11• Dead Memories

119 17 57
                                    

Minho'nun bu seferki kayboluşu çok da uzun sürmemişti. Ailesinin ona olan tavırlarının ne kadar sağlıksız olduğunu, kapana kısılı kaldığı süre boyunca yeterince düşünmüştü zaten.

Ancak başka birisinden kendisi olduğu için sevilmediğini duymak biraz da olsa atmayan kalbini kırmıştı.

Sadece bir gün görememişti Jisung onu. En üst katta çiçeklere odaklanmış şekilde düşünen Minho'yu gördükten sonra, kendisini rahatsız hissetmemesi için bir daha çıkmamıştı oraya.

"Sence beni diriltebilir misin? Yani öteki dünyaya gitme işi olmazsa eğer. En azından başka bir çıkış yolumun olup olmadığını bilmek istiyorum." Jisung'un karşısındaki adamı ertesi gün gördüğünde duymayı beklediği cümleler bunlar değildi.

"Açıkçası bilemiyorum. Genellikle daha yeni ölmüş bedenleri geri dirilttim şimdiye kadar. Çürümüş bedenler ya da kemiklerle herhangi bir tecrübem yok." Minho'nun gözlerine bakmaktan kaçınıyordu.

Byeol'ü sevmeye devam ederken konuşmasını sürdürdü. "Belki de bir şeyler bulabilirim eğer istersen. Yine de uzun sürebilir araştırmalarım."

"Bunu yapar mısın gerçekten? B planı olarak en azından. İkinci bir seçeneğim olsun istiyorum. Bu evde daha ne kadar kalacağımı düşünmekten beş yüzüncüye öleceğim nerdeyse." gülerek konuşmuştu Minho. Espiri yaptığını düşünüyordu.

Jisung ise düşüncelere daldığı için, Minho'nun kendinden gayet memnun olmuş yüz ifadesini kaçırmıştı.

Jisung istese, kemikleri bile kalmamış insanları geri diriltebilirdi. Tek gereken ya gömüldükleri yerden bir avuç toprak, ya da külleri idi.

Minho'nun tekrardan dünyaya gelmesini istemiyordu. En azından şimdilik.

Çünkü geçmişteki tecrübelerinden biliyordu. Ölü bedenleri tekrardan dirilttiğinde Jisung'u hep terk etmişlerdi. Hiçbirisi yanında kalmak istemiyordu.

Sevdikleri yaşayan insanlar, hemen onu bırakıp koşarak eşlerine, dostlarına, ailelerine geri dönüyordu.

Öleli yüzyıllar geçmiş olan insanlar da onun yanında kalıp ona 'yük olmak istemiyorlardı.' Bu yüzden tek başına kalıyordu her zaman.

Minho'nun da onu bırakmasına izin veremezdi.

Onu görmeye başlayalı çok uzun zaman olmasa da, onu hissedeli aylar oluyordu. Garip bir bağ hissediyordu Minho'ya karşı. Sanki onu hissetmezse, hayatında kötü şeyler olmaya başlayacakmış gibi.

Sırf bu yüzden, Minho'ya, onu isterse diriltebileceğini söyleme işini biraz daha ileri bir tarihe atma kararı almıştı.

•••

Minho artık Jisung'un yanından ayrılmamaya başladığı zaman, ikilinin arasındaki iletişimde de bir şeyler değişmeye başlamıştı.

Geceleri Minho'nun gözünü kırpmadan onu izliyor olması ilk başlarda Jisung'u tedirgin etmişti. Garip bir şekilde hızlıca alışmıştı Minho'nun bu alışkanlığına. Hatta kendisini daha güvende hisseder olmuştu.

Sabahları uyandığında, Byeol'ü evin diğer ferdiyle oynarken görmek içini anlamlandıramadığı bir huzurla kaplıyordu. Birbirlerine günaydın deme alışkanlığını da kazanmışlardı.

Jisung dişlerini fırçalamak ve güne hazırlanmak için banyoya girdiğinde Minho kişisel alanına saygı duyuyordu. Bazen de yaşayan adamı kızdırmak için minik şakalar da yapabiliyordu.

Jisung bazen aynada kendine bakarken aniden Minho'nun yüzünü görebiliyor, bazen eşyalarının yerleri değişebiliyor, bazen de özellikle ılık yapmaya çalıştığı çeşme suyu buz kesebiliyordu.

I'll Wait Forever • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin