9

41 8 9
                                    

Aradan yaklaşık 1 saat geçmişti. Kızlar Lisa ile tanıştıktan sonra kurduğum planı anlatmıştım. Yarın tekrar görüşüp plan üzerinde detaylı konuşmak üzere sözleştikten sonra Lisa eve gitmişti. Kızlar gelmesi için ısrar etmişti fakat o hasta hissettiğini söyleyip gitmişti. Biz ise şu an Sana'nın doğum günü için onun evine gelmiştik. Jennie ile ben, Nayeon ile ise Jisoo yan yanaydı. Sana ise en başta oturuyordu.

Fakat bir sıkıntı vardı.

Herkes çok gergindi.

"Sizce bugün ofiste neden o kadar güvenlik vardı?" Diye sordu Nayeon.

"Bilmiyorum." Dedi Jisoo sadece önüne bakarak. Ama onun bir şeyler bildiğini gözlerinden okuyabiliyordum. Veya bir tahmini vardı. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki kafasını kaldırdığında göz göze geldik. O da benim onun hakkında ne düşündüğümü anlamış gibiydi. Direkt gözlerini kaçırıp Sana'ya baktı.

"Neyse" dedi Sana. "Buraya kafa dağıtmaya geldik ve öyle de yapacağız."

"Ben mutfağa gidip geliyorum hemen." Dedi Jisoo. "Chaeyoung, bana yardım eder misin?"

"Tamam" ben masadan kalkarken Sana da benimle birlikte ayaklandı.

"Lütfen oturun, ben hallederim."

Jisoo onu geri oturttu. "Sen doğum günü kızısın. Bir şey olmaz. Hem ben çok severim böyle pasta hazırlamayı falan."

Sana yerine oturduktan sonra bana baktı. 'İçin rahat olsun' anlamında bir bakış attıktan sonra Jisoo ile mutfağa geldim. Kapıyı arkamdan kapattı ve bana döndü.

"Sen Lisa'yı nereden tanıyorsun?"

Hemen her şeyi ortaya dökmek istemedim. O yüzden şimdilik başka bir şey söyledim:

"Kırtasiyede aradığım bir şeyi bulmamda yardım etmişti."

Jisoo inanmış gibi gözüküyordu.

"Fakat benim de bir sorum olacak." Dedim.

"Sorunu tahmin edebiliyorum. Zaten bu konuyu konuşabileceğim tek kişi sen olduğun için seni çağırdım."

Jisoo arkasını dönüp bizim için sandalye çekerken gözlerim yerdeydi. Duyduğum şeyi idrak etmeye çalışıyordum.

Konuşabileceğim tek kişi mi?

Bana güveniyor muydu?

Garip gözükmemek için Jisoo'nun çektiği sandalyeye çok geçmeden oturdum. Hiç beklemediğim bir anda elimi tutunca daha da şok olmuştum.

Elimi tutan birisi var.

Beni seviyor, bana değer veriyor.

Bana güveniyor.

Bu gerçek miydi? Yoksa ben mi çok abartıyordum?

Abarttığımı düşünmüyordum çünkü hayatımda kimse benim elimi tutmamıştı. Birinin senin elini tutmasının verdiği sıcaklığın, güvenin ne olduğunu bilmiyordum. Ve çok istemiştim birinin benim elimi içtenlikle tutmasını. İçimdeki küçük kız çocuğunun hayallerindendi.

Ortamdaki uzun süren sessizliği Jisoo bozana kadar gözlerimin dolduğunu farketmemiştim.

"Hey, iyi misin?"

Birbirine kenetlenmiş ellerimizden gözlerimi nihayet ayırıp Jisoo'ya çevirdim. Gözümden akan yaşı hızlıca sildim.

"Evet. Niye ki?"

Who? || ChaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin