BÖLÜM 2

87 20 36
                                    

Başım dik ve öfkeyle hızlı adımlarla oradan ayrıldım. Hemen soyunma odanına geçip üstümü deyiştim. Ağlamıyordum. Ağlamak da istemiyordum. Bir dakika ben niye ağlayacaktım ki? O, bu haline ağlasın! O okuldan çıkacaktım. Orada daha fazla durmayacaktım. Beynimde sürekli bu cümle dolaşıyordu. Üstümü giyinip, çantamı aldım. Cebimden arabanın anahtarını aldım. Ve park ettiğim yere doğru ireliledim. Nihayet arabaya ulaştım. Kapını açıp, sürücü koltuğuna oturdum. Çantamı ve telefonumu yan tarafa fırlattım. Öfkem hala dinmemişti. Hala o insana söylemek istediklerim vardı. Kendime olan saygımdan oradan uzaklaşmıştım.

Apartmana ulaştığımda derin bir nefes aldım. Anneme ne söyleyecektim? Evet. Tabii ki olanları. Ama ağır bir laf yiyeceğim de bir gerçekti. Beni suçlayacakı. Neden bir şey söyledin diyecekti. Ama ben söylediklerimin arkasındaydım. O bunu hak etdi.

Merdivenleri yavaş yavaş çıkmaya başladım. Nihayet ev kapısının önünde kapının numarasıyla bakıştım. "Merhaba 17 numara" dedim içimden. Kapıyı açıp sürünen adımlarla içeri girdim. Evden sadece televizyonun sesi geliyordu. Salona geçtiğimde annem koltukta oturarak sabah kuşağı izliyordu. Beni görünce büyük gözleri daha da büyüdü. "Melodi, ne işin var burada? Senin derste olman gerekiyor." Derin nefes alarak olanları anlatmaya başladım. Beni dinledikce gözleri daha da büyüyor, şaşkınlıktan çıldıracak halde bana bakıyordu. Cümlemi bitirir bitirmez hemen söze başladı. "Sen kafayı mı sıyırdın? Adama neden buz küpü diyorsun? Ne haddine senin?" Ağzımı açıp bir söz diyecektim ki sözümü kesti. "Sus! Konuşma! Ben özür dileceğim öğretmeninden. Özürümü kabul etmese okuldan atılacaksın farkında mısın?" Bu cümleni duyar duymaz gözlerim büyüdü, kaşlarım benden habersiz çatıldı. Artık annem olması umurumda değildi. Sesimi yükseltip cümleye başladım. Yine sözümü kesecekti ki umuruma almadan cümleme devam ettim. "Ne diyorsun sen? Özür mü? O adamdan gidip özür mü dileyeceksin? Özür dilerim ama senin kızın senin o adamdan özür dileyeceğine sessizce bakamaz. Benim hayatım, benim okulum. Adam ne doğru düzgün ders veriyor, ne de ağzının lafını biliyor. Sen de gidip özür dileyim diyorsun. Hayır! İstemiyorum." Son cümlem onu etkilemişti. Annemin tam bir imparatoriçe olduğunu söylemiştim. O okula, eğitime çok deyer veriyordu. Eğer ben bir şey öğrenemeyeceksem neden oraya gidiyorum ki?

Ortama sessizlik çöktü. Sadece İstanbul sokaklarındaki motorların sesi geliyordu. Annem hala düşünceden çıkamamıştı. "Cevap vermeyecek misin?" Nihayet ses benden geldi. Bana baktı ve söze başladı. "Ne yapmamı istiyorsun?" Kaşlarımı çattım ve yanıtladım. "Bence anlayamayacak bir şey yok! Okulumu değiştir." Çok net şekilde ona cevap verdim. Yine düşüncelere daldı. "Cevap ver nolur." Yine sessizlikti. Bu son cümlemi duyduğu an verdiği cevap beni delirtmeye yetti. "Bakarız." Oturduğum koltuktan ayağa kalktım. Kaşlarımı çattım ve ağzımdan geleni söyledim. "Ne? Bakarız mı? Sen ne söylediğinin farkında mısın? Bakarız ne? Benim ne istediğim umurunda değil. Hayatımda bana bir kez bile olsun ne istediğimi sordun mu? Hayır! Hep benden habersiz kendi istediklerini, kendi kararlarını veriyorsun. Ve ortalarda dolanıp hep 'şunu yapma,bunu yapma' diyip duruyorsun. Beni kendine benzetmeye çalışıyorsun. Senin gibi huysuz, neşesiz biri olmamı istiyorsun. Ama ben asla senin gibi olmayacağım. Lütfen yeter artık! Ben senin kızınım! Kızın! Bir kere bile benim düşüncelerimi, fikirlerimi sorarak haraket et!" Annem bakarız dediğinde genelde cevap 'hayır' oluyordu. Bu söylediklerimden sonra derin nefes aldım ve son cümlemi söyledim. "Sen benim okulumu deyiştirmeyeceksense ben değiştiririm. Artık büyüdüm. Ve senin tutsaklığın altında olmayacağım. Özgür olacağım. Bu da benim sana son sözüm."

Çantamı alıp odama geçecektim ki lanet olası kadının sesini duydum. Acıklı ses tonuyla "Melodi dur!" diye bağırdı. Hiç istemesem de arkamı dönüp annem olacak kadına baktım. "Özür dilerim." Sesi soğuk ve gayet rahat çıkıyordu. Gözlerimin içine bakarak sözüne devam etdi. "Bu sefer kendin ne yapmak istiyorsansa onu yap! Sana karışmıyorum. Özgür olmak istiyorsansa ola bilirsin. Ben üstüme düşen şeyleri yapacağım. Ama hangi okulu seçmek senin kararın!" Gözlerimi irice açtım. Sanırım az önce söylediklerim bir işe yaramıştı. Duyduklarıma inanamıyordum. Bana ilk defa 'ne istersen yap' demişti. "Gerçekten mi?" "Evet. Seni özgür bırakıyorum. Ne istersen yap. Hangi okulu seçmek istiyorsan seç. Zaten ben de yoruldum. Bir süreliğine yurt dışına gideceğim. Sen okulunu seç, ben gerekli işlemleri yapıp bir süreliğine tatil yapacağım. Sen de işlerine devam edersin."

BALERİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin