Bölüm 4

181 73 4
                                    

Bugün konakta ilk gündü. Sabah uyandığımda gelinliğim hala üzerimdeydi. Baran koltukta uyuyordu sesizce yerimden kalkıp banyoya yöneldim ve gelinliği çıkarmaya başladım. Çırpındım didindim ama bir türlü gelinliğin fermuarını açamadım. Ben gelinlikle boğuşurken banyonun kapısı açıldı baran içeri girdi.

"Yavaş be odun ne içeriye dalıyorsun "

"Senin şu dilin fazla uzamış yardım etmek istedim sadece"

" Etme sanada yardımına ihtiyacım yok "

Baran yanıma doğru yaklaştı eli belime gitti ve sırtımdaki fermuarı açmaya çalıştı. Hızlıca onu ittim

"Sana ihtiyacım yok baran bana dokunma senden nefret ediyorum"
Baran yüzüme ters ters baktı bende o sırada elime aldığım makasla gelinliği kesmeye başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan da elimdeki makasla gelinliği kesiyordum. Baran ise sadece beni izliyordu.

"Defol burdan ya defol git ne bakıyorsun ya git defol!"Baran bu söylediklerimden sonra sinirle ellerini sıkmaya başladı bi an gerçekten kıracak diye korkmuştum bir hışımla yanıma geldi beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı.

" Bak mercan sana son uyarım sen artık benim karımsın karım olarak hareket edeceksin bundan sonra canını yakmamı istemiyorsan o sesini kesiceksin anladınmı" sadece yüzüne baktım hiçbir şey diyemedim kolumu en sonunda bıraktı.

"Toparlan biraz sonrada kahvaltı için aşağıya gel" en son cümlesi de bu olmuştu. Çaresizce aynadan kendime baktım ben bu olamazdım ben güçlüydüm ama baran benden daha güçlüydü bişey yapamıyordum kaçacak şansım yoktu ama vardı da belki. İçimde bir umut oluştu aniden evet bunu yapabilirdim kaçabilirdim aslında.

*

Üzerimdeki yırtık gelinlikte kurtulup güzel bir duş alıp elbiselerimi giyinmiştim içimde bir umut vardı,kafamda bir düşünce belki de yapabilirdim kaçabilirdim ama ya yakalanırsam işte o zaman çok kötü olur baranın elinden asla kurtulamazdım. Kafamdaki bu düşünceleri bir kenara atıp aşağıya indim. Herkes çok mutlu görünüyordu kahkalarla gülüşmelerle hep birlikte kahvaltılarını yapıyorlardı.

"Günaydın herkese yine geç kaldım kusura bakmayın"

"Ne kusuru canım kızım alışırsın bir müddet sonra hadi gel de bir şeyler ye"

Nermin annenin cevabıyla baranın yanına yerleştim ve bir şeyler yemeye başladım. Ben sofraya geldikten sonra bir sesizlik oluşmuştu. Baranın babası bu sesizliği bozmuştu.

"Baran oğlum bugün mercanı al biraz gezdir eğlenirsiniz birlikte" baran kafasını kaldırarak bana baktı ve babasına cevap verdi

" Olur baba gezeriz " baranın yüzüne sinirle baktım ve ani bir cevap verdim.

"Ben gelmek istemiyorum" baran sinirle elindeki bardağı sıktı.

" Sana fikrini soran olmadı mercan geliyorsun konu kapanmıştır" Nermin anne aramızdaki gerginliği fark etmiş olacak ki hemen aramıza atıldı

" Baran kızı zorlama malum dün yoruldu bugün biraz konakta vakit geçirsin " baran annesinin cevabıyla sinirle masadan kalktı ve dışarıya çıktı. Annesi ve babasının yüzüne bir mutsuzluk çöktü.

" Şey ben özür dilerim karşı çıkmamalıydım galiba" dediğimde baranın babası bana baktı.

"Senden kaynaklı bişey değil kızım bu aralar şirketle ilgili bir kaç problem var ondandır"

" İzninizle odama çıkabilirmiyim Hızır baba"

" Tabii kızım"

Sinirlenmiştim üzgündüm ne kadar baranı sevmesem de ailesine bi o kadar kanım ısınmıştı. Ve onlar benim yüzümden üzülmemelilerdi ama yapacağım bişey yoktu tutamıyordum kendimi birisinin beni yönetmesini kaldıramıyordum.

Odaya çoktan çıkmış balkonda kahvemi yudumlayıp bahçeyi izliyordum. Kafamda derin düşüncelere boğuşurken bahçede oturan hızır babaya gözüm kesişmişti yanlız oturuyordu ve o da benim gibi derin düşüncelere dalmıştı hemen ayağa kalktım ve hızır babanın yanına gittim.

