Kapının açılma sesiyle gözümü araladım. O kadar çok ağlamıştım ki en sonunda uykuya dalmıştım. Kafamı kaldırdığımda annemi gördüm çaresizce gözlerine baktım.Bu olanlarda annemi suçlayamadım onun hiçbir suçu yoktu o da evlendiğinden belli babamın ortaya koyduğu düğümleri çözmeye çalışıyordu. Sımsıkı sarıldım anneme kokusunu içime çektim doyasıya öptüm.
"Anne seni çok seviyorum asla seni suçlamıyorum sadece senin için bu evliliği yapıcam kendini sakın üzme.Ben mercanım anne herşeye rağmen dimdik durabilirim bana güven"
Sadece bunlar döküldü dudaklarımın arasından,annemden destek alarak ayağa kalktım ve anneme son kez sıkıca sarıldım.
" Ah benim güzel mercanım bahtsız yavrum ben senin her zaman arkandayım sen herşeyi başarırsın şimdi o piskopat babanın ağzı açılmasın dolaptan çok güzel elbiselerini giy güzel de bi makyaj yap yavrum kendin için annem."
Annemin sözünü dinledim dolaptan çok güzel diz üstünde sırtı ful açık olan siyah elbisemi aldım. Elbisenin üzerine dikili olan taşlar çok ihtişamlı ve göz alıcıydı. Elbiseyi hemen üzerime geçridikten sonra siyah topuklularımı giydim ve çok abartı olmayan bi makyaj yaptım. Siyah saçlarımıda maşa yaptıktan sonra tamamen hazırdım. Aynadan son bir görüntüme baktım resmen ağlayacaktım ama kendimi tutmalıydım bu savaşı sadece annem için veriyordum. Odadan tam çıkarken babamı gördüm tam tepemde dikilmiş bana bakıyordu.
"Hayret diretmeden hazırlanmışsın. Afferin biraz böyle söz dinlemeyi öğren. Ha bu arada yanlış bir hareket yaparsan canını yakarım unutma"
Yanağımdan bir makas alarak salona doğru ilerledi nefret ediyordum ondan o kızını satacak kadar şerefsiz bir insandı bunu onun yanına bırakmayacaktım.
*
Hazırlanmamın üzerinden saat baya geçmişti. Annemlerle oturmuş gelmelerini bekliyorduk. Zil çaldı ve sebepsiz yere ellerim aniden titremeye başladı. Kapıya doğru ağır adımlarla ilerledim tam kapıyı açacakken babam kolumu sertçe tuttu
"Şu yüzünde ki nefret dolu bakışları sil biraz gülümse millete rezil etme beni" sinirle kolumu çektim
" Bana ne yapacağımı söyleyecek olan en son kişi sensin bana emir verme " diyerek kapıyı açtım ilk önce annesi girdi içeriye ağzı kulaklarına varıyordu resmen. İsmi Nermindi ve nedense bana sıcak gelmişti sonra babası girdi soğuk bir adamdı hemen elini öpüp içeriyi işaret ettim. Ardından abisi girdi içeriye sinirli ve bi o kadar da soğuk bir insana benziyordu elini sıkarken içimde bir ürperti oluşmuştu ve son olarak o girdi içeriye siyah takım elbiseli, esmer birisiydi kahverengi gözleri yeşil gözlerimle buluştu elindeki buketi elime verdi ve elimi bile sıkmadan göz devirerek içeri girdi. Evet doğru okudunuz elim havada kalmıştı sinirle kapıyı kapattım ve bana aldığı buketi odama fırlatarak salona geçtim.
Salona geçtiğimde bütün gözler üstümdeydi. Hemen annemin yanına oturdum ve konuşulanları dinlemeye başladım. Hal hatırlar soruldu düğün mevzuları konuşuldu ve onlar konuşurlarken benim gözüm sürekli halıdaki desenlerdeydi. Boynumun ağrıdığını hissederek kafamı kaldırdım ve gözlerim onunkilerle buluştu çok derin bir bakışı vardı çözemediğim bir bakış. Gözlerimi hemen kaçırdım o ise bana bakmaya devam ediyordu sanki bi alana sıkışmış gibiydim .Dayanamayıp ayağa kalktım ve mutfağa geçtim. Pencereyi açtım derin bir nefes aldım, masanın üstünde ki sürahiden kendime bir bardak su doldurdum ve kana kana içtim. Kendimi toparladığımda tekrar salona doğru yönelip eski yerimi aldım. Ama o asla vazgeçmiyordu bana bakmaya devam ediyordu ben ise gözlerimi sürekli kaçırıyor başka yerlere odaklanıyordum. Halının desenlerine o kadar çok dalmıştım ki sırtımda hissettiğim soğuk bir elle irkildim.
" Ah canım kızım korkuttum mu iyimisin"
" Ah iyiyim Nermin teyzecim ben öyle dalmışım kusura bakmayın "
" Ne kusuru canım benim eh heyecandandır o dalmalar artık bana anne de canım kızım annen sayılırım"
" Peki annecim "
Kahveler çaylar içilmiş ikramlıklar yenmiş ve artık herkes evine gidiyordu kapıda dikilmiş herkesle tek tek el sıkışıp onları uğurluyordum . Ve yine o gözleri gördüm kahverengi gözler bu sefer o sıkışmak için elini uzatmıştı fakat ben hiç oralı olmamıştım ve direk kafamı sallayıp kapıyı işaret etmiştim babamın sinirli bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Herkes gittikten sonra kapıyı kapattım ve odama doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda yere atılmış olan çiçek buketini gördüm. Hemen yerden alıp onu balkondan aşağıya attım. Üstümü indirip sıcak bir duş aldım ve pijamalarımı giyindim. Yorucu bir gündü bu yüzden hemen kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım. Tam uyuyucam derken telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkildim yabancı numaradan bir mesaj vardı
" Ben baran bu benim numaram bir sıkıntı olduğu zaman yazarsın yarın saat 12.00 gibi seni almaya gelirim "
İsmi Barandı ve ben bunu yeni öğreniyordum hemen sinir bozucu bir mesaj yazdım
" Herhangi bir sıkıntı çıkarsa kendim halledebilirim sana ihtiyacım yok. Yarın söylediğin saatte aşağıda olurum"
Mesajı attıktan sonra hemen uyudum yarın yine çekilmez bir gün olucaktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mercan Hikayesi
RomanceBir berdelmiydi ki hayatımızı mahveden ya da bir berdelmiydi ki bizi aşka inandıran...