Hepimiz yaşadığımız süre boyunca birçok sürpizlerle karşılaşmışızdır bu hayatta. Bazen en ufak bir şeye şaşırabiliyoruz. Doğamızda var. Mesela bir insandan olumlu veya olumsuz beklenmeyen bir tavır alırsak, kötü geçeceğine emin olduğumuz kışı dizlerimize kadar yağan karlarda yuvarlanarak geçirirsek, "Bu yıl benim yılım olacak" diye heves ederek girdiğimiz yılın ilk haftalarında kötü bir olay yaşarsak, doğum günümüzde beklenmedik sürprizler yapılırsa, sokakta sarhoş, kendini kaybetmiş insanların davranışlarını görürsek, hoşlandığımız biri ile iletişimde bulunursak... Bunun gibi bir çok şey var aslında.
Her şeye alışırız bir süre sonra.Ama gün gelir, bir şey olur ve sanki ilk defa bir gariplikle karşılaşıyormuş gibi tepki veririz.
O bir şey olur, düşünmeden duramayız.
O bir şey olur, nedenini merak eder, deli gibi sorgularız.
O bir şey olur. Hiç umut etmediğiniz bir şey.
Belki de heyecanlanırız, mutlu oluruz o şey yüzünden.
Şu anda tamamen böyleydim.
Dün kızlarla kağıttaki önemli olacbileceğini düşündüğümüz çoğu şeyi birbirimize yardım ederek ezberlemiştik. Bu sabah ise tekrar ofiste toplanmış ve son tekrarları yaptıktan sonra Bayan Marie ve adamları ile beraber güzel elbiseler almaya gitmiştik. En son kostümlerimizi giymiş, makyajımızı yapmış aşırı süslü bir şekilde hazırlanmıştık.
Benim yüzümde çok ağır olmayan bir makyaj, bembeyaz bir elbise, elbisemle uyumlu gümüş renkli bir kolye ve çanta vardı. Ayakkabılarım çok yüksek topuklu değildi ve saçlarım açıktı.
Kendimi hala güzel bulmuyordum.
Diğer kızlar ise benden kat kat daha güzel, şık olmuşlardı. Hepsi kendi aralarında konuşuyor, ne kadar heyecanlı olduklarından bahsediyorlardı.
Fakat ben sadece camdan bakıp o nota verilen cevabın sahibini düşünüyordum.
İşte, her ne kadar birçok şey deneyimlesem de beni en çok şaşırtıp heyecanlandıran olaylardan birisi de buydu. Hala etkisinden çıkamamış, deli gibi düşünüp duruyordum. Acaba bir kadın mıydı? Veya bir erkek. Evli miydi? Kaç yaşındaydı? Benim gibi soğuk havaları, çocukları, hayvanları, kitap okumayı ve yazılar yazmayı seven biri miydi? Kötü bir insan mıydı? Yoksa çok mu iyi biriydi...
Kimdi bu...
"Chaeyoung, iyi misin?"
Düşüncelerimin arasından sıyrılmama kolumda hissettiğim el ve duyduğum ses yardımcı oldu. Kafamı çevirdiğimde sesin sahibinin Sana olduğunu gördüm. Elinde ne olduğunu anlamadığım iki tane küçük parça vardı ve bana uzatıyordu.
"Özür dilerim. Dalmışım." Dedim elindekileri alarak. "Bunlar ne?"
Bayan Marie kafasını hafifçe çevirerek sorumu cevapladı:
"Mıknatıslı küpe. Fakat içinde hem kamera hem de mikrofon var. Acil bir durumda olduğunuzu görürsek sizinle konuşabilmek ve yardım gönderebilmek için. Ayrıca siz de birbirinizle konuşabilirsiniz."
Sadece kafamı salladım. Bir yandan küpeyi kulağıma takarken, bir yandan da kızlara bakıyordum. Hepsinde farklı tarzda küpeler vardı. Anlaşılmasın diye birbiriyle alakası olmayan küpeler takılmıştı herkese.
"Herkes hazırsa beni iyi dinleyin. Biz farklı bir arabayla müzenin yakınlarında olacağız ve size verdiğimiz küçük kameralı mikrofonlarla sizi izleyeceğiz. Yapmanız gereken şey ise müzedeki ziyaretçiler farketmeden en üst kattaki sadece çalışanların girebildiği odaya girmek. O odada bir masa olması lazım. Ve masadaki çekmecelerden birinde size fotoğrafını gösterdiğim adamla ilgili bir dosya. O dosyayı alır almaz yine gizli bir şekilde ineceksiniz. Zaten yapmanız gereken diğer şeyleri biliyorsunuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who? || Chaelisa
AcakHayatı hep şansızlıklarla geçmiş, eski neşesi ve enerjisinin eksikliğini uzun süredir hisseden Chaeyoung, bir yandan eskisi gibi olmaya çabalıyor, bir yandan da zorluklarla savaşıyordu. Hayatının bu noktasında onu tanıyacak olan Lisa, Chaeyoun...