Hiç kendinize ihanet ettiniz mi?
Büyük ihtimalle bu soruyu alan kişilerin çoğunun kafası karışacak, hatta anlamayacaklar bile.
Ama o hissi ömürleri boyunca bilecekler.
Çok sevdiğiniz birisi vardır. Veya sizin için önemlidir. Belki bir arkadaşınız, belki sevgiliniz. Onunla olan ilişkinize çok değer verirsiniz. Belki çok sık konuşamazsınız ama seversiniz. Sizin için değerlidir.
Ama o size aynı değeri vermiyordur.
Bunu anladığınızda peşinden koşarsınız. Bir sürü mesaj yazarsınız. Sonuç ne olur?
Mesajlarınızı tek kelime ile bırakır.
Size hakaretler eder.
Sizi küçümser...
O da olmadı ararsınız. Peki onun sonucu ne olur?
Açmaz.
Fakat siz bütün bu olanlara rağmen onunla konuşmaya çalışırsınız. Gururunuzu ayaklarınızın altına alırsınız. Tonlarca şey yaparsınız. Belki de hayatınızda yapmadığınız bütün şeyleri ona yaparsınız. Belki de tek ihtiyacınız olan şey biraz sevgidir;
Ama o bunu umursamaz.
Ve siz de gerçekleri yavaş yavaş anlamaya başlarsınız. Artık kabullenme aşamasına gelirsiniz. Kendinizi suçlarsınız, eski anılar aklınıza geldikçe paramparça olursunuz. Duygularınızı kontrol edemezsiniz. Bir ağlar, bir gülersiniz. Bir huzursuz olur, bir güvende hissedersiniz. Bir gece uyur, bir gece uyuyamazsınız. Kendinizi tanıyamaz hale gelirsiniz.
Yavaş yavaş kendinizi kaybedersiniz.
Ve bir şeyi anlarsınız.
Belki de hiç anlamamanız gereken bir şey.
Bütün bunları yaparken kendinize ihanet ettiğiniz gerçeği.
"Chaeyoung, hadi."
Sürücü koltuğundaki Bayan Marie'nin seslenmesiyle kendime geldim. Aradıktan yaklaşık 3 dakika sonra gelmişti ve beni almıştı. Şimdi ise büyük bir apartmanın, Jennie'nin kapısının önündeydik.
"İniyorum."
Hızlı bir şekilde kapıyı açıp arabadan indim. Dışarıya çıkınca apartmandan gelen sesler daha net duyuluyordu. Ayrıca etrafta telaşlı insanlar vardı. Bazıları sanırsam polislerle konuşuyordu. Arkadan gelen Bayan Marie'nin adamları ile birlikte hızlı bir şekilde kapıya doğru ilerlemeye başladık.
"2. Katta oturuyor." Arkadan Bayan Marie'nin sesi geldi.
Hızlı bir şekilde merdivenlerden ikinci kata çıktık. En önde ben vardım. Etrafı incelerken kapısı açık olan bir daire gördüm ve Bayan Marie'ye döndüm:
"Burası mı?"
"Evet." Adamlarına seslendi: "Çabuk!"
Hızlı adımlarla kapının yanına geldik. Önce içeriye bir baktım. Her yer dağılmıştı. Dışarıdaki seslerden dolayı içeriden ses gelip gelmediğini duyamıyorduk. Fakat salonda bir gölge var gibiydi.
"İçeri!" Dedi Bayan Marie.
Silahımı elim aldım ve dikkatli adımlarla içeri girdim. Ortalık darmadağındı. Her yerde kırık cam parçaları, kırılmış resimler vardı.Hiçbir şeyin yerini değiştirmeden inceliyorduk.
Salona geldiğimizde ise gözüm ilk zemine kaydı. Büyük televizyon devrilmiş,vazolar yerde paramparçaydı. İçindeki toprak ve çiçekler yerlere saçılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who? || Chaelisa
RandomHayatı hep şansızlıklarla geçmiş, eski neşesi ve enerjisinin eksikliğini uzun süredir hisseden Chaeyoung, bir yandan eskisi gibi olmaya çabalıyor, bir yandan da zorluklarla savaşıyordu. Hayatının bu noktasında onu tanıyacak olan Lisa, Chaeyoun...