BÖLÜM 4

95 21 47
                                    

Evet! Artık 20 Temmuz gelmişti! Bu gün seçmeler olacaktı. Son haftalarda deli gibi çalışıyordum. Artık tamamen hazırdım. Seçmeler 11:00-da başlayacaktı. Ben ise sabah saat 07:00-dan kalkmıştım. Hızlı duş alıp, kahvaltı yapmıştım. Sıra kıyafetlere gelmişti. Bale performasında rahat olmam ve haraket ettiğimde beni rahatsız etmeyecek kıyafetler tercih ettim. Her zamankı gibi vücudumu saran bir tayt ve rahat tişört giydim. Ayrıca, bale ayakkabılarımı ve saçımı sıkı topuz etmeyi unutmadım. Hava çok sıcak olduğu için üzerime ayrıca bir şey almadım. Arabayla gideceğim için bu sıkıntı değildi. Tam hazır olduktan sonra boy aynasının karşısına geçip kendimi baştan aşağıya süzdüm.

Her zamankı gibi sade görünüyordum. Belime kadar olan kahverengi, kalın saçlarım sıkı topuzla kombinimi tamamlıyordu. Yüzüme hiç bir şey sürmemiştim. Her zamankı gibi doğal güzelliğimdi. Ben her zaman doğallıktan yana olmuşumdur. Şimdiye kadar hiç bir zaman makyaj yaptığım olmamıştı. Kahverengi, uzun gözlerim, kırmızı, dolgun dudaklarım, küçük burnum ve pürüssüz cildim beni hep gayet iyi göstermiştir. Zaten güzelim. Neden biraz da abartayım ki?

Odamın kapısını açıp salona geçtiğimde gördüklerim karşısında afalladım. Annem iki büyük bavulla salonun tam karşısında arkası bana dönük şekilde durmuş telefonla konuşuyordu. Benim ayak seslerimi duyduğu anda yüzünü bana doğru çevirip, telefonunu kapattı. Ben hala şaşkın gözlerle bavullara bakıyordum. Nihayet şaşkınlığımı bir yana bırakıp konuşmaya başladım. "Anne?" dedim. Gözlerimi bavullardan çekip kaşlarımı çatarak ona bakıp, konuşmaya başladım. "Nereye gidiyorsun?" Derin nefes aldıktan sonra "Yurtdışına gideceğimi sana söylemiştim. Bu güne planlamıyorduk ama kızlar yanlışlıkla bu güne bilet aldıklarını söylediler." dedi. Dolu gözlerimi ondan çekerek "Ne yani, tatil yapmak senin için beni desteklemekten daha mı önemli?" diye sordum annem olası kadına. "Senin desteğe ihtiyacın yok ki. Sen zaten güçlü ve becerikli kızsın. Büyük ihtimalle de geçersin seçmeleri." Derin nefes aldım. Artık fazlasıyla öfkeleniyordum. "Ne kadar süre kalacaksın peki?" diye soru yönelttim. "1 yıl kadar." dedi. Gözlerimi irice açtım. "Ne? 1 yıl mı? 1 yıl sen yurt dışında ne yapacaksın?" Homurdanarak gözlerini devirdi. Bağırarak "Çok yoruldum Melodi! Hep seninle meşgul oldum. Babanın ölümünden sonra depresyona girdim. Sana belli etmemeye çalışıyordum ama çok üzülüyordum. 6 ay psikoloğa gittim. Şimdi iyiyim. Ve yine karmakarışıklığın içine girmek için kendimi hazır hissetmiyorum. Sen zaten buralarda olmayacaksın. Ben tek başıma ne yapacağım buralarda? O yüzden kızlar tatil teklif etdiğinde hemen geleceğimi söyledim. Hem tatile ihtiyacım vardı, hem de sen zaten buralarda olmayacaktın." diye bana çıkış yaptı.

Bu açıklamasından sonra sinirim bir az da olsa yattı. Son yıllarda gerçekten çekilmeyen birine dönüşmüştü. Birden "Desteklemek konusuna gelirsek ben seni her yerde, her koşulda destekliyorum. Ve inanıyorum. Sen gerçekten güçlü kızsın. Geçeceksin seçmeleri." dedi. Daha sonra cebine koyduğu telefonu çıkarıp saate baktı. "Saat 10:30. İkimiz de çıksak iyi olur. Arabaya binelim, ilk önce seni bırakayım, sonra da kendim giderim." Onu başımla onayladım. Tam salondan çıkacağım anda kolumdan tuttu ve bana bir anne şefkatiyle sıkıca sarıldı. Bunu en son 10 yıl önce yapmıştı. Babamın yaşadığı zamanlarda. Mutlu, huzurlu olduğumuz zamanlarda. Babamın ölümünden sonra çok kötü birisi olmuştu. Bana yaklaşmıyordu bile. Ama şimdi sanki buna ihtiyacım olduğunu anlayarak sarılmıştı bana. Nihayet ayrıldığmızda bavullarını aldı ve benim arkamdan evden çıktı. Ben hızlıca merdivenleri inerken o, kapıyı kapatıyordu. Binanın bahçesine indiğimde annemin hemen arkamdan geldiğini gördüm. Anahtarı bana uzattığında almadım. "Seçilip, seçilmediğim cevabını alana kadar Lara'da kalacağım. Zaten 2 gün sürücek." Bu açıklamamı hiç beklemiyordu ki, kaşlarını çattı. "Emin misin?" dedi bir anda. "Eminim. Zaten gelmesem Lara çok kırılacak." Bu açıklamayı yaptıktan sonra arabaya doğru yürümeye başladım. Park arazisine geldiğimizde annem arabanın anahtarına basarak arabayı çalıştırdı. İkimiz de ön koltukta oturduk. Annem telefondan navigasyo'nu açtı. İstanbul bu gün çok sıcaktı.

BALERİNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin