Bölüm 20

73 11 2
                                    

İşte yine gelmişti, yine bulmuştu beni.

Kapıda bir süre yüzüne baktım. Ses çıkarmadan sadece bakışıyorduk.

"Ne işin var senin burda söylediğim laflar seni doyurmadı mı yeterince"

"Nereye gidersen git seni bulacağımı söylemiştim"

Omuzuma çarpıp içeriye girdi. Kapıyı kapatıp arkasından ilerledim. Baran hiç bir şey olmamış gibi koltuğa yayılmış sigarasını içiyordu.

"Kimden izin aldın içeri girmek için"

Baran sigarasından bir nefes daha çektikten sonra yere atıp ayağıyla söndürdü. Ayağa kalkıp tam karşımda dikildi.

"Evime girerken senden izin almama gerek yok"  geriye doğru bir adım atıp uzaklaştım ondan.

"Ben giderim o zaman"

Adımlarımı kapıya doğru yönelttim. Ama o benim önüme geçti. Anahtarını  çıkartıp kapıyı kitledi.

"Ne yapıyorsun sen delirdin mi Baran"

"Benden kurtulmak o kadar kolay değil mercan hanım"

"Ver şu anahtarı"

Anahtarı kapının yuvasından çıkartıp cebine koydu.

"Kolaysa al"

Omuzuma tekrar çarpıp salona gitti. Bu kendini ne zannediyordu sinir bozuntusu.

"Baran yeter artık ne istiyorsun ya sen benden"

"Yeter mercan sus aynı konuları başa sarıp konuşmaktan çok sıkıldım"

"Hayır efendim konuşucaz. Orta da borç falan yok ben neden seninle evlendirildim bana açıklamak zorundasın"

Ayağa kalktı. Dibime kadar geldi yine kahrolası gözlerini dikti gözlerime.

"Çünkü ben buranın ağasıyım. Ben istedim ve oldu."

"Ağalığını sikeyim şerefsiz adam!"

Göğsüne sertçe vurup onu itekledim.

"Ne haddine ya! Benim hayallerimi, hayatımı bitirdin sen. Sen ne kadar adi bi herifsin ya"

"Laflarına dikkat et!"

"Allah belanızı versin ya sizin sende o lanet olası ailen de mahvetti beni şimdi karşıma geçip canım istedi oldu bitti'ye getiremezsin işi"

"Sana laflarına dikkat et dedim!"

Parmağını sallayarak üzerime doğru geldi.

"Senin ailen seni bana sattı mercan. Zaten senin bi hayatın yoktu anladınmı. Gerçeklerle yüzleş artık"

"Hayır çok direndim ama artık yok katlanamam sana boşanmak istiyorum"

"Boşanmak....boşanmak mı istiyorsun hadi git boşa....bana muhtaçsın mercan nereye gidebilirsin bu koca mardin de girdiğin her fare deliğinden çıkarırım seni"

Cevabını verdikten sonra koltuğa oturdu bir sigara daha yaktı. Ben de çaresizce tekli koltuğa oturdum.

Tam o sırada kapı çaldı. Merakla baranın yüzüne baktım. Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Bende arkasından ilerledim. Gelen yiğit'ti. Baran'ı yanımda görünce şok'a uğramıştı.

"Y-yiğit" baran hemen araya atıldı.

"Oo mercan suç ortağın da gelmiş içeri buyurmaz mısın ağabey"

Yiğit bakışlarını barana çevirdi.

"Yok ben emanetimizi almaya geldim"

Baran alayla sırıttı.

"Kimin emaneti"

"Allahın emaneti baran"

Yiğit elini bana uzattı.

"Mercan, gidelim"

Önce baran'ın yüzüne baktım sonra da yiğit'in bana uzattığı eli tuttum. Yiğit'in yanına doğru geçerken Baran bana seslendi.

"Mercan nereye gidersen git-"

Elimi kaldırarak onu susturdum.

"Nereye gidersem gideyim beni bulacaksın."

Baran başını salladı.

Konağa gidiyorum deyip yiğit'i çekiştirerek arabaya doğru ilerledim. Yiğit de yanıma oturup arabayı çalıştırdı.

"Yiğit biraz dışarıda dolaşabilir miyiz nefes almaya ihtiyacım var"

Yiğit kafasını salladı. 5-10 dakika sonra parka geldik. Gözümü kestirdiğim bir banka oturdum. Derin derin nefes aldım gözyaşlarım akıttım düşündüm......düşündüm. Yiğit o sırada merakla beni izliyordu. Kızarmış gözlerim ona çevirdim

"Ondan kurtulmam imkansız değil mi"

Yiğit cevapsız kaldı. Uzun bir iç çekip konuşmaya devam ettim.

"Neden peki ya neden...... Neden ben neden bu  hayatta bütün olaylar beni buluyor yoruldum artık Yiğit nefes alamıyorum."

Yiğit hemen söze atıldı

"Mercan sana yardım etmek isterim ama-"

"Edemezsin Yiğit bana benden başka kimse yardım edemez"

Elimle gözyaşlarımı kuruladım ayağa kalktım.

"Hüküm belli ölüm olmadan bu savaş sona ermeyecek ya o toprak olacak ya ben"

Yiğit telaşlanarak ayağa kalktı

"Mercan gözünü seveyim saçma sapan bir şey yapma"

Hiçbir şey demeden arabaya doğru ilerledim kapıyı açıp oturdum. Kısa bir süre sonra konağa geldik. Bir daha adım atmamak üzere çıkmıştım bu konaktan nereden bilebilirdim ki buranın ve esiri olacağımı. Odaya çıktım. Kapıyı açtığımda baran dışarıyı seyrediyordu. Bana baktı. Yüzüne bile bakmadan yatağa doğru geçtim. Battaniyeyi kafama kadar çektim. Baran da kısa bir süre sonra yanıma geldi. Beş on dakika kadar bekledikten sonra baranın düzenli nefes alışverişlerinden uyuduğunu anladım. Battaniyeyi hafifçe üzerimden çektim. Parmak ucumda ilerleyerek odadan çıktım. Aşağıda depoya doğru ilerledim. Kapıyı açıp içerden benzin bidonunu aldım. Elim titreye titreye açtım kapağını. Döktüm konağın her yerine. Benzin kokusunu damarlarıma kadar hissediyordum. Konağın dışına çıktım. Bahçenin de her yerine döktüm benzini. Elim cebimde ki çakmağa doğru ilerledi. Elime aldım çakmağı, yaktım ateşi uzun uzun izledim. Sonrada attım yanan çakmağı konağın üstüne. Konak alev alev yanmaya başladı. Yüzümde acı bir gülümseme oluştu. Belki de kimse yaklaşamıyordu korkusundan bu konağa ama ben gözümü kırpmadan yakmıştım bu koskoca konağı. Çünkü onlarda gözlerini kırpmadan yakmışlardı hayatımı. Koskoca Koroğlu konağı yanarken ben keyifle gülümsüyordum.

İntikam buysa alınmıştı, savaş buysa kazanılmıştı.


Bir Mercan HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin