𝐂𝐨𝐫𝐯𝐮𝐬 [𝐓𝐨𝐦 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞]

19'

𝐦𝐞𝐝𝐲𝐚|𝐓𝐨𝐦 𝐌. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞

•

Tom Riddle

"Siktir!"

Ellerim Corvus'un yarasının üzerinde gezinirken parmaklarıma bulaşan kırmızı sıvıya bakındım.
Böyle olmamalıydı.
Aceleyle malikâneye cisimlendiğimde bunun, onu daha çok yıpratacağını biliyordum ancak kan kaybetmesinden iyiydi değil mi?

Corvina'yı yatağa bırakırken asamı çoktan çıkarmıştım bile. Bayılmasına neden olacak kadar büyük bir kesik bile değildi. Atlatabileceği bir şeydi ama şuan hareketsizce yatıyordu.
Ellerim yavaşça boynuna doğru giderken nefes almadığı bir senaryoyu düşünmek zihnime iğnelerin saplandığını hissettirdi.

Nefes alış verişleri düzenliydi. O zaman neler oluyordu?
B

irkaç iyileştirme büyüsü sıralayarak kesiği kapattıktan sonra solgun yüzüne bakındım. Sıradan bir saldırı büyüsünün onu bu kadar kötü etkilemesi normal değildi. Olmamalıydı.
Saçları ve vücudu çok ıslanmıştı. Hasta olacağından emindim. Zaten yeterince zayıf olan vücudunun tüm bunları kaldırmasını beklemek delilik olurdu.

Asamı tekrar hareket ettirdiğimde bu sefer saçları ve kıyafetleri kurumuştu ancak ellerindeki kan lekeleri hâlâ duruyordu. Uyandığında muhtemelen bundan hoşlanmayacaktı.
Hızlıca ellerindeki kandan kurtulmasını sağladım. Belki daha iyi hissederdi.
Elim alnına uzandı. Beklendiği gibi ateşi vardı. Odadan çıkarak merdivenlere yöneldim. Kütüphaneye inmeli ve önceden hazırladığım birkaç iksiri almalıydım.

"Riddle." Başımı kapıya doğru çevirdiğimde Malfoy'un geldiğini gördüm. Toplantı bile yokken neden gelmişti?

"Collins nerede?" Kaşlarım çatılırken kütüphaneye doğru yürüdüm. Peşimden geleceğini biliyordum ki öyle de olmuştu.
"Corvina seni neden ilgilendiriyor Malfoy?" Derin bir nefes verdiği sırada kütüphaneye girmiştim bile. Benimle beraber içeri girdi ve kapıyı kapattı.

"Önemli bir konu. Biraz önce Bakanlıkta çalışan müritlerimizden bir haber aldım ve..." Nasıl devam edeceğini bilmiyor gibiydi. İksir şişelerinin arasında gerekli olanları alırken hızlı olmasını bekledim.
Uzatmamalıydı çünkü Corvina yukarıdaydı.

"Onu arıyorlar." Kaşlarım çatılırken arkamı döndüm. "Hangi sebeple?"
Bir süre düşündü ve cübbesinin cebinden bir parşömen çıkardı.
"Sihir Bakanına saldırı ve kasten yaralama suçundan." Dudaklarım yukarı doğru kıvrılırken bunun alaycı bir gülüş olduğu oldukça belliydi.

Corvina gerçekten bunu yapmış mıydı?
Eğer öyleyse bu sadece hoşuma giderdi.
Kaçmasının sebebi de bu olabilirdi.
Ama hayır, onu tanıyordum. Böyle bir şey yapsaydı sonuna kadar devam ederdi, kaçmazdı.
O zaman ne yapmıştı ki kaçması gerekmişti?

"Birçok adamını göndermiş ve her yerde deli gibi Corvina'yı arıyorlar. Onu gördün mü?" Merdivenleri çıkarken yine peşimden geliyordu. Corvina'yı bu hâlde görse kimseye bir şey söylemeyeceğinden emindim. Ancak Corvina onun bu halini gördüğünü bilse beni öldürmeye çalışırdı.

Odaya girdiğimde kapının pervazından içeriye bakındı. Buraya kimsenin girmesine izin vermediğimi biliyordu.
Corvina'yı gördüğünde tepkisi ne oldu bilmiyordum ancak bir süre sessiz kaldı.
İksirleri komodine bırakırken ateşine tekrar baktım. Hâlâ vardı ve o uyanmadan yapabileceğim bir şey yoktu.

"Onu bulduklarında öldüreceklerini biliyorsun değil mi?"

"Buna izin vereceğimi kim söyledi?"