🚨3• Your Eyes Are Swallowing Me

181 20 42
                                    

🚨Tw//ölüm, silah, klostrofobi hissi

Minho, Jisung'un buradan gitmesini her şeyden çok istiyordu. Bu evin onda uyandırdığı hisler, öldükten sonraki zamandan beri hiç de iyi değildi.

Bu düşüncesi Jisung'un ev sahibini gördükten sonra daha da artmıştı. Bay Kim ona hem tanıdık, hem de çok uzak gelmişti. Göğsünün üzerinde hissettiği ağrıyı tanımlayamıyordu. Neden olduğunu anlayamadığı bu düşünce kafasını karıştırsa da kesinlikle emindi.

Jisung bu evde daha fazla durmamalıydı.

Hem, onu evden kaçırmak için yaptığı şeyleri nasıl görmezden gelebilirdi ki? Ne hakla? Minho ciddiye alınması gereken birisiydi. Han'ın tavırları kesinlikle affedilemezdi. Asla.

Jisung, Bay Kim ve tamircinin işleri bittiğinde onları uğurladı, çoktandır hak ettiği uyku planlarını gerçekleştirmek için odasına gitti. Odasına girdiği anda kendini garip hissetti. İçinden bir ses ona burada olmaması gerektiğini söyleyip duruyordu.

Bu düşünce çok saçmaydı. Anksiyete ilaçlarını da almıştı oysa, niye böyle göğsü sıkışıyor gibiydi? Ayrıca sabahtan beri sürekli bu odaya girip çıkıyordu, ne değişmiş olabilirdi ki?

Sonrasında aklına, daha beş dakika önce evde olan iki adamın odasından geçip de banyoya gittikleri düşüncesi düşüverdi. Hoş, evde oldukları süre boyunca ne yapmış olabilirlerdi ki canım? O kadar da kötü insanlara benzemiyorlardı. Jisung sadece çok ince düşünüyordu o kadar. Hem gece diye de kendini korkutuyordu büyük ihtimalle. Uzun zamandır da tek başına kalmadığı için de belki bu kadar takıyordu her şeyi kafasına.

Yaşadığı bu paranoya hissini azaltmak için odanın her köşesini didik didik aradı.

Ne aradığını bilmiyordu. Belki dolabın kenarına sıkıştırılmış bir gizli kamera, yatağının altına takılmış bir dinleme cihazı veya kıyafetlerinden birine yerleştirilmiş takip cihazı...

Odada garip görünen bir eşya bulamayınca Jisung, derin bir nefes aldı. Yine de içindeki o tuhaf hissi bir türlü atamıyordu. Tanımadığı yeni bir yerde, tek başına olmanın verdiği gerginlik diye düşünmeye zorladı kendisini.

Yatağa uzandı, gözlerini kapattığı gibi uykuya daldı.

•••

Nefes alamama hissiyle uyandı. Sanki ciğerlerine yeterince hava çekemiyor gibiydi. Vücudunu da oynatamıyordu. Elleri, kolları, bacakları sanki kitlenmiş gibiydi.

Gözlerini bir hışımla açtı.

Uyku felci geçirmeyeli çok uzun zaman olmuştu, aldığı ilaçların iyi yönleri diye düşünmüştü şimdiye kadar. Demek ki yeterince iyi gelmiyorlardı. Doktoruna gidip dozları hakkında konuşma zamanı gelmişti belki de.

Uyku felci geçirdiği durumlarda ne yapması gerektiğini, yaşadığı panik yüzünden hemen hatırlayamadığı için kendini sakinleştirmesi biraz uzun sürmüştü.

İlk önce nefesine odaklandı. Düzene soktuktan sonra, dikkatini parmaklarında yoğunlaştırdı. Hareket edebildiğini anladığı zaman, garip bir şeylerin olduğunu fark etmesi de çok da fazla zamanını almamıştı.

Jisung'un yaşlarına yakın, gözlerini avına odaklamış bir kedi edasıyla kısmış, sanki saydam görünümlü, tam da göğsünün üzerine çökmüş pozisyonda duran bir çocukla burun buruna buldu kendisini.

I'll Wait Forever • minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin