"15.Bölüm"

31 3 0
                                    

AKIN ATAY.

Yanımda bulunan yüzü izledim bu sabah kaçıncı kez baktığımı bilmeden. Kollarımın arasındaydı ve huzurlu bir uykuda görünüyordu. Arada bir ne dediğini anlamadığım homurtular çıkartıyordu, kaşları hep çatıktı. Demekki kaşları sadece uyanıkken böyle değildi.

O'nu ilk gördüğümde dikkatimi çeken şey çatık kaşları olmuştu. Her zaman etrafa sinirli bir halde bakıyordu, ama sevdiği birisini gördüğü anda hemen yüzüne kocaman bir gülümseme yayılıyordu.

Onu uyandırmamaya dikkat ederek yanından kalktım, şakağına bir öpücük bırakmayıda ihmal etmemiştim.

Bir altmış boylarında, biçimli badem gözleri. Çilli yanaklı, her an etrafa nefret dolu bakışlar atan bu kızın her şeyim olucağını kestirememiştim.

Yavaşça odadan çıktım, amacım güzel bir kahvaltı hazırlamaktı. Hiç bir şeyin nerde olduğunu bilmiyordum bu evde, Aden uzun süre ağlamış sonra sustum diyerek ağlamaya devam etmişti. Kendini sustuğuna ikna etmeye çalıştıkça daha çok ağlamıştı, sonuç olarakda kollarımın arasında uyuyakalmıştı.

Mutfağa girdiğimde dün sokakta gördüğüm esmer çocuk vardı. Aden'in kardeşi olmalıydı, yüzünü bana döndüğünde tek kaşı havalandı "Hayırdır birader" on yedi, on sekiz yaşlarında olmalıydı "Ne hayırdır" diye sordum anlam veremeyerek "Ablamın odasında kalmalar, sabah çıkmalar felan" gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım. 

Yakın davranmaya çalışarak elimi uzattım "Ben Akın" dediğimde güldü "Canımız ciğerimizz takımımızın oyuncusunu tanıyoruz herhalde" bu sefer benim kaşlarım havalandı "Demek Beşiktaşlısın" tabi dercesine bir surat ifadesi takındı. "Normalde fotoğraf felan çekinirler ama, sen değişiksin" dedim şaşkınlığımı belli ederek.

"Abi valla dışarda görsem çekinirim. Ama bizimde raconumuz var senin ablamın odasında ne işin var" kendimi tutamayıp kahkaha attım "Sevgilimin odası sana hesapmı  vericem" kaşlarımı çattım, o da çattı. Gözlerimi ona diktim, o da bana dikti. "Ablam o benim, senin sevgilin felan değil" yav hehe dercesine elimi salladım "Sevgilim" boylarımız neredeyse aynıydı, sadece benim vücudum kaslı bir yapıdaydı.

"Ablamdan uzak dur" dilimi damağıma vurup cık sesi çıkardım. "Sen ablandan uzak dur" kollarını göğsünde birleştirdi. "Pardonda o benim on sekiz yıllık ablam, sen bir kaç günlüksün" yalandan bir sinirle omzuna vurdum. "Abla" diye çığlık attı bir anda.

Geriye baktığımda Aden'i gördüm. Kapının önünde durmuş ne olduğuna anlam veremeyen bir hali vardi, üzerinde mavi bir gecelik takımı vardı. Gözleri ağladığı için şişti, dudakları ise benim öpmelerimden dolayı şişti. Onda iz bırakmak hoşuma gitmişti.

"Ne oluyor burada, Eşref ne böğürüyorsun kuyruğu sıkışmış dana gibi" yüzünü ovuşturarak mutfağa girdi. "Abla gitsin bu" diyerek beni işaret etti Eşref. "Nedenmiş o" çok haklı bir soruydu. "Sevmedim ben bunu" dedi. Resmen bana tiksinir gibi bakıyordu "Ben sana bayıldım zaten" diye homurdandım.

"Bana bakın koca danalar, nasıl anlaşırsınız bilmiyorum. Yeterki ses yapmayın" diye söylendi ve kettle su koydu. "Ya abla valla annemi ararım" Aden öyle hızlı bir şekilde Eşref'e dönüp koluna vurduki ne olduğunu anlamamıştım. Sonra tekrar vurdu, Eşref tabi ki karşılık vermiyordu. "Sen beni ne hakla tehdit edersin" tekrar vurdu "Köpek, sen kimsin" içinden farklı biri çıkmıştı sanki.

Bir anda sandalyeye çıkıp Eşref'in sırtına atladı "Sen kimsinde bana ilk günden ihanet ediyorsun lan adi şerefsiz" kafasını ısırmaya çalışıyor sırtında debeleniyordu. Ben ise sadece gülüyordum, tek yaptığım gülmekti. "Akın abi ne gülüyosun kurtarsana ya" diye bağırdı bu sefer.

HAYALİ FORVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin