girince gözüm önceden yollattığım gelinliğe kaydı. Kafamda hala kırmızı örtüyle duruyordum. Çok komik bir durum. Aynadan kendime baktım. Bu son.
Düğün saati gelince Miran odaya geldi. Hadi gidelim dedi. Kırmızı örtüyü çıkardım duvağımla odadan çıktım. İlk önce nikah kıyılacaktı.
Masaya oturduk şahitlerde oturdu. Nikah memuru ilk bana sonra Mirana malum soruları sordu. şahitlerde onaylayınca imzaları atıp Ayağa kalktık. Miran istemeyerek de olsa duvağımı açtı. Gözlerimi ona dikince neye uğradığını şaşırdı.