"sessizliğin müziği"

242 22 32
                                    

"Artık ruhumuzu uyutacak
bir masal kalmadı ama belki sabah olur"

Kara müştemilata yavaş hareketlerle girmiş, ışığı açmadan koltuğa yerleşmişti. Bir müddet duvarı izledi. Bugün olanları unutmak zihnini boşaltmak istiyordu. Sonra aniden Hümanın onu öpdüğü an gelmişti aklına. Elini dudaklarına götürerek küçük bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Işığın açılmasıyla düşüncelerinden ayrılmıştı

"Ne yapıyorsun lan burada? Sırıtıyorsun kendi kendine? Hayırdır delirdin mi?"-Barbar elindeki poşeti masaya bırakarak ceketini çıkardı. Sonra kendini Karanın hemen yanına koltuğa bıraktı.

"Uzun bir gün oldu ha Kara"

"Hem de nasıl"-Kara esnerken aynı zamanda konuşmaya çalıştı.

"Hüma nasıldı?"-Barbar gerçekten endişeliydi. Yıllarca Hümadan böyle bir çıkış beklemişti ama bunu bugün bu şekilde alacağını hiş düşünmemişti. Hümanın üzülmesi hoşuna gitmiyordu ama gözlerinin açılmasını, gerçekleri görmesini istiyordu...

"Kötüydü ama haklıydı. O yüzden geçecektir. Sadece yanında olmam..mız lazım. Senin de izninle Barbar , ben bu kızın yanından yedi yirmidört ayrılmayacağım"

"İzin vermezsem ayrılcan sanki"

"Ayrılmayacam öyle nezaketen sorayım dedim. Kızımızın ağabeyine danışmak lazım tabi"-Kara başını Barbarın omzuna yaslamış sonra yüzüne küçük bir sırıtış eklemişti-"Ulan Barbo iyi ki varsın lan. Tabi sen şimdi burada Gülayşe'yle böyle olmak varken benimle bu şekilde olmayı hayal etmemiştin kesin ama Allahın adaleti işte"

Barbar ayağa kalkmış Karanın kafasına şaplak attıktan sonra masanın üzerindeki poşeti almıştı-"Şebeklik yapma Kara. Al açsın sabahtan beri. Lahmacun aldım sana yersin. Ben de uyuyorum sessiz sessiz ye."

"Bir iyilik yapıyorsun sonra öyle bir şey söylüyorsun ki iyilik mi işkence mi anlamıyorum. Ama iyi adamsın ha. Verdim gitti kız kardeşimi"-Kara yüzünü hafif buruşturarak Barbara bakmış güldüğünü gördüğünde o da gülmüştü-"Çatal uyuyo lan sessiz ol"-işaret parmağını burnuna doğru götürmüş sus işareti yapmıştı.

Kara Barbarın içeri girmesini ve kapıyı kapatmasını bekledi. Sonra hızlıca telefonunu çıkarıp bir şeyler yazdıktan sonra elindeki son kalan lahmacun lokmasını ağzına atarak dışarı doğru koştu. Havuzun yanına gelmiş mesaj attığı kişinin çoktan orada olduğunu görmüştü.

"Gülayşe"

Gülayşe aniden adını duymanın verdiği içgüdüyle Karaya doğru dönmüş, gözlerini devirmişti-"Bu soğukta umarım anlamlı bir şey için çağırılmışımdır"

"Ya kızım anlamlı diyorum. Güven şu Kara abine be"

"İyi ,neymiş?"

"Hüma'yla film izleyeceğim"-diye itiraf etmişti bir çırpıda.

"Şaka mı?"-elini ağzına götürüp dudaklarını kapattı ve birkaç saniye bu şekilde şaşkınlığını yaşadı-"Ne kadar ciddisin şu an?"-derken Kara Gülayşenin şaşkınlığını, olayı bu kadar abartmasını anlamsız bulmuştu-"Sarhoş filan değilsin değil mi?"

"Hayır?"-kaşlarını kaldırdı-"Çok ciddiyim"-derken stresle alt dudağını dişledi. Ardından kollarını iki yana açarak sesli bir nefes verdi-"Onu sinemaya davet ettim.. daha doğrusu galiba o beni davet etti..sonuç olarak biz yarın sinemaya gidiyoruz "

"Ciddisin"

"Oldukça"

"Çok şey diyesim var ama aynı zamanda ne diyeceğimi bilmiyorum"

?iki kişilik yalnızlık¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin