Tenya ve Akane

40 14 24
                                    

Öğle arasından sonra iki saatlik sıkıcı bir tarih dersi vardı. Çıkışta diğerleriyle konuşmadan direkt Tenya'nın yanına gittim. Dışarı çıktık. Bizim ev, Tenya'nın evinin yolunun üstündeydi. Eniştemin arabasına bindik. Önce Yoichi'yi aldık. Ardından eve gittik, Tenya'yla benim odama geçtik.

"Ne garip bir ilk gündü," dedi Tenya. Güldüm.

"Evet, ilkokulun başından beri her sene diyorsun." O da güldü.

"Bu sene çok eğlenceli olacak."

"Daha ilk günden kavga çıkardık, bu sonuca nasıl vardın?"

"Evet kavga kötüydü ama birbirimizle anlaşmayı öğreneceğiz. Ayrıca herkesin özgünlüklerine bir bak, hepsi de trol için süper uygun! Çeşit çeşit şekilde arkadaşlarımızı şakalayabiliriz!"

"Evet, yeterince yaratıcı olursak bir şaka serisi bile oluşturabiliriz!"

"Akane, ben açım."

"Tamam, bir şeyler ısıtayım."

Evdeki patates yemeğini ısıtmaya gittim (Evet patates yemeği). Tenya benimle geldi ve tabak çatal koydu. Eniştem ve Yoichi'ye sordum, aç değillermiş. Yemeği yerken konuşmadık. Sonra salona geçtik. Ona defterime yazdığım yeni fablı gösterdim.

"Tırtıl ve toprak solucanının aşkı..?"

"Sadece oku."

"Bir toprak solucanı, küçük bir tırtıla âşık olmuş. Tırtıla her gün toprağın altından, en güzel çakıl taşlarını getirirmiş. Ama tırtılın gönlünü bir türlü kazanamamış. Sonra bu tırtılın, çok obur bir tırtıl olduğunu öğrenmiş. Meğerse tüm gün yaprak yiyormuş. Bunu öğrenen toprak solucanı, gönlündeki bu tırtıl için en uzun ağaçlara tırmanmış, en güzel yaprakları toplayıp tırtıla vermiş. Tırtıl o yaprakları yerken öyle mutlu oluyormuş ki, toprak solucanının içi içine sığmıyormuş. Hatta öyle ki, toprak solucanı tüm gününü yaprak toplamayla geçirir olmuş. Hem kendi işlerini, hem yeme içmesini aksatmış. Bir deri bir kemik kalmış. Ama en azından tırtıl onunlayken çok mutluymuş.

Bir gün tırtılı, üstüne yaprak benzeri bir şey örerken görmüş. Ne olduğunu anlamayıp yaprak getirmeye geri gitmiş. Döndüğünde tırtılın yerinde kapalı bir yaprak gibi bir şey duruyormuş. Bunun, tırtılın ördüğü yaprak olduğunu anlamış. Büyüklerine, bunun ne olduğunu sormuş. Tırtılın uykuya çekildiğini, bu yaprak gibi şeyin de onun kozası olduğunu öğrenmiş. Tırtıl burada bir süre uyuyacakmış.

Bu sırada, toprak solucanı da boş durmamış, yine yememiş içmemiş tırtıl için yaprak biriktirmiş. Tırtıl uykudan uyanınca, yaprakları ona verecekmiş. Ama işler istediği gibi gitmemiş. Tırtıl kozasından çıkınca, ıslak kanatlarını kurutma derdine girmiş. Kanatları kuruyunca, uçmaya başlamış. Artık yaprak yemiyormuş, uçarak çiçeklerin özlerini alıyormuş! Toprak solucanı bunu duyunca yıkılmış, artık tırtılın, yani kelebeğin ona ihtiyacı yokmuş! Kelebek için yaprak toplamayı bırakmış, artık kelebek onun yüzüne bile bakmıyormuş. Toprak solucanı, kelebeğin başka bir kelebekle aşk yaşadığını duyunca, hüznünden hastalanmış. Kelebek onu ziyarete bile gelmemiş. Kelebeğin, yanındaki kelebekle başka diyarlara uçtuğunu öğrendiği gün ölmüş."

Okumayı bitirdikten sonra duraksadı.

"Nasıl sence?"

"Güzel ama diğer fabllarının arasına koyman için sonunu baya bir değiştirmen gerekiyor."

"Evet, orijinal hâlini hikayelere, sonu değiştirilmiş hâlini fabllara eklemeyi düşünüyorum."

"Nasıl bir değiştirme planlıyorsun?"

BNHA+4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin