"10.Bölüm"

41 4 5
                                    

Kalbim kırıldığında bir yere kapanmak ve sessizce orada beklemek istiyordum. Kimse bana dokunmasın, bir şey söylemesin istiyordum. Sadece kendimle kalmak ve yorulana kadar ağlamak istiyordum. O kadar çok isteğim vardıki, ama hiç birini yerine getiremiyordum.

Aynı zamanda kendimede soruyordum; ona kırılmaya ne hakkın var? O beni öptükten sonra kaçan bendim, ama onu başkasıyla görünce gerçekten kalbim kırılmıştı. Kısa bir zaman dilimi bile olsa ben ona güvenmiştim, inanmıştım. Bana gelip kimse bana güvenmiyor dediğinde gözlerinin içine bakıp ona gerçekten güvenen kişi bendim. Bu yüzden bana bunu yapmaya hakkı yoktu.

Ama belliki sevgilisini özlemişti.

"Aden" Aysima'nın fısıldar sesi sanki çok uzaktan geliyordu. Başımı sağa doğru çevirdim, salonun girişinde ne olduğunu anlamaya çalışan gözlerle bana bakıyordu. "Efendim" dudaklarını yaladı. "Bir açıklaması mutlaka vardır" telefonu kapatıp kenara koydum. Dudaklarımdan kaçan kahkahaya engel olamamıştım, ama bu gülüşüm asla eğlendiğim için değildi. "Ne güzel ya, hepimiz eski sevgililerimizin dudağına yapışalım. Sonra diyelimki bir açıklamam var beni dinle"

Ellerimi saçlarımdan geçirdim, ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Bu yüzden yüzümde yalancı bir gülümseme vardı. "Hayır madem eski sevgilini özledin, ne diye gelip bana saçma sapan umut veriyorsun. Gerizekalı" sesim istemsizce yüksek çıkıyordu. "Hayır bende hazırlıyorum kendimi, senin için. Adım atmaya harekete geçmeye hazırlıyorum" dizlerimi kendime doğru çektim.

"Sen biliyormusun benim için ne kadar zor, aptal." Sanki karşımda o varmış gibi konuşuyordum. Sinirlerim o kadar çok gerilmiştiki, ensem ve başım ağrıyordh. Ellerimin hafif titremeside için cabasıydı. "Ben umut bile etmiştim, kısacık bir zamanda olsa. Ne hakkın var senin" gözümden bir damla yaş düştüğünde kendimede sinirlenmiştim.

Bu kadar hızlı güvenip, daha sonra güvenim kırıldığında mızmızlanmamam gerekiyordu. Buna benimde hakkım yoktu.

"Bebeğim benim, bak kızma bana ama olayın aslını bile bilmiyoruz. Dinlediğin zaman anlarsın neler olup bittiğini" yanıma gelip elini saçlarıma attı. "Sinirlenmekte, üzülmekte haklısın. Ama fevri davranma tamammı" başımı olumluca salladım. Başımı dizine yasladım.

Aysima'nın dizinde uyuyakaldım.

O gece sanki kalbim ağrıyordu.

🥅

Sabah kendimi yataktan zorla fırlatmış, okulda aklım bir karış havada dersleri dinlemiştim. Sınıftan çıkarken çantamı koluma taktım ve Aysima'nın koluna girdim. "Ben gelmiycem bir daha okula" diyerek omuz silktim. "Of bir yarrak kürek konuşma" gözlerim şokla açıldı ve omzuna vurdum.

"Ağzını topla be" beni umursamadı ve yürümeye devam etti. Beraber kantine girdiğimizde ilk defa bu kadar kalabalık olduğunu gördüm, kampüsteki kişiler normalde burda oturmayı tercih etmezlerdi. Alper beni gördüğü gibi elini havaya kaldırdı ve bize gelin tarzı bir hareket yaptı. "Şuradalar" diyerek ileriyi işaret ettim.

"Gidelim bari"onların oldukları masaya doğru ilerledik, bir sandalye çekip Leman'ın yanına oturdum. "Nasılsın
Bebek" uzanıp yanağımdan öptüğünde gülümsedim. "İyiyim sen nasılsın" saçlarını geriye doğru attı. "Açıkcası kötüyüm, sınavlarım rezil geçti çünkü" diye homurdandı. "Verimli çalışamadınmı" başını hayır anlamında salladı.

"Benim karnım aç bir şey yicekmisin sen Aden" diye soru Aysima. O sırada Çınar arkasındaydı, elini Aysima'nın çenesinin altına koyup başını geriye doğru yasladı ve alnına bir öpücük bıraktı. "Ne yemek istersin, eğer canın istiyorsa bir restaurantada gidebiliriz" Aysima gülümseyerek "Hayır" dedi. Çınar onun elini nazikçe tutarak yanına oturdu ve elini kucağına çekip parmaklarıyla oynamaya başladı.

HAYALİ FORVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin