"14.Bölüm"

17 3 0
                                    

Nerde olduğumu pek fazla anlıyamasamda uyku halinden hâlâ çıkamamıştım. Kendime gelebilmek adına başımı bir sağa bir sola salladım. Elimi saçlarıma atıp karıştırdım, kollarımı kaldırıp gerinmeye çalıştım.

"Rahat dur artık" tam olarak bu noktada durdum. Ses nereden gelmişti? Rüyaydı bence. Umursamadan tekrar hareket edicektimki biri havaya kaldırdığım elimi tuttu. "Çilli derdin ne"  gözlerimi tam olarak açtığımda karşımda Akın'ı gördüm. Beraber koltukta uyuya kalmıştık.

"Uyanmaya çalışıyorum" diye mırıldandım. "Daha çok beni dövüyor gibiydin ama" onun gözleride benimkisi gibi uyku mahmuruydu. İlk defa uykudan uyanmış sesini duyuyordum, ve bu beni etkilemişti. Etkilememeliydi. Bir anlık kararla uzandım ve yanağından öptüm. Öpücüğüm onuda afallattı.

"Oynama benimle çilli" eli sımsıkı bir şekilde belimi tutuyordu. İki kişi koltukta uyumuştuk, benim bedenimin yarısı zaten onun üzerindeydi. "Oynamıyorum" öbür yanağından öptüm yavaşça. "Sen çok fena birisin" dediğinde kıkırdadım. "Neden" boynundan öptüm.

"Bana yapabiliceklerinin farkındasın ve bu hoşuna gidiyor" boynundan bir kez daha öptüm. "Ne yapabilirim ki" diye sordum muzipçe. Bir anda beni çevirdi, ben sırtüstü yatarken o üzerime çıkmıştı.  Kollarını başımın iki yanına koydu. "Ne yapıyorsun" diye sorarken bir yandan gülüyordum. "Hmm bilmem ne yapıyorum"

Dudakları boynumda gezindi. Ufak bir öpücük bıraktı, gözlerimi kapattım istemsizce. "Akın" ismi dilimden aniden döküldü. "Söyle bebeğim" gözlerini gözlerime dikti. Ben konuşurken tamamen bana odaklanıyordu, hiç bir zaman başka yere baktığını görmemişti.

"İyi ki varsın"

Burnumun ucundan öptü. "İnan bana seninleyken iyi ki olabilicek birisi oluyorum" bu dediği kalbime ağrı saplanmasına sebep oldu.

"İnanamıyorum" diye cılız bir kız sesi yankılandı salonda. Akın hemen üzerimden kalkıp oturma pozisyonuna geçti. Alin gözlerinin yarısını kapatmış elini havada sallıyordu. "Ben hiç bir şey görmedim, devam edebilirsiniz" utançtan yerin dibine girsem daha iyiydi şuan.

"Alin sen yanlış anladın" dedim. Nasıl toparlıycaktım acaba bu durumu. Biz neden durmadan birilerine yakalanıyorduk. "Yok ben anladım" dedi sanki beni daha çok utandırmak istiyor gibi. "Ne anladın bacaksız" diye yükseldi Akın. Niyeyse bu sözüne kahkahamı tutamadım. "Ne bacaksızı ya, baksana sen şu mükemmel bacaklara" diyerek bacaklarını gösterdi.

Ama Akın başka bir şeye takıldı "Abicim eteğini yolda kurtmu kaptı" gözlerim şokla açıldı. Resmen kısıtlayıcı bir abi çıkmıştı içinden. "Mağarana geri dön Akın Atay burası senin yerin değil" Akın bir anda ayaklanıp onu dirseğinden tutup yakaladı ve ters çevirip sallamaya başladı. "Abi lütfen gerçekten bir daha demiycem öyle şeyler, dilim yansınki" derken dilini dışarı çıkarmayı ihmal etmemişti.

Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. "Yenge kurtarsana beni" elini bana dlğru uzattı. "Akın bırak kızı ya" diye cırlamamla Akın kızı aniden düz çevirdi. Ama Alin ilk başta kendine gelemedi tabi, başı dönünce hemen abisinin göğsüne yaslandı. Akın kollarını ona sardığı da başının üzerine bir öpücük kondurdu.

Güzellerdi.

"Seni o kadar çok özledimki sanki ölücektim" dedi Alin. Akın burnuna bir fiske vurdu "Saçma sapan konuşma" dedi ölüm sözüne karşılık olarak. "Pekmez" diye koridora doğru seslendiğinde koskocaman köpek salona geldi. "Kızım hoşgedin" pekmez hemen Akın'ın bacaklarına dolanmaya ve ona sırnaşmaya başladı. "Özledinmi babayı" başını okşayarak üstünden öptü. "Baban seni çok özledi" hayvan sanki anlıyormuş gibi cevap verir şekilde havladı.

HAYALİ FORVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin