Ertesi sabah görev provası için ofise gelmiştik. Yine dün olduğu gibi bugün de girişte ve içerideki bazı odalarda güvenliklerin sayısı fazlaydı. Düne göre daha az olsa da yine de gerilmiştik. Ve şu an hala gergindik. Çünkü içinde olduğumuz prova odasında da güvenlikler vardı.
Bayan Marie oturduğu koltuktan kalktı ve konuştu: "Tamamdır arkadaşlar, şimdi savunma ve dövüş için çalışmanız gerek. Bunun için aşağıya inmeliyiz."
Önde bizler ve arkada güvenlikler olmak üzere aşağıya indik. Ofisin arka bahçesinde müthiş büyüklükte bir alan vardı. Burayı önceki görev için prova yaparken yine görmüştük fakat her seferinde beni büyülemeyi başarıyordu.
"Jennie ve Nayeon, Sana ve Jisoo, Chaeyoung ile Lisa. Beraber çalışacaksınız." Dedi Bayan Marie sert bir sesle.
Kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. İkimiz beraber dövüşecektik. Acaba nasıl dövüşüyordu? İyi miydi? Acaba onu şaşırtabilecek miydim?
Karşımda durduğunda göz göze geldik. Gözlerinde yine o derin bakışlar vardı. Sizi içine iyice sürükleyen bakışlar. Sonsuza kadar size baksın isteyeceğiniz bakışlar.
Bir dakika, ne diyorum ben?
"Başlayalım istersen?" Haylaz bir şekilde sırıtarak konuştu.
"İlk sen gel."Dedim.
"Tamam."
Lisa etrafımda yavaşça daireler çizmeye başladı. Ben ise savunma anında bekliyordum. Bir anda arkamdan boğazıma sarılınca aniden dirseğimle kasıklarına vurdum. Daha sonra ise boynumdaki elini sıkıca tutup kaldırarak kolunun altından geçtim ve onunla yüz yüze geldim. Elini hala tutuyorken bir defa da karnına diz attım.
Hafifçe öksürdü ve geri çekildi." Vay canına, bunu beklemiyordum."
Sadece gülümsedim. Birkaç saniye kendine zaman tanıdıktan sonra yeniden ayaklandı ve etrafımda tekrar daire çizmeye başladı. Bu sefer bir anda boynumu kollarının altına almıştı. Kendisi sağımda kalıyordu. Kollarıyla kafamı aşağıya çeker çekmez sağ elimi kaldırıp yanağına, sol elimi ise aşağıdan kasıklarına götürdüm ve sertçe vurdum. Aldığı sert darbe yüzünden kolları gevşedi ve kafamı kolaylıkla çıkardım.
Nefes nefeseydi." Sen neymişsin be!"
Yanına yaklaşıp omzunu patpatladım. "Az emek vermedim. Kendime bu konuda güveniyorum."
Elleri dizlerinin üstündeyken kafasını bana çevirdi ve doğrulup bana doğru yürümeye başladı: "Kendine güvenmen güzel bir şey."
Beklemediğim bir anda karnıma yumruk yediğimde sarsılmıştım. Mesafemiz yakın olduğundan dolayı alttaki dabeyi görememiştim. Sersemlememi fırsat bilip beni kendine doğru çekti ve sırtımda ufak bir batma hissettim.
"Sen, nasıl? O bıçağı nereden buldun?" Sırtımdakinin bıçak olduğunu anlamıştım.
"Kendine ne kadar güvenirsen güven, mesafeni korumalısın." Burun burunaydık. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. "Çünkü her zaman başarılı olamazsın."
Alaylı bir şekilde gülümsedim. Gülümsememe karşılık şaşırmıştı çünkü tam sol göğsünde duran elimde bir çakı olduğunu bilmiyordu. Çakıyı dikkatli bir şekilde kalbine doğru tuttum. Elime bakığında çok şaşırmıştı. Bunu beklemiyordu.
"Ben kendime güvendiğimi söylersem yalan söylemem." Şaşkın gözleri bir elime, bir de bana bakıyordu. Etkilenmişti. Gözlerimle çakıyı işaret ederek konuştum: " İsteseydim seni saniyeler içinde öldürebilirdim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who? || Chaelisa
AcakHayatı hep şansızlıklarla geçmiş, eski neşesi ve enerjisinin eksikliğini uzun süredir hisseden Chaeyoung, bir yandan eskisi gibi olmaya çabalıyor, bir yandan da zorluklarla savaşıyordu. Hayatının bu noktasında onu tanıyacak olan Lisa, Chaeyoun...