"İzninle oturabilirmiyim hızır baba"

"Oo gel kızım buyur bende tam seninle böyle yanlız konuşmak istiyordum"

"Öylemi dinliyorum hızır baba"

" Bak canım mercanım bu eve istemeyerek geldiğini ve zoraki bir evlilik yaptığını biliyorum. Senin için zor bir durum biliyorum ama baran sandığın gibi biri değil Mercan. Senden tek bir ricam var barana sadece biraz zaman tanıman emin ol baran sana alışacaktır ve sevgisini gösterecektir." Hızır babanın bu konuşmasından dolayı biraz üzülmüştüm ama üzüntümü ufak bir gülümsemeyle saklamaya çalışıyordu ve hızır baba gerçekten benim iyiliğimi istiyordu bunu hissedebiliyordum.

"Söylediklerinizi deneyeceğim Hızır baba"

Hızır babayla konuştuktan sonra epey bir zaman geçmişti ve ben konağı incelemeye başlamıştım. Sabah düşündüklerim kafamı tırmalıyordu gerçekten bir fare gibi konakta kaçacak delik aramaya başlamıştım en sonunda misafir lavabosunda buldum kendimi bir pencere vardı ve bu pencere konağın dış cephesine çıkıyordu hiç düşünmeden pencereyi açıp kendimi yukarıya doğru çektim aşağıya baktığımda çok yüksek değildi hiç düşünmeden attım kendimi aşağıya topuklularımı çıkardım ve var gücümle koşmaya başladım. Özgürdüm artık evet başarmıştım kendimi de hayatımıda hayallerimi de kurtarmıştım. Sadece koşuyordum keskin rüzgar yüzüme çarpıyordu çıplak ayaklarıma batan taşlar ne kadar canımı acıtsa da umursamıyordum. Koştum koştum koştum nereye gidiyordum hiçbir fikrim yoktu en sonunda bı kulübe gördüm tam kulübeye doğru yönelirken siyah bir araba önümü kesti. Evet maalesef benim özgürlüğümde bu kadardı kaçacak yerim yoktu artık. Baran sinirle arabadan indi ve yanıma geldi.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen mercan!" Gözyaşlarımı engelleyemiyordum istemsizce ellerim titriyordu ayakta durmakta güçlük çekiyordum.

" Baran yalvarırım bırak nolur bırak gideyim bak hem sende istemiyorsun bu evliliği ikimizde mutlu olalım benim bı ailem var hayallerim var nolur bırak beni"

" Senin ailen artık benim mercan! Artık sen benimsin saçma sapan düşüncelerini bir kenara bırak artık"

Ağlıyordum titriyordum elimden bir şey gelmiyordu baran titrediğimi görünce yüzüme baktı

" Üşüyormusun "

"Korkuyorum baran korkuyorum seni istemiyorum senden nefret ediyorum!"

Yanıma yaklaştığında kolumu sertçe tuttu ve bende bı anlık sinirle karnına sert bir tekme attım

"Ahh aptalmısın mercan!"

Baran yerde acı içinde kıvranırken fırsat bu fırsat deyip var gücümle koşmaya başladım. Baran beni takip ediyordu adım seslerinden anlayabiliyorum. Ayaklarıma batan taşlar canımı çok acıtıyordu ve koşmakta çok zorlanıyordum en sonunda artık dayanamadım ve durdum arkamı dönüp ellerimi havaya kaldırdım baranın yüzüne baktım

" Teslim oluyorum"

Baran yanıma geldi yüzüme derin derin baktı kolumu tutup serçe sürüklemeye başladı. Çığlık attığımda ise yaralanmış olan ayaklarımı gördü beni kendine çekip kucağına aldı.

"Kendim yürüyebilirim"

"Mercan daha fazla konuşma istersen"

Arabaya geldiğimizde yolculuk boyunca ikimizde ağzımızı açmamıştık. Bana çok sinirliydi her an bişey söyleyecek gibi olup tekrar susuyordu. Konağa geldiğimizde beni odaya çıkardı. Üstümü giyindikten sonra kendimi yatağa attım ayaklarım çok acıyordu resmen işkence çekiyordum.Baran elinde bir kutuyla odaya geldi ve yanıma oturdu. Ayaklarıma pansuman yapmaya başladı. Hızlıca elini tuttum kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sıkıntılarımı kendim giderebilirim"

"Ben kendin gidermeni istemiyorum"

Dediklerimi umursamayıp pansumana devam etti. Sonunda bitirdi kutuyu çekmeceye bırakıp yanıma geldi yüzüme baktı

"Bir daha böyle bişey yaparsan canını yakarım mercan bu konakta yaşıyorsan benim kurallarıma uymak zorundasın. Bu olanlardan kimsenin haberi olmayacak ve sende bir daha böyle bir şeyi tekrarlamayacaksın." sesizce sadece kafamı salladım baran koltuğa geçip uzandı bende yatağa uzanıp gözlerimi kapattım sadece uyumak istiyordum hiçbir şey düşünmeden,sadece uyumak.

Bir Mercan HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin