🚨Tw//ölüm, kan
Minho öldüğünü ilk başta idrak edememişti. Canının çok yandığını hissetmiş, sonrasında bedenini artık hiç hissedemediğini fark etmişti. Vücudunda şok yüzünden adrenalin hormonunun arttığını düşünmüştü.
"Aşkım hiçbir şey yok ağlama. Ağlama canımın içi lütfen sakin ol. Bak hiçbir şey olmadı. Canım acımıyor söz veriyorum sana. Tamam belki biraz acıyor ama geçecek. Geçecek bebeğim korkma tamam mı? Seni çok seviyorum. Sen benim her şeyimsin. Lütfen ağlama göz yaşlarına dayanamıyorum, lütfen."
Bangchan ile konuşmuş, o ağlamasın diye elinden geleni yapmaya çalışmıştı. Ancak Bangchan onu duyamıyordu artık.
Minho'nun hala daha sıcaklığını koruyan bedenini kucaklamış, artık gülmeyen, üzülemeyen, ağlayamayan yüzünü avuçlamış, başını göğsüne yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
Bangchan'ın çığlıkları evdeki kaosun sesini bastıracak derecedeydi neredeyse.
Evdeki herkes ya ağlıyor, ya da geçirdikleri şok yüzünden ne yapacaklarını bilemiyordu. Kendilerine daha erken gelenler aralarında polisi ya da ambulansı arayıp aramama konusunda tartışmaya bile başlamışlardı.
"Ne duruyorsunuz gerizekalılar! Çabuk ambulansı arayın! Minho'yu kurtarmamız lazım. Anlamıyor musunuz! Siktiğimin ambulansını arayın, polisi arayın bir şey yapın! Onsuz ben bir hiçim!" Bangchan'ın gür sesiyle evren sanki durmuştu.
"Arayamayız." dedi arkadaşlarından birisi, "Minho'nun tüm kanı üstünde, ya senin yaptığını zannederlerse?"
"Herkes şokta anlayabiliyorum ama hepimiz olayı gördük. Bu kadar kişinin şahitliğini hiçe sayacaklarını düşünmüyorum." diye araya girmişti evdeki bir diğer kişi.
Olayın şokunu atlatamayan birkaç kişi kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. "Kaçan kişiyi nasıl bulacaklar. Kimdi ki gelen? Tanıyan var mı aranızda? Çok korkuyorum. Ya geri gelirse?"
"Siz kafayı mı yediniz! Bana ne olacağı umrumda değil. Size ambulansı arayın dedim. HEMEN!" Bangchan'ın sözleri herkesi tekrardan susturmayı başarmıştı.
Ambulansın gelmesi ne kadar sürmüştü hatırlamıyordu Minho. O an tek derdi bebeğinin daha fazla üzülmemesiydi.
Polis ve ambulans aynı anda geldiğinde evdeki kaos ortamı daha da artmıştı sanki. Paramediklerden biri Bangchan'ı Minho'nun vücudundan ayırırken, iki paramedik cansız bedende bir yaşam belirtisi görmek için uğraşmışlardı.
Kurşunların hayati yerlere denk geldiğini fark ettiklerinde geç kaldıklarını anlamaları da çok geç olmamıştı. Bangchan'ın çığlıkları eşliğinde ambulansa götürmek için hazırlamışlardı Minho'yu.
Minho tüm bunlar olurken Bangchan'ı hala daha rahatlatmaya çalışıyordu. Kendisini duyurmak için git gide sesini yükseltse de hiçbir işe yaramamıştı. Minho hala daha öldüğünün farkında değildi.
Polis ve paramedikler eşliğinde evdeki herkes dışarıya çıkartılmış, ön sorguları için arabalara götürülmüşlerdi.
En son Bangchan evden çıkartılmıştı. Minho bir an olsun yanından ayrılmamış, canından çok sevdiği ilk aşkının elinden tutmaya çalışmıştı. Fiziksel olarak ona dokunursa rahatlatabileceğini düşünmüştü. Ancak sürekli unuttuğu şey, artık ona dokunamıyor olmasıydı.
Bangchan tam kapının eşiğinden geçirilirken Minho da peşinden gitmek istemişti. Fakat çok garip bir şekilde dışarıya adımını atamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll Wait Forever • minsung
FanficEn çok okunanlar listesinde taht kuran ünlü korku yazarı Han Jisung, 'hayranlarının' onu taciz etmesinden bıktığı için bir göl evi kiralar. Burada yaşadığı olaylar belki de hikayelerine konu olacaktır, kim bilir?